27 Aralık 2017 Çarşamba

Kadere İnat-Kadın 10.bölüm

Çoğu TÜRK dizisinde olaylar,hiçbir zaman anlayamadığım bir şekilde erkek karakterlerin etrafında dönüyor.Aynı adama aşık olan iki kadın karakter ya da bilindik zengin kız fakir oğlan hikayeleri,tabii ki bu verdiğim örneklerde de çok başarılı işler var,benim takıldığım nokta bu tarz işlerin çoğunlukta olması.Ancak bazı projelerde var ki bu duruma gösterilebilecek şahane birer istisna.İçlerinde barındıkları karakterler güçlü kadın karakterler nasıl yazılmalıdır,sorusuna cevap niteliğinde olan.Şöyle bir hafızamı yokladığımda bana göre buna verilebilecek en özel örnekleden bir tane yine Hande Altaylı'nın eşsiz kaleminden can bulmuş ''KAHPERENGİ'' adlı romanın uyarlaması olan MERHAMET'TİR.Aslına bakarsanız ''KADIN'' dizisini oyuncu kadrosunda Özge Özpirinçci olmasına rağmen ki oyuncuğuna hayranım, geç fark etmiş bir seyirci olarak, şunu söyleyebilirim ki içinde ''Kadın'' olmanın farklı hallerini muazzam bir biçimde görüyoruz.Ama bana göre bu karakterlerin içerisinde önemle üzerinde durulması gereken karakterlerin başında Bahar geliyor.Ve bana sorarsanız her anlamda Türk televizyon tarihimizdeki en başarılı karakterlerden.İzlediğimiz her bölümde yaşadığı binbir felaketle baş edebiliyor olması,mucizelere olan inancımı artıyor.Bir kadının eğer isterse neler başarabileceğine gösterebileceğine en güzel örneklerden bence.Son birkaç bölüme kadar Bahar'ın içindeki bu gücün kaynaklarından birinin Sarp'la yaşadıkları Aşk olduğunu düşünüyordum.Ancak Sarp tarafından,hayal kırıklığına uğratıldığı anda bile ilk şoku atlatıp çocukları için yaralarını sarıp hemen ayağa kalkması bunun böyle olmadığını gösterdiği bana.Bahar'ın yaşadığı durum Sarp'ın ortalarda olmaması da göz önüne alındığında daha bir içinden çıkılmaz oluyor.Çünkü  sevdiğiniz adam,çocuklarınızın babası hakkında bir takım iddialar ortaya atılıyor.Ve sizin bu sorrup sorgulayabileceğiniz hiç kimse yok karşınızda.Ve işin bence kırıcı ve yakıcı olan kısmı da çocuklarınızın babalarıyla alakalı kurdukları dünyayı yıkmamak adına susmanız gerekmesi.Zaten Şirin'in psikopatlıkları her geçen bölüm biraz daha tehlikeli bir hal alırken bunun ne kadar zor olduğu konusunda bir şey yazmama gerek yok.Orjinalini hiç izlememiş olduğumdan gelecek bölümlerle ilgili birkaç tahminimi sizlerle paylaşmak istiyorum.Her şey önce ben Sarp'ın kesinlikle Şirin'e umut vermiş olabileceğini düşünmüyorum.Şirin tamamıyla hayal dünyasında ve burada yaşadıklarını Bahar'ın sinirlerini bozmak için kullanıyor,ancak;evet aldatmamış olabilir ama bu tamamen suçsuz olduğunu göstermez ki değil ve ben Sarp'ın bir şekilde hala hayatta olduğunu düşünüyorum.Bana kalırsa Arif ve Bahar arasında tam bir şeyler yaşanmaya başadığında çıkıp gelecek.Yeni bölümleri daha büyük merakla bekliyorum.Emeklere Sağlık.

11 Aralık 2017 Pazartesi

Yine mi klişe --DOLUNAY 23.BÖLÜM

Bölümü iki kısımda incelersek eğer, ilk yarı tam anlamıyla bir romantik komediydi.Ve bu anlamda da farklı sahner izledik bence.Ama bölün ikinci yarısı için çok istememe rağmen benzer cümleler kuramayacağım için çok üzgünüm.Sıkı bir dizi takipcisi ve objetif bir izleyici olarak tabii ki hiçbir zaman herşeyin süt liman olmasını beklemiyorum.Çünkü öyle bir durumda hikaye anlatmanın bir anlamı olmaz,ve işte tam bu noktada devreye klişeler girer. Türk dizilerinde klişeler her daim baş tacıdır.Hikayenin tıkandığı noktalarda, rahat akmasını sağlamak için ilk başvurulan yol ve yöntemdir.Ki malumunuz olduğu üzere mevcut dizi sürelerinde bu tarz hamlelere başvurulmasını son derece haklı bulduğumu söylemeleyim.Ancak;bazı yapımlar sürekli olarak bu kısır döngüye takılıyor bence.Dün akşam izlediğimiz bölümde de benzer bir durum oldu bana kalırsa.Türk dizilerinde kötülerin egemenliği ve çeşitli katakullilerle sevenleri ayırması,Türk dizi seyircileri olarak hepimizin alışık olduğu bir şey aslında.Ancak ,NazFer ilişkisinin gidişatı açısından böylesi bir hamle için henüz çok ama çok ereken olduğunu düşünüyorum.Zaten bu ilşki için her şey çok yeni ve adeta bebek adımlarıyla ilerliyordu ki son sahne tüm olay akışını en başa sardı.''Ferit'' karakterinin kadınlar konusundaki güven problemini biliyoruz.Ve bu olay bunu daha da körükleyecektir.Zaten yeni yeni yıktığı duvarlarını yeniden örüp,intikam ve hırsla donatılacağını düşünüyorum.Umarım bu noktadan sıkı ve sağlam bir biçimde dönülür.Ama ne yalan söyleyim son sahnede bir ters köşe isterdi gönül,lakin olmadı...Bakalım haftaya bizi neler bekler?Emeklere Sağlık...

4 Aralık 2017 Pazartesi

ZEYTİN DALI-DOLUNAY 22.Bölüm

Hani hep deriz ya :Hayat belli engelleri olan zorlu bir yolculuktur diye.Sizi ne zaman nereye savruracağını asla tahmin edemiyorsunuz.Olumsuz olarak gördüğünüz bir olay mutluluktan havalara uçabileceğiniz doğurabiliyor çoğu zaman.Nazlı ve Ferit ilişkisinin başlayış biçimine buna çok güzel bir örnek bana kalırsa.Dolunay'ı çok sevmeme rağmen; son zamanlarda şikayet ettiğm noktalar vardı:Bunlardan en önemli olanı,Nazlı ve Ferit ilişkisinde haftalardır gözle görülür bir ilerleme olmamasıydı.''Pelin'' karakterinin gelişiyle birlikte bu ikili arasındaki durum ilerlemesi gerekirken daha bir kördüğüm oldu.Seyirci olarak Ferit ne zama bir hamle yapacak diye beklerken,nihayet bu bölümde kalbindeki kilidi açtı ve NazFer ilişkisi açısından millat niteliğinde sahneler izledik.Bazen,insanın elindekilerin kıymetini bilebilmesi için kaybetme korkusunu iliklerine kadar hissetmesi gerekir.Kaybetme korkusu,katlanılması oldukça zor bir duygu olduğundan;insanın kalbinde depremler yaratır,ama bu sarsıntılar sonucunda kişi sarsılır ve kendine bile söyleyemediği duygularıyla yüzleşir.Nazlı'nın İznik'e gitmesi her ikisini de duygularıyla yüzleştirdi ve bana kalırsa ilişkilerindeki önemli bir düğümü kesip attı.Bana göre bölümün can alıcı bir diğer kısmı da Asuman'ın başına gelen olaydı.Ancak bu durum alakalı çok fazla bir şey söylemek istemiyorum.Çünkü artık Asuman'dan ciddi anlamda ümidimi kestim.Bu kadar akıllı geçinen bir karakterin devamlı olarak,aynı kişiler tarafından önceden tahmin edilmesi hiç de zor olmayan bir oyunlara getirilmesi çok can sıkıcı oldu.Nazfer ilşkisi için çok önemli adımlar atılmış olabilir lakin Asuman'ın peşinden getirdiği belalar, zaten kendisinden çok haz etmeyen Leman'ın eline oldukça önemli bir koz verdi.Bu durum Nazlı için oldukça zorlayıcı olacak gibi bir his var içimde.Her şeye rağmen izlediğin en mükemmel bölümdü NazFer açından.Böyle devam lütfen, emeklere sağlık.

27 Kasım 2017 Pazartesi

Kendinden Kaçmak-Dolunay 21.BÖLÜM

Bazen insanın hayatında yaptığı hamleler vardır;o hamleyi yaptığınız zaman kar topu misali diğer olaylar peş peşe gelir.Nazlı'nın Ferit'e yapmış olduğu doğum günü süprizi de bakıldığında tam  olarak böyle bir etki yarattı her ikisi içinde.Fikrimi sorarsanız,Pelin'in gelişi ve bu durumun diziye kattığı heyecan unsuru hariç oldukça boş bir bölümdü.Ferit ve Nazlı karakterinin yolculuğunu izlemeye başlayalı tamı tamına 21 bölüm oldu.Ancak ilişkilerinde bunca zaman hep ''Bir adım ileri iki adım geri'' durumu oldu.Bölümde beni asıl rahatsız , Pelin'in geldiği ilk dakikadan NazFer ilişkisinin altını oymaya çalışması ve üstelik bunda da başarılı olması oldu.En azından anlık dahi olsa Ferit'i sarsmayı,dengesini bozmayı başardı.Dizinin ilk bölümlerinden bu yana Nazlı'nın gerçekten çok yüksek bir sabır eşeği çok yüksek bir karakter olduğunu düşünmüşümdür.Nitekim bu bölümde beni yanıltmadı son ana.Ama tabii herkes için bir son nokta vardır.Ki Nazlı açısından bu noktaya çoktan gelindiğini düşünüyorum.Önce Asuman'ın sinir bozuculukta zirve yapmış pervasızlığı sonra Ferit'in tamda ihtiyacı olduğu zamann Nazlı'yı yalnız bırakması,Nazlı için kendi içine yönelmesi gerektiğinin en önemli göstergesiydi bana göre.İncinen,kırılan bir kadın bir süre sonra kalbini koruma altına alır ve karşısındaki insan ne kadar çabalarsa çabalasın o zırhı aşıp,sevdiğinin kalbine ulaşamaz.Nazlı'nın yaptığı hareketenin zamanının doğruluğunu,yalnışlığını tartışırım,ancak hareket kesinlikle çok kadınca hislerle yapılmış olduğundan hak veriyorum.İlerleyen bölümlerde biraz aksiyon ve heyecan temenisiyle emeklere sağlık.

21 Kasım 2017 Salı

AŞK İLE YENİDEN DOĞMAK-DOLUNAY 20.BÖLÜM

Dolunay'da kırmızı kalpler havada uçuştu.Tam anlamıyla romantik komedi tarzını yansıtan bir bölümdü.İzlediğimiz diğer bölümlere oranla yan karakteri çok daha az gördük.Tıpkı olması gerektiği gibi.Ferit'in doğum günü hem Nazlı ve Ferit'in birbirlerine bir adım daha yaklaşmasına hemde hikayenin akışı içinde yeni kördüğümlerin oluşmasına neden oldu.Geçen haftaki bölümde sinyalleri zaten verilmişti;ancak beni şaşırtan durum,Nazlı'ya rakip olacak kişinin bir şekilde hikayeye Nazlı sayesinde dahil edilmesi oldu.Bence ''Pelin'' karakterinin diziye girişiyle birlikte entrika grubunun eli oldukça güçlendi ki şahsen fazla zaman kaybetmeden NazFer'i ayırma konusunda Deniz ile işbirliği yapacağını düşünüyorum.Belirli bir süre bu işbirliği devam ettikten sonra Deniz Asuman'a olan duygularının farkına varıp geri çekilir.Tabii Nazlı ve Ferit arasında ilerleyen bölümlerde tek problem ''Pelin'' olmayacak tahmin edersiniz ki.Nazlı'nın restaurantın borçlarını ödemek amacıyla tabiri caizse bir can simiti gibi sarıldığı o senetler Nazlı ve Ferit arasında yeni yeni tazelenen güven duygusunu tekrar tuzla buz edecek.Ben Nazlı'nın kendi ayakları üzerinde kurma konusundaki hassasiyetini anlıyorum ve destekliyorum da ancak Ferit'in bu konulardaki kırılganlığını daha önce hepimiz gördük,onun için ondan birşey saklamak ile yalan söylemek arasında hiçbir fark yok.Hele bir de o senetler Hakan'ın eline geçerse ki bence öyle olacak.İşte o zaman Nazlı gerçekten yandı.Bakalım haftaya bizi neler bekler?Şahane bir bölümdü.Emeklere Sağlık.

14 Kasım 2017 Salı

Mutluluk Çok Uzaklarda...SÖZ 21.BÖLÜM

Kan bağı bazen herşeydir;bazen de hiçbirşey.İnsanlar arasındaki bağın kuvvetli olmasını sağlayacak esas durum birlikte geçirilen iyi ,kötü zamanlar ve el ele verilecek atlatılan sıkıntılardır.Bir süre sonra aranızda kan bağı olmasa bile yaşanılan olaylar sizi birbirinize kan bağından daha kuvvetli bağlarla bağlar.Aradaki ilişki boyut değiştirir.Erdem Yarbay ve Ateş arasında da yüksek sesle söylenmese bile manevi bir baba-evlat ilişkisi var.Zaten Erdem'in Nazlı ve Ateş ilişkisine karşı çıkmasının esas nedeni bana kalırsa birbirlerini sevmeleri değil aksine bu ilişkiyi saklamalarıydı.Dün akşamki bölümde Erdem Yarbay tam vurulacakken Ateş'in önüne atlaması,Erdem ile aralarındaki bağın ne derece kuvvetli olduğunun en önemli göstergesi.Bu sahne ile alakalı olarak Eren Vurdem'in şahane ötesi oyunculuğuna ayrıca parantez açmak isterim.Zira dün akşam boğazım düğüm olmuş halde izledim.Ateş vurulduktan sonra sahnenin akışı içine replikler ve mizahsen öyle güzel yedirilmiş ki bir an kendi gerçekliğinizden çıkıp adeta sahnenin içinde buluyorsunuz kendinizi.Her dizide olduğu gibi Söz'de de bir türlü türlü yüzü gülmeyen ve fikrimi sorarsanız daha uzun bir sürede yüzünün gülmeyeceğini düşündüğüm karakterler var.Tahmin etmekte zorlanmayacağınız üzere Hafız ve Fatma'dan bahsediyorum.Dizinin ilk bölümünden bu yana yüzleri gerçek anlamda toplasan bir veyahut iki kez gülmüştür.Seyirciler olarak biz henüz Ahmet Kartal'ın kaçırmasını hazmedememişken,Fatma'nın vurulması hemde Hafız'ın silahından çıkan kurşunla vurulması ağır geldi.Evet ama gördüğüm en vurucu ve etkili sahnelerden biriydi.Seyirci tarafından eleştirilmeye çok açık bu tarz sahneler yazmak ciddi anlamda risk barındırır ve cesaret ister.Hiçbir dizisinde klişe alışılagelmiş,seyircinin tahmin edebileceği sahneler yazmaz.Beğenirsiniz yada beğenmezsiniz ancak ters köşenin alası bir sahneydi bana göre.Yavuz-Bahar cephesi haftaya oldukça hareketli olacak gibi geliyor bana.Avukat görünümlü o adam Bahar aracılığıyla Yavuz'u tuzağa çektikten sonra Agah veya Çolak oraya gelir.Bahar'ın babasının ölümü ile ilgili gerçek orada Bahar'a Çolak tarafından yumurtlanır diye düşünüyorum.Bakalım haftaya neler olacak?Tüm şehitlerimize minnet ve saygıyla.Emeklere Sağlık.

13 Kasım 2017 Pazartesi

Avuç İçi kadar mutluluk-Dolunay 19.bölüm

İnsanın karanlık tarafa geçebilmesi kendisine bir anlık mesafe.Onu hoşnut etmeyen damarına basacak,tek bir hamle yeterlidir bunun için.İşte o zaman yüzündeki ''iyi insan maskesini çıkarır ve gerçek yüzünü gösterir.Sanırım yukardaki sözler hem Hakan'ı hemde Deniz'i en iyi anlatan cümleler.Ama yinede Deniz'in bu konuda hakını yiyemem Hakan kötülükte onun üç üst versiyonu dersem abartmış olmam sanırım.Deniz'deki içindeki kötülüğe teslim olma durumu sadece haris duygulara kabıldığı zaman oluyor.Ve o duygular benliğini ele geçirdiğinde sanki gözleri kör olmuş gibi bambaşka bir kişiliğe börünüyor.Neyseki Bulut'un velayet davası sırasında kişisel hırslarına yenilmeyip sağ duyulu davrandı da,velayet Ferit ve Nazlı da kaldı.Bu bölüm Asuman ile Deniz ilişkisine giden yollardaki ilk taşlar atıldı.Uzaktan bakıldığında birbirinden çok farklı iki karakter gibi görünselerde yakına gidildikçe aslında ne kadar aynı olduklarını görüyorsunuz.Daha şimdiden şahane bir çift oldular bile.Bulut'u Hakan'ın yanıdan aldıktan sonra NazFer öyle güzel oldu ki.Sanki daha bir anlam kazandı.Bulut o aile için eskik parçalı bir puzzle'ın uzun zamandır aranan parçası gibi,tamamladı onları.Bundan birkaç bölüm önce biri bana Demet'e üzüleceksin dese inanmazdım.Lakin bu bölüm haline çok ciddi üzüldüm.Tabiki şuan yaşadıkları geçmişte yaptığı kötülükleri asla ve asla temize çekmez ama hiçbir kadın ki bu Demet dahi olsa bu tarz bir muameleyi hak etmez.Fragmanda ilerleyen haftalarda tam anlamıyla kapanamamış eski aşk hikayelerinin yeniden gündeme gelebiliceğini hissettim.Ancak bunun erken ve gereksiz bir hamle olabileceğini düşünüyorum .Umarım bu yola sapılmaz.Emeklere Sağlık.

7 Kasım 2017 Salı

KAPANA KISILMAK-Söz 20.bölüm

Tam 20 haftadır Söz'ün hiçbir bölümünü kaçırmamış,hatta bazen abartıp bazı bölümleri birden fazla izlemiş biri olarak şunu söyleyebirim ki bana göre şimdiye kadar izlediğimiz bölümler içinde tempo bakımından yüksek bölüm buydu.Bazı sahnelerde sanki tek bölüm değilde,konuları iç içe geçirilmiş birden fazla bölümü aynı anda izliyormuş hissine kapıldım.Geçen bölümün son sahnesinde Yavuz ve Agah bir tarafta, Çolak ve tim ise bir taraftaydı.Elinde Agah'ın kim olduğuna dair anahtar niteliğinde bir belge taşıyan Yavuz Agah'ın aslında yanı başında olduğunun farkına varmadan hastanedeki baskından tüm masumları burunları bile kanamadan,sağ salim kurtulması çabalarken yanı başındaki Agah ise söylediği saçma sapan şeylerle deyim tam yerinde,Yavuz'un kafasını ütüledi.Şu bir gerçek ki Agah masum birini oynarken dahi son derece çekilmez biri olabiliyormuş.Bölümün Çolak ve tim tarafıysa bana göre şimdiden efsaneleşen sahnelerle doluydu.Timin yaşadıkları eminim her birimizin içini acıttı lakin burnumuzun diğerini esas sızlatan Battal'ın vedası oldu ve giderken Sarıkamış şehitlerimizi yiniden hatırımız düşürmesi oldu.Bölümün en komik sahneleri hiç beklenmeyecek şekilde Çolak'tan geldi.Hele o timin her bir üyesine taktığı lakaplar muhteşemdi.Çolak gibi kötülüğün karanlığında kendi benliğini kaybetmiş,yolundan sapmış bir karakterin seyirci tarafından bu kadar seviliyor olmasının nedeni kesinlikle Serhat Kılıç'ın muhteşem oyunculuğudur.Karakteri oya gibi öyle güzel işlemiş ki izlerken yüzünüz istemsiz tebessümlerle doluyor.Ülkemiz için çok çok önemli bir değer.Oyunculuğuyla var olsun...Tolga Sarıtaş ve Serhat Kılıç arasında şahane bir uyum ve enerji var.Bu enerji birleşince ortaya seyir zevki muazzam sahneler çıkıyor.Canlandırdıkları karakterler taban tabana zıt iki karakter olmasına karşılık,bu iklinin sahnelerini her bölüm giderek artan bir sabırsızlık duygusuyla bekliyorum.İlerleyen bölümlerde Yavuz timine yapılanların acısını mutlaka çıkaracak zaten ancak benim son sahne ile ilgili düşüncem kimsenin vurulmadığı yönünde,Çolak'ın yaptığı son hamle sadece Yavuz'un canını daha fazla yakmak adına yapılmış bir hareketti bence.Dün akşamki bölümden sonra aklımdan Çolak'ın,Bahar'ın babasının ölümü ile ilgili olarak Yavuz ve Bahar'ı ayırmak adına Bahar'a büyük keyifle söyleyebileceği ihtimali geçti.Bakalım doğru çıkacak mı?Enfes bir bölümdü.EMEKLERE SAĞLIK...
TÜM ŞEHİTLERİMİZE MİNNET VE SAYGIYLA...

6 Kasım 2017 Pazartesi

ÖNYARGILAR VE GERÇEKLER-Dolunay 18.bölüm

İnsan hırslarına ve önyargılarına teslim olduğu vakit hayat karşındaki en ağır yenilgisini alır.Çünkü insan önyargılarına teslim olduğunda, gözlerinin önüne kendi elleriyle simsiyah puslu bir perde çeker.Ve zihnini kafasında oluşturduğu düşünceler hariç herşeye kapatır.Nazlı'nn Asuman ile ilgili olarak kafasında oluşturduğu haklı önyargılar,Dolunay'ın 18 haftadır süregelen yolculuğunda ilk kez boşa çıktı.Güven görünmez ince bir ip gibi insanları birbirine bağlar.İnsanlar arasındaki güven duygusu ne kadar sağlam olursa ilişkilerde o kadar sağlıklı olur.Nazlı ve Asuman arasındaki güven duygusu o kadar çok yara aldı ki,Nazlı'nın anlaşmalı evlilik konusunun Deniz tarafından duyulması konusunda Asuman'dan şüphe etmesi son derece insani bir davranış.Asuman'nın yaşadıkları ile ilgili en ufak üzüntü kırıntısı duymadım ne yalan söyleyim.Nazlı Asuman'a yumuşak bile davranıyor.Şahsen Nazlı'da peygamber sabrı olduğunu düşünmeye başladım artık.Asuman ve Deniz kişilik özellikleri açısından birbirine çok benzeyen iki karakter.Asuman'ın yaptıklarından sonra Deniz'de kalmaya başlaması ikili arasında ilerde yaşanacak olanlara seyirciyi hazırlamak amacıyla yapılmış bir hamle bence.Nazlı Ferit arasında oluşan derin kırıkların en temel nedeni Asuman olmasına karşın Nazlı'nın kalbinde her seferinden kardeş sevgisi baskın çıkıyor.Ama ben Asuman yüzünden araları açılan Ferit ve Nazlı ilişkisinde haftalardır ciddi manada bir ilerleme olamamasının asıl sebebinin nedeninin Deniz olduğunu düşünüyorum.Bulut'un velayet davasında Nazlı ve Ferit'e yardım ediyor gibi görünse bile bunun sonucunda Ferit ve Nazlı evliliğini derinden etkileyecek ince bir hesabı olduğunu dahi olduğunu dahi düşünüyorum.Belki yapacağı şahitliği koz olarak kullanabilir diyorum,bakalım.Özellikle son birkaç bölümdür karakter o kadar sivrildi ve histerik bir karakter oldu ki benim gözümde herşeyi yapabilecek bir noktada.Bu hafta NAZFER sahnelerinden sinema sahnesine bayıldığım doğrudur.Filmdeki sahneler karşısında Ferit'in bir saniye olsun istifini bozmamasına karşılık,Nazlı'nın şapşikliği der susarım.Bu sahne en güzel NazFer sahneleri listesinde kesin girer.Güzel bölümdü.Emeklere Sağlık...

2 Kasım 2017 Perşembe

Aşk Kırıkları-Hayat Sırları 1.bölüm

Most Prodikson bir seyirci olarak benim gözümde ayrılacalıklı yapım şirketlerinden bir tanesi.Ortaya çıkardığı her projede özelikle kadın karakterlerin hayattan yediği vurgunlara rağmen kuyruğu her daim dik tutan,defalarca düşse bile gün sonunda mutlaka ayağa kalkan güçlü kişiliklere sahip insanlar olması bir kadın olarak beni son derece mutlu ediyor.Özellikle son yıllardaki projelerinde içinden insanın her hali geçen, hepimizin çoğu zaman özlem duyduğu sıcacık aile hikayeleri izliyoruz genellikle.Her zaman kalbimin köşe yastığı olarak kalacak ve bana göre çoktan efsaaneleşmiş olan Hayat Şarkısı'ndan sonra izlerken benzer tatları alabileceğimiz Hayat Sırları dün itibariyle sakin ama lezzetli diyebileceğimiz bir ilk bölümle ekran yolculuğuna başladı.Hikayesi uzaktan bakıldığında kendi halinde yaşayan,kavgası hayatla olan bir aile gibi görünsede,yakınlaştıkça her karakterin aslında kendine bile itiraf etmekten çekineceği sırlarının olduğunu gördük ki sanırım bu sırların en ağır olanı da Seher sahip.5 yıl boyuca tek bir dahi bulamadığı,bulmak için gerekirse kendi varlığından bile vazgeçebileceğin bir çocuğunun olması.Ve işin daha kötüsü bu kadar büyük bir acıyı ailenle dahi paylaşamamak.Benim bu durumla ilgili iki teorim var.Bunlardan ilki Seher'in hamile kalmasına bir zorlama sebep olmuş olabilir ve böyle bir durumda olanları Burak'a anlatmaktan çekinmiştir ve o yüzden ayrılmışlar diye düşünüyorum.İkincisi ise ayrılıklarının sebebinin bir şekilde Burak'ın annesinin aradaki maddi farklılıklardan dolayı Seher'e uygulayabileceğini düşündüğüm psikolojik baskı.Bakalım hangi ihtimal doğru çıkacak.Kuzgun ailesinin hikayesini izlerken bir taraftanda gözümün önünden Neşeli Günler filmindeki belli başlı sahneler geçti.Adile Naşit&Münir Özkul arasındaki uyumun o içtenlik ve sıcaklığın aynısından,Ahmet Mümtaz Taylan ve Devrim Yakut arasında da oluşmuş.Onları yüzümde küçük bir tebessüm ile  izledim.Çok Yaşasınlar.Cast direktörünü ayrıca tebrik etmek gerektiğini düşünüyorum.Çünkü her bir karaktere öyle nokta atışı isimler seçmiş ki izlerken insanın kafasında en ufak bir acaba.Hazar Ergüçlü&Ekin Koç uyumu daha ilk dakikadan kendini hissettirdi.Ve biz hem Burak'ın Seher için yapabileceklerine hemde bir fotograf olarak Burak ve Seher'e inandık.Bir karakterin inandırılıcıcığını artıran en önemli unsurlardan biri de bence yaşanan Aşk'ın üzerinden yıllar geçse bile o duyguya göstermiş olduğu saygı.İşte tam da bu sebepten BURAK bana çok tanıdık geldi.Kuzgun ailesi ile ilgili olarak aklıma takılan birşey de şu ki,nedendir bilmiyorum ama dünkü bölümü izledikten sonra İnci ve Mustafa Kuzgun çiftinin çocuklarından birinin evlatlık olabileceğini düşünüyorum.Bakalım haftaya neler olacak?Merakla bekliyorum...
EMEKLERE SAĞLIK.

31 Ekim 2017 Salı

Sonsuzluk-Söz 19. bölüm

Bazı ilişkiler,belirli meslek türündeki insanlar arasında yaşanırken şekil değiştirir.Karşılıklı olarak sonsuz güven gerektiren bu tür meslek türlerindeki çalışma arkadaşlarınızla aranızdaki ilişki artık arkadaşlık olmaktan çıkar.O insan ile aranızda öylesine derin ve öylesine sağlam bağlar kurulur ki bir süre sonra o insan canınızdan bir parça gibi olur.Askerlik mesleğindede durum böyledir.Çalışma arkadaaşlarınıza karşı sonsuz güven duymanız,onlara gözünüz arkada kalmadan canınız emanet edebilmeniz gerekir.Erdem Yarbay Ateş'e göstermiş olduğu yüksek dozdaki tepkisinin asıl sebibi bu aslında.Tepkisi oğluna karşı güveni kırılmış bir babanın tepkisyle eş değerdi.Bana göre Söz'ü bu denli özel kılan noktalardan bir tanesi de bu.Yavuz'dan başlayarak timdeki her bir askerin arasındaki kurulan bağ öyle derin ama bir o kadar naif anlatılıyor ki izlerken dün akşamki bölümün en etkileyici kısımlarından biriydi,Keşanlı'nın ağızından timin diğer üyelerini dinlemek kalbimi acıttı.Yavuz ve Bahar arasındaki dengelerin yaşanan olaylardan ve Yavuz'un söyleyemedikleri yüzünden çok kısa bir süre içinde değişeceğini ve gelen çok şiddetli fırtınadan sonra,ikisininde kısa süreli de olsa ayrı ayrı yerlere savrulacağını düşünüyorum.Sonrası hepimizin malumu olacağı üzere her iki taraf içinde tarif edilmesi oldukça güç bir yarım kalmışlık hissi.Bu konuda fikrini beyan etmek için oldukça riskli ve zor nedeni ise en azından benim açımdan,konuda taraf olan iki kişinin haklı olması.Yavuz görevinin gereğini en doğru şekilde hiç tereddüt etmeden yaptı ancak içinde bulundukları durumun,Bahar tarafından bu net anlaşılabilir ve kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum.Biz kadınlar kaç yaşında olursak olalım içimizde bir kız çocuğu saklarız.Ve babalar herşeyden önce o kız çocuklarının kahramanıdır.İyi şartlarda yetişmiş her kadın,kız çocuğu için bu böyledir.O sebeple Bahar göstereceği her tepki Yavuz tarafından makul karşılanacaktır.Ve BENDE ŞOK etkisi yaratan son sahneye gelirsek;bir tarafta aynı asansörde olan Yavuz ve Agah diğer tarafta tim ile aynı masada olan Çolak.Fikrimi sorarsanız eğer kısa bir süre için Çolak'ın Agah ile ilgili olarak timle işbirliği yapabileceğini düşünüyorum.Aksi yönde bir konuda çıkabilir tabii.Şahane bir bölüm izledik.Emeklere Sağlık.

24 Ekim 2017 Salı

Aynı Acılardan Geçmek-Söz 18.Bölüm

Her ne yapmış olursa olsun babalar kız çocuklarının kahramanıdır.Kız çocuklarına göre onlar hiç hastalanmaz yorulmaz.Lakin seneler ilerleyip siz büyüdükçe gerçeğin hiç de olmadığını anlıyorsunuz.Evet o ,hala sizin en sevdiğiniz arkanızdaki dağ olmaya devam ediyor,ancak her ne kadar siz görmek istemeseniz bile birlikte geçirdiğiniz her yıl onun saçına yeni aklar kondurmaya devam eder.Tabi bu söylediklerim göründüğü gibi olan kahraman babalar ile ilgili.Birden bunun tam tersi çeşitli sebeplerle yüzünde maskelerle dolaşanlar var.Bu kişilere verilebilecek en iyi örnek sanırım Bahar'ın babası.Üstelik bu Dünya'dan giderken dahi son kozunu öyle sağlam oynadı ki akıl alır gibi değil.Yavuz'un silahından çıkan kurşun sadece bir terör örgütü liderini öldürmekle kalmadı.Aynı zamanda sevdiği kadının babasını,kahramanını da elinden aldı.Yavuz da hem görevini hakkıyla yerine getirmiş olmanın gururu ama aynı zamanda olanları Bahar'a nasıl anlatacağını bilememenin kararsızlığı vardı.Bazı duyguların sözcüklerle dile getirilmeye hiç ihtiyacı yoktur.Kimi zaman sadece bir bakış,kimi zaman sevdiğinin zor An'ında yanında olup elini sımsıkı tutma isteği,insanın konuşamadıklarını anlatmakta kesinlikle sözcüklerden daha etkilidir.Bana sorarsanız anlatması ne kadar  zor da olsa Bahar'ın olanları şimdi olduğu gibi televizyondan değil ikilinin kötü etkilenmemesi adına Yavuz'dan duymasını tercih ederdim.Şuanki durum tam da Yavuz ve Bahar'ın arasında açılmasını istedği mesafeyi açacak.Aybüke Pusat bu bölüm ayrı bir döktürdü.Özellikle morg sahnesi efsaneydi ekran karşısında izlerken bitirdi beni.Bu bölüm şimdiden efsaneleşen bir diğer sahnede Burak Sevinç ve Meriç Aral'dan geldi.Bu kadar yıllık dizi izleyicisiyim.Böyle ahenk uyum içeren bir dövüş&dans sahnesi daha görmedim.Bu sahne için herhangi bir koreografi yapıldı mı,bilemiyorum?Tek bildiğim ortaya seyir zevki muazzam bir sahne çıkmış.Nazlı ve Ateş'in barışmasıyla Erdem Yarbay'ın olanları öğrenmesi bir oldu.Erdem'in yaptığı son hamlenin ikisini birbirinden uzaklaştırmak adına değil de kendisine dürüst davranmaları adına yapılan muzipce bir hamle olarak görüyorum.Bakalım haftaya neler olacak?Emeklere Sağlık.
Tüm şehitlerimize minnet ve saygı ile...

23 Ekim 2017 Pazartesi

Hayalerden Kovulmak-AteşBöceği 16.BÖLÜM

İnsanın göstermiş olduğu an'lık zaaflar belki içinde bulunulan kötü durumdan çıkması için bir kapı aralar ancak sonraki süreçlerde göştermiş olduğu bu an'lık zaaf her zaman ayağına takılan bir taşa dönüşür.İşler çözmeye çalıştıkça iyiden iyiye karışır,arapsaçına döner.Barış'ın Metin abi karşısında düştüğü durum tam olarak bundan ibaret.Metin ve Barış yüzleşmesi öylesine içten ve doğal olmuş ki izlerken hayran kaldım.Böyle büyük bir şok herhangi bir insanın göstereceği tüm tepkileri gördük.Durul Bazan gerçekten muhteşem bir performans göstermiş.Barış ve Metin arasında bunlar yaşanırken İlayda'dan ipin ucunu getirecek ve sonunda tüm okları kendisine çevirecek bir hamle geldi.Aslı Hakan'a İlayda ile ilgili tüm gerçekleri anlattığında nihayet İlayda'nın yüzündeki maske nihayet düştü.Bana sorarsanız bu bölüm son derece yavaş ilerledi.En azından son iki bölüm olması sebebiyle daha hareketli bir bölüm beklerdim.Lakin son sahne beklentilerimi tümüyle karşıladı.Seçilen replikler, Nilay Deniz ve Seçkin Özdemir'in karşılıklı performansları olağanüstüydü bana göre.Bazı işler vardır,ekran yolculuğu kısadır ancak öyle sıcak samimidir ki izleyicinin kalbinde yeri hep özeldir.Ve yıllar sonra bile yüzde oluşan küçük bir tebessümle hatırlanır.İşte AteşBöceği' benim gözümde öyle bir iş.Umarım bundan sonrası o ekipte çalışan,ter döken insanlar için çok daha iyi olur.Son bölüm 25 EKİM ÇARŞAMBA star tv'de.Emeklere sağlık.

18 Ekim 2017 Çarşamba

Sırılsıklam Aşk-DOLUNAY 16.bölüm

Özellikle ikili ilişkilerde insan önyargılarından kurtulamadığı için her yeni doğan günde damla damla eksilir.Önce Aşk ilişkisinin bana göre çimentosu olan güven duygusu yok olur.Tabiki arada güvensizlik oluşmasında her iki tarafında payı vardır;ama bence bunda en önemli pay Dolunay'ın dün akşamki bölümünde de örnekleriyle görmüş olduğumuz üzere geçmişten gelen kötü tecrübeler ve kabuk bağlayamayan yaralarındır.Ferit için bu durum en derinlerden,annesinden gelen bir yara.İşte bu yüzden de Nazlı ve Ferit ilişkisi için en büyük sorun bir türlü aşılamayan güvensizlik sorunuydu zaten ancak,tam da Ferit'in duvarları yıkılmaya başlamışken Asuman'ın yaptıklarını öğrenmesiyle birlikte Nazlı ve Ferit ilişkisi başladığı noktadan daha kötü bir noktaya sürüklendi.Tamam kabul ediyorum Nazlı her ne kadar kardeşini korumaya çalışsa bile yaptığı hareket yanlıştı.Lakin dün akşam ki bölümde Nazlı'nın nikaha gelmemesinden sonra Ferit'in takındığı bıçak kadar keskin bu tavırı hak ettiğini hiç düşünmüyorum.Ferit'in bu tarz davranışları  ilişkilerinde hiç istenmeyen bir şekilde Deniz'e alan yaratıyor.Nazlı'yı bulmuş olmasına rağmen hiç kimseye haber vermemesi,altan alta NazFer ilşkisini bozmak için yapılmış bir hamleydi.İlerleyen bölümlerde Nazlı yüzünden Ferit'in canını yakmak için elini çok daha fazla çanurun içine sokacağından artık en ufak bir şüphem kalmadı.Bazen ilişkilerde bir taraf diğer tarafın duyguların çok emin olduğundan ''Ne yaparsam yapıyım nasıl olsa beni sevmeye devam eder.''Mantığı ile seven tarafı bir bataklık misali sürekli aşağı çekmeye başlar.İşte durum tam böyle bir noktaya giderken ALYA bunu fark edip kendini kurtardı bana göre.Yani en azından şimdilik öyle gözüküyor.İlerleyen zamanlarda başa dönmeyiz umarım.Nazlı hasta olup yataklara düşmesi sonucu Ferit birkez daha Aşk'ı ile yüzleşti.Dolunay başladığın en keyifle izlediğim NazFer sahneleri bu bölümdeydi.Yalnız o didişme sahnelerinin dozonu biraz azaltırsak bence çok daha iyi olur.Genel itibariyle çok güzel bölümdü.Ancak sonunda ters köşe olduğu gibi yine Hakan yine dört ayağının üstüne düştü.Belirli dizi klişeleri ve izlenilmesi için onları yapmak durumunda kalıyorsunuz evet anlıyorum ancak bu durum bir yerden sonra çok sıkıcı olmaya başlıyor.Lütfen dikkat...Not:Biliyorsunuz DOLUNAY için bir gün değişikliği durumu söz konusu çok emin omakla birlikte yeni bölümün 5 Kasım Pazar günü olacağını düşünüyorum.Ama biz yine de resmi açıklamayı bekleyelim...

17 Ekim 2017 Salı

HAYAT İKİ NEFES-SÖZ 17.BÖLÜM

İnsan ne zaman anlar birni sevdiğini.İçimiz yeşeren,yetişen bu duygu ile ne vakit yüzleşiriz.Belirli sebeplerle birlikte (bu çoğunlukla kaybetme korkusu)dur.Söz'ün dün akşamki bölümü öyle etkileyici ve muhteşemdi ki su gibi aktı gitti.İki saat boyunca bir kere bile gözümü kırpmadım.Aksiyon sahneleri ağırlıklı olmasına rağmen Aşk ilgili küçük ama bir o kadar etkili mesajlar veriliyor ki dizide bu duyguyu hiç tatmamış olan biri bile ne kadar mucizevi bir duygu olduğu konusunda hiç tereddüt etmez.Öylesine sıcak ve anlatılıyor.Hazır Aşk'tan bahsetmişken,bildiğiniz üzere dizimizde pek çok çift var.Ve biriinin başına dizinin çeşitli bölümlerinde felaketler geliyor.Ancak sanırım bu çiftlerin en bahtsız olanı (Eylem-Fethi) EyFet gerçekten çekmedikleri kalmadı dizide.Fakat bu bölüm onlar hakkında daha doğrusu Fethi hakkında konuşurken daha bir arada kaldı(m),kaldık sanki.O meşhur sahnede namlunun ucunda sevdiği kadın,Eylem varken tetiğe basıp masum onlarca insanın hayatını kurtarıp ama aynı zamanda sevdiğinin katili olmak mı yoksa sevdiğinin katili olmamak adına onlarca kişinin hayatını riske atması mı insanı daha ağır bir vicdan yükünün altına sokar bilemedim.Tamam kabul ediyorum bir özel kuvvet askerinin özellikle görevde iken bu tür zaaflara düşmemesi  lazım.Evet ama zaten bahsetmiş olduğumuz duygu insana yapamam,yapmam dediklerini yaptırıp;en katı kurallarını bir bir yıktırmaz mı?Bölümün favori sahnesi olarak Yavuz'un tüm timi kenara çekip silkelerek kendine getirdiği sahneyi seçtim.Sahne inanılmaz doğal ve gerçekci geldi.Evet gelelim bahtsızlık konusunda Eylem ve Fethi ile yarışma potansiyeli olan canım çiftim Yavuz ve Bahar'a.Sanırım dünkü bölüm itibariyle artık Yavuz'un Bahar'a karşı duyduğu AŞK'IN büyüklüğü konusunda hiç kimsenin bir şüphesi kalmamıştık.Çünkü Yavuz'un Bahar'ı bulmak için çırpındığı her sahne bunun çok net kanıtı bana göre.Bence dünkü bölüm ile alakalı olarak ayrıca parantez açılması gereken bir konu da kaçırılma sahneleri ve sonrasında AYBÜKE PUSAT'IN göstermiş olduğu olaganüstü performans.Dünkü performansı muazzamdı.Hala hatırladıkça tüyler diken diken...Büyük Bey mevzuna gelirsek,ölümüyle birlikte Yavuz ve Bahar arasında küçük çaplı yeni yaralar açacak.Çok güzel bölümdü.EMEKLERE SAĞLIK.

16 Ekim 2017 Pazartesi

EN DERİN KUYU SIRDIR-ATEŞBÖCEĞİ 15.BÖLÜM

İnsanın omzuna tonlarca ağırık yükler sır.Altından kalkamaz hale gelirsin bir süre.Sen saklamaya devam ettikçe sevdiğinle arana görünmez mesafeler girer.Her yeni doğan gün ile birlikte bu mesafe daha da artar.Hem Gül-Teo hem de Aslı-Barış çiftleri için durum tam da bundan ibaret aslında.Büyük sırrı ilk  öğrenen tam da tahmin ettiğim gibi Gül oldu.Öğrendiği şey insanın kolaylıkla üzerinden atlayıp yoluna devam edebileceği bir durum olmadığından,geçirdiği duygu patlamalarını biz evre evre gördük.Bu tarz yüzleşme sahnelerinde beni oyuncunun sesinin tonunu yükseltip alçaltmasından çok bakışları etkiliyor.Eğer oyuncu oynadığı sahnenin duygusuna girebilmişse,sesiyle fazla oynamasına gerek kalmadan kendisiyle birlikte siz seyirciyi de sahnenin duygusuna hiç zorlanmadan sokuyor.Gözde Çığacı dün yayınlanan bölümde muhteşem bir performans sergilemiş.Bana göre uzun süre hafızalardan silinmeyecek kadar etkili bir sahneydi.Gül'ün içinde bulunduğu arada kalmışlık hissi çok zor.Ben olsam bu işin içinden nasıl çıkardım,hiç bilmiyorum ama yinede Gül doğru olanı yaptı bence.Lakin tam da ben  İlayda boş durur mu?Diye söylenirken tam ters köşeden şahane bir hamle geldi.Barış bu yükün ağırlığına da fazla dayanamayarak,tüm gerçekleri Metin Abi'ye itiraf etti.Bazen düşünüyorum Dünya'yı büyükler yerine çocuklar yönetse kesinlikle şimdikinden daha huzurlu ve daha yaşanabilir bir yer olurdu.Çiçek'in Hakan'a karşı içinde taşıdığı sevgi ve merhamet bunun en özel ve güzel örneklerinden bence.Önümüzdeki son iki bölüm hikayenin evrileceği çok merak ettiğmden son iki bölümü de heyecanla izleyeceğim.Ancak her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi AteşBöceği'nin de sonuna yaklaştık.Şimdiye kadar geçen süre içinde seyircisini sıcacık sarıp sarmalayan Can Yapımcı:Banu Akdeniz ve başta oyuncular olmak üzere bu şahane işe küçük büyük emek vermiş herkes iyi ki var.Emeklere sağlık...

11 Ekim 2017 Çarşamba

Evcilik oyunu-Dolunay 15.bölüm

Haftadır aramızda konuştuğumuz Bulut'un velayetini almak adına yapılacak olan ,sözde anlaşmalı evlilik için yaplacak ilk hamle Nazlı'nın teklifi Bulut'a kıyamayıp kabul etmesiyle gerçek oldu.Nazlı'nın zorlu bir karar sürecinden sonra Ferit'e doğru atmış olduğu bu iyi niyetli adım bile Ferit'in kalbindeki buzları eritmeye yetmedi.Daha uzun bir süre Nazlı'ya çektirecek gibi geliyor.Tamam haklı olduğu taraflar var ve evet çok da fazla,ama karşısındaki kadın herhangi biri değil.Aşık olduğunu söylediği insan.Nazlı'nın durumu cidden çok zor Asuman gibi kendinden büyük hırsları olan kardeşini korumak için çırpınırken,sevdiği adımın kalbinde tamiri imkansız yaralar açıp onu kaybetme noktasına geldi.Dün akşamı bölümü izlerken anlık küçük çaplı şoklar yaşadım;tam Ferit Nazlı'yı affediyor mu diyorum.Sonra birkaç dakika içinde sanki bir rüyadan uyanmış da gerçek Dünya'ya düşmüş gibi Ferit yeniden buzdan duvarların arkasına saklanıyor.Ama bence unuttuğu çok önemli birşey var:Bu durum karşısındaki insanın yüreğine yük olduğundan çok daha ağır bir yüktür kendi kalbi için.Büyük haberin kişiler üzerineki etkisi tam da tahminlerimiz gibi farklı farklı oldu.Ama sanırım olayları sonuna kadar görmezden gelmeyi seçip,yüzleşmeyi ertelediğinden haberden en sarsıcı birçimde etkilenen tabiki Deniz oldu.Hani bazı çiftler vardır;onları ayrı başkalarının yanınnda düşünemezsiniz.İşte Deniz ve Alya benim için böyle bir çift.Her düşüşünde olduğu gibi bu defa da yanı başında Alya vardı.Bence bir ilişki için en önemli şey de bu.Uzun sürse bile yeniden bir araya geleceklerini düşünmüyorum.Dün akşam ki evlenme teklifleri havada uçuştu.Nazlı ve Ferit'ten sonra Fatoş ve Engin'de evleniyor.Beni burada en çok şaşırtan durum Fatoş tavrı oldu.Tam ayrılık konuşması beklerken kabul edilmiş bir teklif görünce şok oldum.SON sahneye gelirsek:nasıl olacağı konusunda bir fikrim yok ama Nazlı nikaha yetişecek bence.Aksi durumda Ferit ipleri tamamen koparır.Bakalım bizi haftaya neler bekler?ÇOK güzel bir bölümdü.Emeklere sağlık...

9 Ekim 2017 Pazartesi

Ayrı Dünyalar. AteşBöceği 14.bölüm

Dün akşam Cahide ve Aslı'nın sessiz savaşını izledik.Zengin kız fakir oğlan,fakir  kız zengin oğlan özellikle ülkemizde romantik komedi türünün baş tacıdır.Bir de üstüne zengin tarafın ki bu genellikle erkek tarafı olur,kızı oğullarına bir türlü layık göremez.Çünkü hali hazırda kafalarında çocukları için düşündükeri,şahane bir gelin adayı vardır.Fakir kızımızla zengin gencimizin ebeveynleri yüzleştiğinde artık,kızımız sevdiği adamla aralarındaki sosyal farklılıklardan kaynaklanan zorluklarla baş edemeceğini düşündüğünden çocuğun ailesinden gelen zorlamalara boyun eğerek ilişkisinden koşar adımlarla kaçar.İşte dün akşamki bölümde bu tip bir Türk dizi klişenin nasıl yıkılabileceğini gördük.Aslı gibi naif birinin bile Aşk için gerektiğinde Cahide gibi dişli bir karaktere karşı ilişkisine nasıl kalkan gördük.Ne yalan söyleyeyim bir kadın olarak ezik,pısırık karakterler izlemek yerine,Aslı gibi kendinden emin,ayakları yere sağlam basan kadın karakterler izlemek ciddi şekilde gururumu okşuyor.Aslı ilişkisine sahip çıktı çıkmasına da Cahide Aslı'nın zayıf noktasının ailesi olduğunu o kadar iyi biliyor ki oradan vurdu.Ama hep söylüyorum;Metin çok özel ve güzel bir abi.Her zaman olduğu üzere yine babalığını,abiliğini gösterdi.Lakin Cahide oyununu öylesine büyük ustalıkla oynuyor ki yaptığı tek hamle ile Aslı ve Barış'ı kısa süreli de bir ipin iki ucuna atmayı başardı.Bana göre bölümün en güzel ama bir o kadar da vurucu sahnesini sona saklamışlar.Çiçek'in yürümesiyle birlikte hikayedeki tüm düğümler yavaş yavaş çözülecek.Sırrı ik öğrenen Gül olduğundan derin yaralanan ilk ilşki onların ki olacak orası kesin.Son 3 böüm olduğu için bu durumun fazla uzun süreceğini düşünmemekle birlikte emin olamıyorum.Heyecanlı bir sona sahip olan güzel bölümdü.Emeklere sağlık.

5 Ekim 2017 Perşembe

Damino Taşları-No309 62.bölüm

Bu hafta 62.durağında durduğumuz No:309'da bu sezon daha keskin virajlardan geçiyoruz.Geçmişin kapanmamış hesaplarıyla yüzleşmek özellikle Lale ve Onur'un için ilişkileri açısından çözülmesi oldukça zor ve yıpratıcı yeni düğümleri de beraberinde getirdi.Babası ile yüzleşmek her ne kadar Lale için zor olsa bir an için bile onu kaybetme düşüncesi babasına karşı kalbini yumuşattı,ancak gerçekleri öğrendiği vakit Onur'u bu kadar kolay affeteceğini düşünmüyorum.Onur'un her ne kadar bu olay da doğrudan suçu olmasa da sonuç itibariyle ortada belirli bir zamandır bilenen ve kendisinden saklanmış,oldukça önemli bir sır var.Lale bu sırrın üstünden atlayıp öyle kolay hayatına devam edebilecek biri değil.Bu sırrın açığa çıkması ikisi her halükarda ayrılık sebebi orası kesin,bir de üstüne olanları Onur'dan değil başkalarından duyarsa ki bence öyle olacak,işte o zaman bu iş boşanmaya kadar gider.Bu bölüm Erol ve Filiz'in Onur ve Lale'nin evine taşınması dizinin komedi tarafını güçlendirecek bir hamle olmasına karşılık,ilerleyen bölümlerde büyük sırrın Betül'ün kışkırtmalarıyla Erol tarafından ortaya çıkarılacağını düşünmüyor değilim hani.Çünkü böyle bir durum,tam da Betül'ün istediği üzere fazlaca elini kirletmeden olayları ortaya çıkartmasını sağlar.Bu olay ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın sadece sadece Lale ve Onur'un ilişkisine değil aynı zamanda Nülüfer Kurtuluş ilşkisine de darbe vuracak.Ben Onur'un bu konudaki tutumunu son derece haklı buluyorum lakin olaya Lale cephesinde bakıldığında işler hiç öyle görünmüyor.Benim anlayamadım şey; aileden tek kişi  bile Özge'nin yalan söyleme ihtimalini niye göz önüne almıyor.Çok ilginçtir ki en ufak şüphe duymadılar.Beni en çok şaşırtan kişi de Yıldız oldu.Zamanında Lale'ye bile kök söktürmüş Yıldız,Özge'ye karşı sevgi yumağı halinde.Şahsen ben hala şüpheliyim ve herşeyin hep olduğu gibi Betül'ün planı olduğunu düşünüyorum.En azından öyle düşünmek istiyorum.Bence sezonun en akıcı bölümüydü.Emeklere sağlık...

4 Ekim 2017 Çarşamba

Hayat Bir Satranç Oyunudur Bazen.Dolunay 14.Bölüm

Kalp bir kez kırıldığı zaman tamir edilmesi çok zor oluyor.Özellikle Ferit Aslan gibi insanlarla arasına kalın duvarlar ören kişilerde bu durum daha keskin bir biçimde kendini gösteriyor.Kendine ördüğü tüm duvarları yıkıp,tam da sonsuz bir güven ile kalbini Nazlının avuçlarına içine bırakmışken kalbi tuzla buz oldu.Birine duyduğun ''Aşk'' ne kadar güçlü olursa olsun araya bir kez güvensizlik girdiğinde ikili arasına görünmeyen mesafeler girer,tamiri çok zor yaralar açılır.Nazlı dün akşamki attığı Ferit'e doğru attığı her adımda onun kilometrelerce uzağına düştü sanki.Ferit'e yaklaşabilmek adına her yolu deneyen Nazlı'nın imdadına Bulut yetişti.Bulut'un Hakan gibi bir adamın yanında kalmak zorunda olmasının ilerde Nazlı ve Ferit arasında velayeti alabilmek için görünürde anlaşmalı olan bir evliliğe yol açabilme ihtimalini daha önceki yazılarımda defalarca yazmıştım.Ve evet sonunda oldu.Nacizane fikrim bu hamle için biraz geç kalındığı yönünde olsa da senaryo için yeni oluşturma açısından oldukça önemli.Dün artık izlerken sürekli olarak Hakan ve Demet çiftinin dört ayak üstüne düşme durumunu izlemekten sıkıldım.Bu nedenle bu evlilik beraberinde oldukça lezzetli ama bir o kadar çetrefilli olayları getirecek biz seyircilere.Deniz 'in Nazlı'ya o garip duygu yüzünden her bölüm karanlık tarafa doğru tam da Hakan'ın istediği üzere adım attığını görmek beni mutsuz ediyor.Tamam söz konusu ''Aşk'' olduğu vakit her birimizin zaafları su yüzüne çıkıyor.Ancak Deniz'in hareketleri artık korkutucu boyutlara ulaşmak üzere.Ki bence bu konu ile alakalı olarak Ferit'e karşı en vurucu hamlesini,Hakan ve Demet'in teklifini kabul ederek yapacak bence.Hep birlikte izleyip neler olacağını göreceğiz.Emeklere Sağlık.

2 Ekim 2017 Pazartesi

Rüyalara Dalmak-Ateşböceği 13.bölüm

13.bölüm itibariyle AteşBöcekleri nihayet aşka düştü.Bazen insan için iyi veya kötü tecrübeler, hayatımıza yön vermek açısından sevdiklerimizin cümlerinden çok daha etkilidir.Nitekim Barış da bir önceki bölüm yaşadıklarıyla bunu deneyimledi.Ve bunun sonucunda ikili arasında tam da tansiyonun yükseldiği bir anda Barış kalbinden geçenleri en yalın ve en saf hali ile söyledi.Kalbinden geçenleri ilk zamanlar söyleyemediği vakit bazı insanlar o duyguları kalbinde yük gibi taşımaya başlıyor.Yaşananların üzerinden belirli bir zaman geçtikten sonra da o duyguların üzeri bir daha açılmayacak biçimde toprakla örtülüyor.Ancak bazı insanlarda durum çok farklı ki bence böylesi çok daha anlamlı o ayrı, karşısına bir sebepten ulaştıramadığı duyguları hazine misali saklayıp parlatır.Aslı ve Barış bu nedenle benim için ayrı özel iki karakter.Hepimizin izlemekten sıkıldığı bilindik ama hala yaygın olan birçok klişeyi yıkması açısından çok önemli bir çift.Özellikle bu bölüm romantik komedi türünde bir dizi nasıl olmalı sorusuna cevap niteliğinde olabilecek son derece özenle hazırlanmış şahane bir bölümdü.Sanırım diziyi seyrederken beni en çok cezp eden durum şahane bir çift ve anlamlı bir senaryoya sahip olmasının yanında,o mahalle sıcaklığını,samimiyeti yansıtan fırından yeni çıkmış ekmek tadındaki karakterlerin varlığı.Dün akşamki bölüm ile birikte AsBar için herşey süt liman giderken,ilişkilerinin karşısında bizim sandığımız çok sağlam bir şekilde durduğunu gördük.Evet bu zaten dizinin izleyenleri olarak her birimizin aşina olduğu bir durumdu ancak,dün akşam daha da iyi anladık ki Cahide Aslı ve Barış ilişkisi için sandığımızdan da daha büyük tehike.Benim İlayda'nın Mavi Meleği bulmasının ardından şöyle bir tahminim var.İlayda Mavi Melek kozunu Cahide ile iş birliği yaparak,Aslı ve Barış ilişkisini bitirmek adına Barış'a karşı kullanacak.Bu sebeple Aslı ve Barış için bir süre yine ayrılık gözüküyor ufukta ama umarım öyle olmaz.Gözlerimden kalpler çıkarak izlediğim,şahane bir bölümdü.EMEKLERE SAĞLIK.

27 Eylül 2017 Çarşamba

Affedici olmak-DOLUNAY 13.Bölüm

Dün akşam 13. kez Dolunay çıktı star.Her hafta bir önceki haftadan çok daha parlak ve ışıl ışıl olur.Öyle ki izlerken gözümü alamıyorum.Açıkca söylemek genel itibariyle bölümü beğendim.Ama izlerken beni rahatsız bir durumu da söylemeden geçersem haksızlık olur,hiçbir sahnede şaşırmadım.Özellikle Nazlı ve Ferit' için söylüyorum.Ufak çaplı da dizinin akıcılığını arttırma açısından minik bir ters köşe olma durumu şahane olurdu.Tamam biliyoruz,''Ferit Aslan'' prensiplerine sıkı sıkıya bağlı hatta yer yer takıntı da bir adam ama bu kadar zaman içerisinde adına ''Aşk'' denilen o mucizevi duygunun bırazcık da köşeli taraflarını törpülemiş olmasını beklerdim.Ama ne yazık ki kişliğnde ufak bir değişime sebep olmamış.Aksine en savunmasız olduğu yerden kalbinden yaralanmak onu da daha hırçın birisi yaptı.Ve olayı restorantı kapatma kararı almaya kadar götürdü.Ferit'in evine giden zarf olayında kimin parmağı olduğunda yanılmamış olmaktan mutsuzum.Deniz ve Ferit kardeş gibi büyütülmüş iki karakter ve şahsen  aralarında derin bağlar bulunan bu iki karakterin, abi- kardeş ilişkilerinin uçurumdan yuvarlandığını görmek hangi sebeple olursa olsun adeta uçurumdan aşağı yuvarlandığın görmek beni üzüyor.Üstelik artık aralarındaki durum sessiz savaş olmaktan çıkıp deyim tam yerinde ikisini gırtlak gırtlağa getirecek noktaya geldi.Bunun olacağından pek emin değilim lakin Deniz'in bence bir nebze aklı selim davranıp geri doğru bir atmasının zamanı çoktan geldi.Ferit'in gerçekleri öğrenmesinin ardından Asuman'ın Demet'i hiç vakit kaybetmeden harcayacağını biliyordum elbette sadece bunun bu kadar çabuk olabileceğini düşünmemiş.Yanılmışım Asuman'ın  ilk işi bu oldu oysaki.Asuman'ın hamlesi Hakan'ın içindeki küçücük iyilik kırıntısını da çöpe attığı andı sanki.Artık Hakan HERKES için eskisinden de daha büyük tehlike.Hedefindeki ilk isim de bence şüphesiz Ferit olur.Tüm aksilikere rağmen bence güzel bölümdü.EMEKLERE SAĞLIK.

26 Eylül 2017 Salı

İnadına Yaşamak Söz.14.bölüm

Söz'ü izlerken her hafta milli duygularım daha bir kabarıyor.Söz'ü bizim için bu denli değerli kılan şey de bu bence.Aslında hiç de yabancı olmadığımız bir hikayeyi,''Biz''i anlatıyor.Özellikle timdeki askerlerin her biri karakterleri oya gibi işlenmiş sanki.Sahneleri izlerken samimiyetten ötürü insanın kalbi ısınıyor,kimi zaman yüzünde küçük bir tebessüm, kimi zaman da gözünde bir damla yaş olarak beliriveriyor.Dün akşamki bölüme gelirsek;daha ilk sahne itibariyle beni bölüm öyle bir içine aldı ki izlerken bir saniye bile gözümü kırpmadan izledim.Yavuz daha gördüğü ilk dakikadan Büyük Bey'den hiç hoşlanmadı.Eğer geçen haftaki bölüm yorumumda bahsetmiş olduğum gibi Yavuz ile ilgili olarak geçmişten gelen bir hesabı varsa ki bence öyle elindeki yüzük Büyük Bey'i ele verecek.Bana göre bölümün en can alıcı sahnesi bu hafta Feyzullah ve Mücahit geldi.Şehit ailesinin gözlerinin açılması için aralarında para toplamaya çalışmaları çok anlamlıydı.Mücahit karakteri zaten çok değişik kişilik özelliklerine bir karakter bir de üstüne Görkem Sevindik'in olağanüstü oyunculuk performansı eklenince karakter adeta parlıyor.Sezon finalinde bir yaprak misali ayrı ayrı yerlere savrulmuş halde bıraktığımız çiftlerimizden Ateş ve Nazlı cephesinde bu hafta Kuzey'den gelen ve oldukça sert esen kıskançlık rüzgarları etkili oldu. :) Şaka bir yana Ateş'in kıskanınca ciddi manada gözü dönüyormuş,onu öğrenmiş olduk.İlişkileri gerçekten başladığında neler düşünemiyorum ama benim tanıdığım Nazlı,Ateş'in son hamlesinin acısını çok fena çıkarır.Yavuz'un ani ama bence bir o kadar da samimi evlilik teklifine gelince ben çok planlı programlı tekliflerden daha ziyade böyle anlık teklifleri daha gerçekçi ve samimi bulduğumdan ben çok beğendim.Artık ikisi için de yepyeni bir dönem başlıyor.İzlemesi bundan sonra çok keyifli olacak.Küçük bir dip not lütfen bu defa Fatma ve Ali Haydar bebeklerini sağlıkla kucaklarına alsınlar.Emeklere Sağlık.TÜM ŞEHİTLERİMİZE, MİNNET VE SAYGIYLA...

21 Eylül 2017 Perşembe

EKSİK KALAN-NO 309 60.BÖLÜM

 Kısa bir molanın ardından No:309 dün akşam itibariyle sezona şahane bir başlangıç yaptı.Sezon finali son sahnesinde,iki ayrı son sahne vardı bana göre.Bir tarafta Yıldırım'ın Lale'nin doğum günü için gelmesi ile ailenin yaşadığı büyük şok,diğer tarafta tam da yeni bir düzen kurduğunu düşünürken, karşısına ''Baba'' diye çıkan küçük bir kız çocuğu.Üstelik geçmişinden gelen istenmeyen bir misafir ile birlikte.Hangisinin durumu daha zor bilemedim.İlk bölümlerden bu yana sıklıkla dile getirilen Lale'nin ''Baba'' yarası artık hepimizin malumu.Yıldırım'ın gelmesi ile birlikte Lale'nin kalbindeki en derin yarası artık kabuk bağlamaya başlar diye düşünüyorum.Tabi ki yaşanamamış,yaşanmamış hatıraların üzerinden atlayıp devam edebilmek hiç kolay değil,ama en azından geçmişe takılıp kalmadan yaşamaya etmek için önemli bir adım.Yeni sezon için Yıldırım-Songül çatışması şahane  bir atak olmuş.Sumru Yavrucuk ve Erdal Özyağcıları Yabancı Damat'tan yaklaşık 10 yıl sonra yeniden bir arada görmek muazzamdı.Bu iki usta oyuncuyu yıllar sonra tekrar bir araya getirenlere sonsuz teşekkürler.Onur cephesinde olanlara gelirsek eğer;ben çoğu seyirden biraz farklı düşünüyorum aslına bakarsanız,Özge karakterinin diziye girmiş olması bana göre yapılmış gereksiz bir hamle değil sonuç itibariyle Lale ve Onur cephesinde olayların devam edebilmesi için başka bir karaktere ihtiyaç vardı.Bu hareketliliği salacak bana göre en iyi aday da Onur ile geçmişten gelen bir hikayeleri olması dolayısıya Özge olurdu.Beraberinde bir de çocukla gelmiş olması durumu Lale açısından bakıldığında olayları daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.Fikrimi sorsanız eğer Duru'nun Onur'un kızı olduğunu da düşünmüyorum o ayrı bir konu da bence tüm bu olanlar ya tek başına Özge'nin yada Erol-Betül ve Özge üçlüsünün planı.Bu noktada beni rahatsız eden durum şu oldu.Özellikle dün akşam izlediğimiz bölümde Onur'un yaşanılanlara rağmen halen daha Özge'yi içinden söküp atamadığını bir türlü unutamadığını hissettim.Sadece bende mi oluştu bu his bilemiyorum ancak gözümü çok rahatsız etti bu durum.Küçük pürüzlere rağmen oldukça keyifli bir bölüm izledik emeklere sağlık.

20 Eylül 2017 Çarşamba

Aşk Havası-DOLUNAY 12.bölüm

Ferit'in restorant hamlesi yayımlanan bölümler içerisinde beni en çok olaylardan biriydi.Restorantın diğer ortağının Deniz çıkmasını beklerken Ferit'i görünce Nazlı gibi hepimiz küçük çaplı bir şok yaşadık.Birbirlerinden siyah ve beyaz kadar keskin ve net farkları olan Nazlı ve Ferit açısından aynı iş yerinin ortağı olmak;beraberinde inatlaşmalarından kaynaklanan komik anlar getirdi.Ancak İnatlaşmak dediğiniz duyguda diğer tüm duygular gibi Aşk'ın karşısında aciz kalıyor.Kalp de Karşılıklı iki duygunun savaşması halinde eninde sonunda,her ne yaşanırsa yaşansın kazanan hep Aşk olur.Adına Aşk dediğimiz bu muazzam duygunun,içine kalbin sahibinin köşeli taraflarını törpülemek gibi güzel bir huyu da vardır.Baktığınız zaman bu durumun canlı bir örneği olarak ''Ferit Aslan'' karakterini tereddütsüz verebiliriz bence.On iki hafta gibi kısa bir sürede karakterdeki değişimler azımsanmayacak kadar çok,bambaşka biri oldu sanki.Ferit'in restorant ortaklığı haberi dalga dalga yayılırken tahmin edebileceğiniz üzere bu konuda en sert tepkiyi, Demet ve Deniz verdi.Ki Demet ve Deniz ikilisinin şimdiye kadar yaptıklarını düşünürsek bundan sonraki süreç için Nazlı ve Ferit ilişkisi açısından daha büyük tehlike olacağını söylemek hiç de zor olmaz.Hakan'dan neden bahsetmiyorsun?Dediğinizi duyar gibiyim.Hemen söyleyeyim.Çünkü izlediğim sahnelerden sonra  artık onu kötü olarak bile görmüyorum.Benim gözümde kötülükte bir seviye daha atlayarak işi pisikoplığa kadar götürdü.Gerçekleri tamamıyla öğrendikten sonra Demet'e yapabileceklerinin küçük çaplı bir provasını izledik sanki.Deniz cephesinde yaşanlara gelirsek eğer;zaten varlığını bildiği şeyleri,kendi gözleriyle görmek saklamaya çalıştığı öfkesini bileyerek daha keskin bir hale getirdi.Öyle ki ben Ferit'e giden o kargonun Demet aracılığı ile Deniz tarafından gönderilmiş olabileceğini düşünüyorum.Demet Hakan faktörü yüzünden kendi göndermemiştir.Ama burda asıl önemli olan Ferit'in öğrendiği olay karşısında vereceği tepki.Benim fikrimi sorsanız pek iyimser değilim.Ferit'in öğrendiklerinden sonra kısa sürede olsa ''buz adamlığa'' geri döneceğini düşünüyorum.Ama ters köşe olmayı çok isterim o ayrı.Keyifli bir bölüm izledik.Emeklere sağlık.

19 Eylül 2017 Salı

Ya hepimiz yada hiçbirimiz-Söz 13.BÖLÜM

Dizilerin sezon finallerinde çoğunlukla ana karakterlerden birini türlü felaketlerle  boğuşur halde bırakıp gideriz yeni sezon ilk bölümüne.Yeni sezon ilk bölümde ise karakterin içinde bulunduğu o faleketten(boğulma,uçurumdan düşme,vurulma vs) kurtulabilme çabalarını izleriz.Ki bu durum en az bir,iki bölüm sürer.Geçen sezon ben sezon finali ile en fazla şaşırtan dizi Söz olduğu gibi aslına bakarsanız yeni sezon ilk bölüm için bu anlamda değişen pek birşey olmadı.Yine tüm bölümü yüzümde binbir çeşit şaşkınlık ifadeleriyle izledim.Timin dağılmasının ardından ekibin her bir üyesinin Askeri Düzen dışındaki hayata alışmaya çalışırken yaşadıkları duygusal iniş çıkışlar adeta sudan çıkmış balık halleri son derece gerçekciydi.Gerçekten o kadar düzenli yaşamaya alışmış birisi sivil hayata kolay uyum sağlayamaz.Timin Yavuz'u ziyarete gitmesi,bana göre ekibin yeniden bir araya gelebilmesi için fitili ateşleyen unsur oldu bana göre.Ekibin içinde bir tutam sitem ile birlikte Yavuz'a söyledikleri,Yavuz'un onlara ders niteliğinde cevabı çok anlamlıydı.İnsanları da iyi tanımak için onlara belirli mesafeden önyargı ile değil,yakından bakmak lazım.O sahne bize bunu bu durumu bir kez daha hatırlattı.Timin yeniden göreve dönmesindeki küçük çaplı sınavın kahramanı Yüzbaşı Songül yeni sezonun en süprizli karakteriydi.Aşk var mı derseniz?Hemen cevap vereyim.En az tim kadar çiftlerimizi izlemeyi de özlemişim.Fatmanur-Hafız hariç neredeyse tüm çiftlerimiz için deniz bıraktığımızdan çok daha dalgalı bir hal almış durumda.Hele ki Yavuz ve Bahar açısından işler daha da sarpa saracak gibi hissettim.Özellikle de son sahneyi izledikten sonra.Benim bu konuyla alakalı olarak iki tahminim var:Birincisi Bahar o aile tarafından evlt edinilmiş olabilir ancak Büyük Bey(CİHAN ÜNAL ) Yavuz'un öz babası olabilir.İkincisi Yavuz'un annesininin katili Büyük Bey.Her iki durumda Yavuz ve Bahar ilişkisi açısısından zorlu bir sınav olur.Bakalım hangi tahmin doğru izleyip göreceğiz.Değişen jenerik temasıyla alakalı haddim olmayarak bir,iki cümle kurmak isterim.Atakan Ilgazdağ'ın hepimizin malumu üstüne Moscow Bow Tie Orchestra ile işbirliği ortaya şahane bir sanat eseri çıkarmış.Kısacası iğneden ,ipliğe kadar ince ince çalışılmış,her sahnesi ayrı özen ve emek kokan şahane bir bölümdü.EMEKLERE SAĞLIK.

15 Eylül 2017 Cuma

Umut Çiçekleri-Ateşböceği 11.bölüm

İnsanın kalbi zaman içerisinde sevdiğinin kalbine benzer.İki insan aynı yolda yüremeye devam ettikçe zamanla birbirlerinin köşeli taraflarını törpüleyip daha ılımlı insanlar haline getirirler.Aslı ve Barış için de durum tam manasıyla bundan ibaret.Aslı karakterinde ilk bölümlerden bu yana bu değişiklikler birkaç konu haricinde gözle görülmezken,Barış karakterinde çok daha belirgin.Barış yayımlanlanan bölümler içerisindeki tutum ve davranışlarındaki değişimler hepimizin malumu.11. bölüme kadar geçen sürede Barış'ın kıskanç hallerini çeşitli sebeplerle görme şansımız olmuştu.Ancak Aslı'nın kıskanç hali ile hiç tanışamamıştık.Ta ki Barış'ın teyzesi baloda Barış ve Aslı'yı samimi bir şekilde görüne kadar.Artık kafasında yarattığı ve İlayda'ya başarı ile empoze ettiği Barış ve İlayda birlikteliği için tehlike çanlarının son derece şiddetli çalmaya başladığının farkına vardı.Ve Veli Güldüren olayına zekice bir hamle ile İLAYDA'YI dahil etti.Aslına bakarsanız ben bu durumun Barış ve Aslı'nın hem kendi duyguları ile hem de birbirlerinin duyguları ile yüzleşmeleri açısından çok iyi olduğunu düşünüyorum.Çünkü bana göre asla saplantılı olmamak şartı ile birini ne kadar çok sever,o kadar çok kıskanır.''Aşk insanı değiştirir''Peki kıskançlık ne yapar,daha doğru soru Neler yaptırır?Dün akşam ki bölümde bunu örnekleriyle birlikte gördük.İlayda'nın Aslı'nın damarına basmak amacıyla yaptığı her hareket sonrasında Aslı'nın içinden Dağ Aslanı değil, panter çıktı adeta.Hep söylerim hiçbir kimse nedensiz iyi ve kötü olmaz.Kötü insanların geçmişine özellikle de çocukluk yıllarını da baktığınızda ailesi ve sevdikleri tarafından sevgisiz bırakıldığını görürsünüz.Çünkü, sevgi de öğrenirilen bir duygudur.İlayda'nın içindeki onu rahat bırakmayan kötülüğün sebebi de aslında bu.Ama Hakan ona gibi gelecek ve kalbini temizleyecek bence.Son sahnede bir anda romantik komedi türünden gerilim türüne ışık hızıyla geçildi.Emrah'ın Aslı'yı kaçırması,bence çiftimiz arasındaki engelleri en azından bir süre kaldırır diye düşünüyorum.Karşıklı Aşk itirafı gibi misal.Bakalım.İzleyip,Göreceğiz.EMEKLERE SAĞLIK.ÖNEMLİ DUYURU.BUNDAN BÖYLE ATEŞBÖCEĞİ 24 EYLÜL PAZAR GÜNÜNE UÇUYOR...

13 Eylül 2017 Çarşamba

Varmısın İddiaya-Dolumay 11.bölüm

İkili ilişkiler özellikle de Aşk bazen çeşitli nedenler o yüzden gelgitleri de beraberinde getirir.İlişkinin geçirdiği bu zorlu sınavlar daha da sağlamlaşarak yıllara yayılmasını sağlar.İki insan ilişki boyunca geçirdikleri bu gelgitler,zorlu aşamalar sayesinde daha iyi tanır birbirini ve her geçen gün daha çok sever.İşte Ferit ve Nazlı'nın ilişkisi açısından da az önce bahsettiğim gelgitlerin en net olanlarından birtanesini dün akşam izlediğimiz(ki bence şimdiye kadar yayınlamlanan bölümler içerisinde en şahane olanı) bölümde gördük.Aslında ikilinin arasında yaşanan bu gelgitlerin başrolünde hepimizin bildiği üzere artık hastalıklı bir hal almaya başladığını düşündüğüm Deniz var.Attığı her bir adım bir öncekinden daha sert ve keskin.Ferit'e sessiz savaş açtı adeta.Bana göre sırf Nazlı'yı yanında tutmak adına bu bölümde Alya'dan öğrendiği sırrı kullanacak ilerleyen bölümlerde.Deniz ile ilgili bir diğer tezim de şu ki;Nazlı ve Ferit ilişkiye doğru tam da net bir adım atmışken,bildiği bu sırrı ifşa ederek Nazlı ve Ferit'in arasındaki bağa kolay kolay tamir edilemeyecek olan ağır hasarlar vermek olur.Benim fikrimi sorsanız eğer ikinci seçenek,hem akla hem Deniz'in içinde bulunduğu çok daha uygun.Ama bu konu hakkında kesin yargılara varmadan ilerleyen bölümleri görmek taraftarıyım.Bu bölümde izlediğimiz sahneler içinde Sapanca sahneleri çiftimizin ilerleyen bölümlerdeki potansiyelini göstermesi açısından ayrı bir anlama sahip.Deniz aralarına girmediği vakit eğlenceli ve rengarenk bir çift olabildiklerini gördük.Bölümlerin ileleyebilmesi ve çiftimizin arasındaki çatışma bakımından Deniz karakterinin vazgeçilmez olduğunu biliyorum.Ancak karakterin durduğu çizgiyi çok iyi ayarlamak lazım.Çünkü; şuan iticilikle ilgili sınıra son derece yakın,sakın yalnış anlaşılmasın,HAKAN KURTAŞ'IN oyunculuğu ile ilgili en ufak sıkıntım yok.Benim sorunum karakterdeki gözümü rahatsız eden sivrilikler.Ve gelelim bölümün mükemmel son sahnesine.Ters köşe nedir?Sorusuna tek başına cevaptı benim için.Ferit'in mekana giriş anındaki coolluğuna karşın Nazlı'nın şaşkın ama bir o kadar da mutlu hali,EN iyi dizi sahneleri listesinde şimdiden yeriini aldı benim için.OLAĞANÜSTÜ bir bölüm izledil bence emeklere sağlık.

8 Eylül 2017 Cuma

AŞK HERŞEYİ AFFEDER Mİ?-ATEŞBÖCEĞİ 10.BÖLÜM

Bir diziyi izlenebilir kılan etkenler arasında en önemli olanları, iyi bir senaryo ve oyunculuk kabileyeti yüksek oyunculardır.Bu iki unsuru sağlam olan işler uzun süre ekrandaki yolculuğuna devam edebiliyor.Sanırım Ateşböceği'nin de başarısının sırrı tam olarak bu.Kazaya Hakan'nın sebep olduğunu öğrenmemiz senaryonun gidişatı ve Aslı ve Barış arasındaki çatışmanın kuvvetli olması açısından son derece akıllıca bir hamleydi.Diziye nefes aldırdı,heyecan getirdi.Dünkü bölüme gelirsek eğer;çok açık şekilde söylüyorum ki yayımlanan bölümler içerisinde benim en beğendiğim bölümdü.Hikaye bir an olsun durağanlaşmadı,su misali aktı.Veli Güldüren tehlikesinin mahalleli için yaratacağı tehlikeyi düşünen Aslı'nın kısa süreliğine de olsa Barış'a olan kızgınlığını rafa kaldırması,ikisinin arasındaki buzları eritmekle kalmayıp aşık ve bir o kadar çılgın ikilimizi sonunun güzel yerlere varacağını düşündüğüm,bol aksiyonlu bir maceranın tam da ortasına attı.Girdikleri bu macera Barış'ın şahane fikirleriyle birlikte beraberinde Aslı'nın hayallerine olan özlemini bir kez daha gün yüzüne çıkardı.Dizimizin bir diğer eğlence dozu oldukça yüksek çiftimiz olan İlayda ve Hakan'a.Hakan cephesindeki durumlar hepimizin malumu zaten ama benim için burada asıl önemli olan İlayda cephesinde de işlerin yavaş yavaş tersine dönmesiydi.Her ne kadar İlayda şuan için bunu kendine itiraf edemese de bence ateş bacayı çoktan sardı.İlayda ve Hakan zıtlıklardan beslenen çok tatlı bir çift oldular bence.Benim asıl merak ettiğim konu,Cavidan ve Sıdıka'nın bu ilşki bilinir olduktan sonra takınacağı tutum ve davranış Önümüzdeki bölümleri merak ve heyecanla bekliyorum.Olağanüstü bir bölüm izledik.Emeklere sağlık.

7 Eylül 2017 Perşembe

Zincirlerinden Kurtul(abilmek)-DOLUNAY 10.BÖLÜM

Bu bölüm ile birlikte Dolunay'da keskin bir virajın dönüldüğünü düşünüyorum.Nazlı'nın istifa hamlesi Deniz ve Ferit arasındaki gittikçe yükselen gerginlik soyut olmaktan çıkıp,somutlaştı sanki.İkisi de birbirinden inatçı olan karakterlerimiz tabiki nitekim öyle de oldu.Nazlı'nın Ferit tatafından beklenilmeyen istifa hamlesine karşılık,Ferit de son derece zekice bir hamle yaparak istifa hamlesini öne sürdü.Ferit'in tek başına bu haraketi bile Nazlı'ya karşı hissettiği duygunun büyüklüğünü gösterdi.Nazlı'nın sınırlarını bu biçimde zorladığında dayanamıp gerçekleri anlatacağını düşündü ama nafile.Ancak bence.Nazlı cephesinde ise durumlar giderek daha karmaşık bir hal alıyor.Düşünsenize bir yol var,yolun iki ucunda da sevdiğin biri.Hangi tarafı yönelirsen diğer tarafta olanı arkanda bırakmak zorunda kalacaksın.Ben izlerken,'' NAZLI zor bir durum içerisinde diye iç geçirdiğim sırada''diye iç geçirdiğim sırada Ferit'in sözleşmeyi yırtması Dolunay'ın bundan sonraki hikayesinde köklü değişikler yapabilecek bir hamleydi.Nazlı'nın restoranta ortak olmak adına ihtiyaç duyduğu parayı bir şekilde Deniz'den alma ihtimalini düşünmek istemiyorum.Mümkense bu tarz sahneler izlemeyelim.Zaten bu bölüm itibariyle Deniz'de tam da onun istediği gibi,Hakan'ın yörüngesine girdi.Ferit'in işi bundan sonra çok daha zor olacak.Son olarak Fatoş Engin ilşkisi hakkında birşey söylemek isterim.Engin ve Fatoş görsel manada iyi bir resim olabilir;fakat karakterler olaylara verdikleri tepkiler dahil olmak üzere birçok konuda o kadar farklılar ki şahsen ben onları değil bir ilşkide bir fotograf karesinde bile yan yana hayal edemiyorum.Bu sebeple benim gözümde Fatoş ve Tarık çok başka bir yerde ve hep öyle kalacak.En kısa Ferit ve Nazlı ilşkisinde aşama kayıt edilmesini dileyerek yazımı noktalıyorum.Emeklere sağlık.

30 Ağustos 2017 Çarşamba

AŞK MASALI-Dolunay 9.bölüm

Dokuz haftadır,Dolunay'ı hiç kaçırmadan izleyen biri olarak;şunu söyleyebirim ki şimdiye kadar izlediğimiz bölümler içerisinde sanırım en durağan olanı buydu.Ancak yine de Nazlı ve Ferit ilişkisi açısından ilerde ne kadar büyük bir tehlikeli olabileceğini göstermesi açısından çok önemli bir bölümdü bana göre.Deniz'in Nazlı'ya karşı olan hislerinin ilerde tek taraflı bir saplantıya dönüşerek,hastalıklı bir hal alabileceğinin sinyalleri bu bölüm çok net bir şekilde verildi.Bu durumda Nazlı tarafından yapılması gereken şey;öncelikli olarak kafasını netleyip,Deniz'le arasına daha keskin çizmesi olurdu.Ama sanırım dünkü böümde izlediğimiz istifa hamlesinde uzunca bir süre mümkün olamayacak birşey olmasını istediğim.Hele bir de tüm bu olanlar üzerine Deniz'in iş teklifini kabul ederse(tazminat işini bir şekilde hallettikten sonra tabii) ki öyle öyle olabileceğini düşünüyorum.Nazlı Ferit'le arasına istemsizce ördüğü duvara kendi elleriyle yeni tuğlalar eklemiş olacak.Umarım olaylar düşündüğüm sekilde ilerlemez.Deniz'i hiç anlamıyorum gerçekten insan gözünün önünde açıkca görünen bir duruma niçin ısrarla gözlerini kapatır.Üstelik bu olay sonucunda karşına alacağı kişi ''Abi'' dediği biri yani.Demet ve Hakan cephesinde yaşananlara gelirsek eğer,Demet'in yaptığının büyük bir bencilik olduğunu düşünüyorum açıkcası.Hakan her ne kadar kötü biri olsa da bu yaptığının hiçbir mazereti olamaz.Bu sebeple Hakan gerçekleri öğrendiğinde ilşkilerinin farklı bir boyuta taşınacağını düşünüyorum.Son olarak şunu söyleyeceğim:Nazlı'nın çelikten iradesine hayran kalmamak imkansız.Ferit gibi bir adam gördüğüm en doğal şekilde ''AŞK'' itarafında bulunacak.Sen öyle tepkisiz kalabileceksin.Vallahi bravo...EMEKLERE SAĞLIK

25 Ağustos 2017 Cuma

Kıskanırım Seni Ben-Ateşböceği 9.bölüm

Günümüz İnsanoğlunun bence en büyük problemi karşısına çıkan sorunları daha kestirme yollardan çözümleme imkanı varken,sorunları inadına kör düğüm yapması. Bu nedenle de içinde cevaplarını kendine bile veremediği; sorularla boğuşarak hayatına devam ediyor gibi görünür çevresindeki insanlara. Aslı ve Barış içinde durum tam olarak böyle aslında. Sevdiğin kişinin senden bir adım öteye gitmesine katlanamayacak kadar çok severken, gün gelip de kendine göre haklı sebeplerinle onu kendinden uzak tutmaya çalışan sen olduğunda sanki ruhun en derinlerinlerine onlarca bıçak darbesi alır. Sonucunda kendisi geçse bile izleri hayat boyu seninle kalacak olan yara izleri bırakır. Bizlerde seyirci olarak hikayenin tam da bu noktasında sıkışıp kalıyoruz sanırım. Genel olarak hikayelerde bir taraf suçlu ise bir taraf suçsuzdur. Ki bu durumda karakterler arasında seçim yapabilmek oldukça kolaydır. Hayatta durduğunz yere bağlı olarak karakterlerden bir tanesini diğerlerine oranla daha fazla sevip benimsersinz. Ancak Ateşböceği'nde şu aralar izlemiş olduğumuz gibi iki ana karakterde haklı ise o zaman işler içinden çıkılmaz bir hal almış demektir.Hangi karakter diğerinden öteye adım atsa gözünüz gerideki karakter de kalır."Aşk insanı değiştir. "Sözü klişedir. Ama bir o kadar da doğrudur. Aynı duygu bu akşam izlediğimiz bölümde Barış'ın içinde var olan dediğim dedik adamı ortaya çıkarırken, Hakan'ı ise bambaşka biri yaptı. Neticede adına "AŞK"denilen bu duygu her ruh haline farklı konuşur. Aslı ve Barış arasında bu kadar yüksek dozda bir Aşk varken, bu inatlaşma fazla sürmez diye düşünüyorum.Bu arada bölümle alakalı olarak mutlaka değinmem gereken bir nokta da İlayda ve Hakan arasındaki muhteşem uyum.Bu konu  üzerine bir,iki cümle söylemek isterim.Gerçekten şahane bir ikili olmuşlar.İlayda kaza ile ilgili Hakan'ın ağızdan laf almaya çalışırken sırılsıklam aşık olacak bence.İçerisinde bol miktarda aksiyon dolu sahne barındıran ŞAHANE bir bölüm izledik.EMEKLERE SAĞLIK.

22 Ağustos 2017 Salı

Aşk ve Mantık_Dolunay 8.bölüm

Bölüm, temposu oldukça yüksek bölümlerden biriydi bana göre. Malumunuz totalde 120 dakika bölüm süreleri ile ancak bu kadar hızlı ilerleyebiliyor hikayeler. Nazlı ve Ferit birbirinden inatçı iki karakter olduğundan; aralarındakı Aşk'ı itiraf etmelerinin bile uzun bir zaman dilimine yapılacağını düşünüyorum.Fikrimi sorsanız ben şuan ki gidişatı seviyorum.Nazlı ve Ferit bu ilişkiye başlamadan önce çözülmesi gereken çok daha büyük problemler var bence. Bu problemlerden en önemli olanları da Deniz ve Alya gibi görünüyor şuan için.Bu akşam izlediğimiz bölümde Deniz'in Ferit'e karşı takındığı tavırlardaki sivrilmeler gözden kaçacak türden değildi. Uzaktan bakıldığında Deniz ve Alya insanları seviş biçimlerinde aynı hastalıklı durum mevcut.Aranızdan bazılarınız ki buna bende dahilim Deniz'e kızıyorsunuz farkındayım Alya gibi biri gözünün önünde tüm hisleriyle birlikte karşısında dimdik dururken neden Nazlı gibi hiç bilinmedik sulara yelken açma çabasında diye. Ama maalesef Aşk'ın imkansızı istemek gibi kötü bir huyu da vardır. Bu durumun sonucunda Ferit ve Deniz arasında anlaşmazlık çıkmasını istemesem bile aralarında ki gerilimin oralara varabilme ihtimali bu  net bir şekilde ortaya çıktı. Yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğim Hakan ve Deniz yakınlaşması ilerlerde Deniz cephesinde Nazlı ile ilgili olarak yaşanması muhtemel bir hayal kırıklığından sonra Ferit'e karşı bu ikili tarafından oluşturulabilecek olan yeni bir cephenin ayak sesleri niteliğinde olacak gibi görünüyor. Yanılmış olmayı çok isterim ki inşallah öyle de olur. Emeklere sağlık.

17 Ağustos 2017 Perşembe

Arafta Kalmak-Ateşböceği 8.bölüm

 Birisi bana gelip:"Bugün Ateşböceği'nde ne izledin? Kısaca anlat deseydi, Arafta kalmak cümlesini kullanır ve başka hiçbir sözcüğe gerek duymazdım. Çünkü bana göre kafa karışıklığına mahal vermeyecek kadar net bir bölüm izledik. Öncelikli olarak şunu söyleyebilirim ki Barış'ın mesleğine karşı saygısı ve gerçekler açığa çıktıktan sonra takındığı tavır cidden çok hoşuma gitti. Dizilerde bu tarz doğruluktan yana olan karakterlere çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle "Barış  Buka karakteri zaaflarına yenik düşmeden de başarıya ulaşabileceğini göstermesi açısından da önemli bir örnek. Diğer taraftan Aslı'ya karşı hissettiği duygular daha şimdiden olaylar karşısındaki tutumunu yavaş yavaş etkilemeye başladı. Ancak insan, söz konusu sevdikleri olduğunda malesef her zaman olması gerektiği kadar net olamıyor.Bu bölüm de bunun bariz bir örneğini gördük aslına bakarsanız. Derya Alabora'ya hayranlığım her daim bakidir.Fakat 8 haftadır "Cavidan"karakterine bir türlü ısınamamıştım. Ta ki bu akşam geçmişte yaşamış ve yıllardır içinde saklayıp,kimseye göstermediği acısını öğrenene kadar.Sonrasında anladım ki karakterin bütün bu hırçınlığı geçmişte yaşadığı acının kendinden büyük tortuları.Bu yüzden bazı davranışlarına hak vermesem bile anlayabiliyorum. Tekrardan Barış ve Aslı cephesine dönersek ;eğer  her ne kadar zor olsa da Barış'ın Aslı'yı kendinden uzaklaştırma hamlesini son derece cesur bir hareket olarak görüyorum. Onun üzülmemesi için sevdiğinden vazgeçebilmek herkesin yapabileceği bir fedakarlık değil bence Ama tabii ki bu fedakarlığın Aslı açısından etkileri bu kadar olumlu olur mu? İşte onu bende bilmiyorum. Bu durum sebebiyle okulla ilgili fikirleri yeniden değişmez umarım. Sanırım Ateşböceği'ni bize bu derece sevdiren önemli nedenlerden bir tanesi de îçinde masalsı unsurların yanında insan hayatının kıyısında dolaşan, ondan izler taşıyan bir hikayesi olması bana göre. Kendisi de engelli bir birey olarak şu kadarını söylemeliyim ki böylesine samimi bir hikayenin odak noktasına engelli küçük bir kızı koyup, yaratılan farkındalık beni çok mutlu etti. Emeklere sağlık.

15 Ağustos 2017 Salı

Hiç konuşmadan anlaşabilmektir Aşk-Dolunay 7.bölüm

Bölümü bitirir bitirmez hemen yazmaya koyuldum; çünkü şimdiye kadar izlediğimız bölümler içerisinde olay örgüsü açısından en yoğun malzemeye sahip olan ve dolayısıyla da değinmek istediğim bir çok noktayı beraberinde getiren son derece lezzetli bir bölümdü bana göre. Özellikle Ferit ve Nazlı'nın ilişkilerindeki aşamalar bakımından oldukça hızlı yol alabildiğimız, seyirciyi sürekli olarak ekran başında, dinamik bir şekilde tutabilir, enerjisi hep üst düzey de olan bölümdü.Aslına bakarsanız iki karakterde birbirinden inatçı olduğundan kendi adıma dizide şuan ki bulduğumuz noktaya gelebilmek için uzanca bir süre boyunca beklemeniz gerekeceğini düşünüyordum. Fakat hiç de öyle olmadı. Açıkca söyleyeyim senaristin böyle cesurca bir hamle yapabileceğini tahmin etmemiştim. Ferit ve Nazlı arasındakı adı henüz konulmamış duygular, bazı sahnelerde o kadar belirgin bir hal aldı ki sanki gözle görülür oldu. Özellikle de o mahkemede Bulut'un velayetinin havasını verilmesi kadar önemli sonuçlar doğucak olan Ferit ve Nazlı'nın akşam yemeği sahnesi bence söze gerek bırakmayacak kadar anlamlı bir sahneyi. İlerde bu özel çift arasında yaşanacak güzel şeylerin habercisi gibiydi. Bu çift her geçen bölüm kendini daha çok sevdirecek. Bölümle ilgili olarak mutlaka üzerinde durulması ve konuşulması gereken bir diğer sahnede Can Yaman ve Alihan Türkdemir'in gösterdiği muhteşem oyunculuk performansı. Beni romantik komedi tarzındaki işlerde en çok etkileyen sahneler ,tıpkı bu sahnede olduğu gibi içerisinde belirli oranlarda duygusallık barındıran sahnelerdir. Benim açımdan bu gibi sahnelerde oyuncu, sahnenin duygusunu abartmadan ama bir o kadar gerçekçi şekilde seyirciye iletebilmeyi başarmışsa ki Can Yaman bunu son derece ustaca yaptı; o o oyuncu benim için tamamdır. Evet gelelim dizimizin sevimsizi Asuman'a.Nazlı'da ciddi ciddi peygamber sabrı var. Böyle kötü ruha sahip bir insana, bu kardeş bile olsa tahammül edilmesi başka türlü imkansız. HatalarIn zerre ders çıkarmayıp, her olayda yeni hatalar yapan bir insana karşı nasıl koruyabilir insan kendini hiçbir fikrim yok. Ama şunu biliyorum. Asuman her yeni bölümde daha ürkütücü hale geliyor. Ve Deniz'in bir anlık hırsla söylediği:"Nazlı'yı seviyorum. "Cümlesi sanırım "Alya"karakterinin derinlerde sakladığı kötülükere kutusunun kapağını uzun süre kapanmayacak şekilde açtı. Karakterin geçireceği dönüşümü çok merak ediyorum doğrusu. Son olarak Ferit'in,Nazlı cephesinde ki etkisi nasıl olacak acaba? Soru ile bitirdim bölümü. Bu sebeple haftaya Salı günü şimdiden iple çekiliyor. Emeklere sağlık. Ufacık bir eleştiri:Velayet davası gibi çok önemli bir davada, hakim diğer delilleri görmeden bir, iki fotoğraf ve birkaç kişinin yorumu üzerine mi veriyor kararını? Bu tip hatalar inandırıcılığa gölge düşürüyor. Lütfen biraz dikkat!

10 Ağustos 2017 Perşembe

Geçmişin İzleri Ateşböceği 7. bölüm

Barış' ın Aslı'ya olanları bilmesine rağmen hiçbir şey söylememesinin ilişkilerinin geleceği açısından çok ciddi sorunlar yaratabileceğini tahmin etmiştim. Ancak bunun bu kadar çabuk olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bir ilişki için en önemli unsurlardan bir tanesi Aşk yada Sevgi ise bir diğer önemli unsurda ki bence bu duygu çoğu zaman ilişkilerde Aşk' ın bile önüne geçebilecek güce sahip olan güven duygusudur. İşte tamda bu sebeple iki insan arasında öncelikli olarak önemsenmesi gereken duygudur. Çünkü güvenmediğiniz birini hiçbir zaman onun hakettiği biçimde sevemezsiniz. Kafanızın ve aynı zamanda kalbinizinde bir yerinde her daim soru işareti olarak kalır bilmedikleriniz. Bu bölümü izleyene kadar Aslı içinde durumun tam manasıyla bu verdiğim örnekteki gibi olduğunu düşünüyordum. Lakin bu bölümü bitirmemle birlikte şunu anladım. İşler hiç de kolay değilmiş. Hele bundan sonraki süreç özellikle Barış için bin kat daha zor olacak. Bir tarafta ne umutlarla açılmayı beklediği Aşk'ı ve istemeden de olsa, ona söylediği yalanlar diğer tarafta da abilik yaptığı kuzeni var. Ancak yeni bölüm fragmanından anladığım kadarıyla Aslı'yı daha fazla hayal kırıklığına uğratmamak için kendinden olabildiğince uzak tutmak adına türlü taktikler deneyecek. Eğer böyle bir hamle yaparsa ki görünen manzara o yönde bu çözümden çok çözümsüzlúğe götürürür olayı. Neticede aynı olayın peşine İlayda da düştü. Ve öğrenir öğrenmezde bunu Aslı ve Barış'ı ayırmak için koz olarak kullanılanacaktır. Bu arada sanırım diziyi izlerken en çok sevdiğim şeylerden biri sahnelerin arasına bir nakış titizliğiyle işlenmiş sosyal mesajlar bu bölümdeki alkollü iken araç kullanmanın yaratacağı korkunç sonuçlarla ilgiliydi. Bu şahane bölüm için emeklere sağlık.

8 Ağustos 2017 Salı

Gökkuşağı'nın Yedi Rengi-Dolunay 6.bölüm

Bazen hayatta yaşadığımız bazı olaylar, bizi hayat yolcuğunda daha iyi yerlere götürecek olan araçlardır.Kendimce her zaman kötü olayların sonunda olayların sonunun iyi yere bağlanacağına inanırım. Nazlı ve Ferit'de de durum tam olarak bu. Eğer o kaza sonucu Bulut, Ferit'te kalmaya başlamasaydı; Nazlı, Ferit için hergün yanından geçip giden onlarca insandan bir tanesi olacaktı. Daha şimdiden Nazlı'ya olan bakışları ile içinde gün geçtikçe büyüyen aşkı istemeden de olsa ele veriyor aslında. Ama; Nazlı'nın bu durumun farkına varabilmesi uzunca bir süre bekleyeceğimizi düşünüyorum; çünkü ortada Deniz gibi, çok önemli bir faktör var.Şuan Deniz'e karşı hissetiği bir duygu varsa eğer bunun adam adı hayranlık bence. Tabii ki Nazlı'nın gösterdiği bu arkadaş canlısı tavırlar Deniz tarafından çok bariz  şekilde yalnış anlaşılıyor bu bir gerçek; ancak bence burada en önemli olan şey Nazlı'nın kalbindeki bazı sorulara yanıt bulduktan sonra atacağı adımlar bana göre.Şu valeyet sorunu çözümlenden zaten Ferit'ten böyle bir hamle beklemiyorum.Ama Deniz'in varlığı ne boyutta olursa olsun Ferit ve Nazlı arasında belirli bir süre sorun oluşturmaya devam edecek gibi görünüyor. Deniz ile Ferit arasında kan bağı olmasa bile birlikte çok şey paylaşmak kaynaklanan bir bağ kurulmuş, ve bana göre sırf bu bağa zarar gelmemesi Ferit kendini geri çekecek. Oysa Deniz ve Alya ne kadar uyumlu bir çift neden başka maceralar arıyor hiç anlamıyorum. Bugün bölümün en süpriz sahnesi benim için Hakan ve Bulut sahnesiydi. Hiç sevmesem de Bulut ile empati yapması içinde bir parçacık da insanlık kırıntısı olduğuna delalet bence. Demet'e Ferit'e karşı olan zaafı her geçen bölüm daha da tehlikeli bir hal almaya başladı. Son hamlesi bunun apaçık bir kanıtı. Bakalım haftaya bizi neler bekliyor. Bu şahane bölüm için emeklere sağlık. Bu arada çiftlerle ilgili olarak ufak bir önerim var Mümkünse Asuman-Engin ve Fatoş-Tarık olsun. Çünkü Fatoş gibi iyilik meleği tadında bir karakter o yürüyen ego Engin ile hiç yakışmıyor.

4 Ağustos 2017 Cuma

AŞK'LA DANS-ATEŞBÖCEĞİ 6.BÖLÜM

İnsan bazen yaşacağı güzel şeylerin bedelini önceden ödermiş.Aslı ve Barış içinde durum tam olarak bundan ibaret.Birbirleriyle karşılaşmaları dahil aralarında yeni yeni filizlenen AŞK da kötü bir kazanın sonucu.Aslı gibi ailesi için kendi hayallerinin üstüne hiç düşünmeden basıp fedakarlıklar yapabilen;üstelik yaptığı bu fedakarlıkları insanların gözüne sokmayan onlara karşı bir silah olarak görmeyen,karakterleri ekranda görmek benim çok hoşuma gidiyor.Hayata karşı olan umudumu tazeliyor ne yalan söyleyeyim.Malum esas kızların hem bu kadar saf ve iyi niyetli ama aynı zamanda da bu derece zeki olması televizyonda pek sık rastlanılan bir durum değil.İşte tam da bu yüzden Barış'ın elini olabildiğince çabuk tutması lazım.Çünkü ASLI zaten ipin ucunu tuttu ve gerisini getirmesi de fazla uzun sümeyecek gibi görünüyor.Dünkü ani çıkışından da vereceği tepkinin büyüklüğünü bir nebze de olsa anladık.Eğer ASLI durumu BARIŞ haricinde birinden öğrenirse ki bence öyle olacak,ikisinin arasında güven temelinde oluşturulan herşey kağıttan kuleler gibi yıkılır.İki insan arasına güvensizlik bir kez girdiğinde geriye kalan bütün duyguları yavaş yavaş tüketir.Ki ikisi arasında olanlar o kadar bariz ortada ki artık aralalarında olanlar için sözcüklere ihtiyaç kalmadığını düşünüyorum.Özellikle de dün o muhteşem danstan sonra.Şunu da söylemeden geçemeyeceğim.Şimdiye kadar dizilerde izlemiş bulduğum benzer sahneler içinde bir sıralama yapılsa net bir biçimde ilk 3'e girer.Kısacası izlerken mest oldum dersem yeridir.Bu nakış titizliğinde çalışılmış muhteşem bölüm için teşekkürler.EMEKLERE SAĞLIK.

2 Ağustos 2017 Çarşamba

Kapanmayan Yaralar-No309 59.Bölüm

İnsan için en zor olan şeylerden bir tanesi bana göre sonuna nokta koyamadığı hikayeleridir.Olayların üzerinden yıllar da geçse hiçbir şekilde kafanda ve kalbinde nereye koyacağını bilemezsin.Sen üstünü örtmeye çalışsan bile geçmişteki en ufak yarım kalmışlık bir kurtcuk misali yer bitirir.Bu yüzden her ne kadar onların kötülükteki ittifakını sevmesemde,Erol ve Betül'ün bu sefer ki hamlesini çok akıllıca buldum.Çünkü; Betül'de yengesi olması nedeniyle Onur'un geçmişte yaşadıklarına en net tanık olanlardan.Ve bana göre LALE ve ONUR'A karşı elindeki en güçlü silah Özge.Özge'nin dönmüş olması fikri bile bu kadar rahatsız ediyorsa,kendisinin gelişi ne yapar diye de düşünmüyor değilim hani.Tabii burada karakteri kimin canlandıracağı da bence çok küçük gibi görünen ancak;çok önemli bir detay.Karakterin gelmesinden ne kadar hoşlanmasak da, bu durum karakterin ikinci sezon açısından vurucu etken olduğu gerçeğini değiştirmiyor.Lale cephesini pek mutlu bıraktığımız söylenemez.Hayatındaki en büyük kalp kırıklığının sebebi olan adamla,babasıyla yıllar sonra karşı karşıya kaldı.Her ne kadar aksini söylese de ona özlemi ama aynı zamanda kızgınlığı ''Yıldırım'' kelimesi her geçtiğinde gözlerinde oluşan buluttan o kadar net belli oluyor.Biz kadınların,kimi durumlarda aksini söylesek dahi ilk aşklarımız her daim babalarımız oluyor.Sırf onlara olan sevgimizin büyüklüğü sebebiyle de onlarla ilgili üzücü durumlar yaşandığında kırgınlığımızda bir o kadar büyük oluyor.Bakalım Lale ve ailesi bunca yılın kırgınlığının altından nasıl kalkacak?Açıkcası çok merak ediyorum.Son sahneye gelirsek eğer birden ortaya çıkan o çocuğun asla Onur'un çocuğu olduğunu düşünmüyorum.Bu sadece Özge'yi ortaya çıkarmak adına Betül tarafından yapılmış bir hamle gibi geliyor bana.Benim için güzel bir sezon finaliydi.Herkesin emeğine sağlık.2.sezonda taptaze hikayelerle görüşmek üzere.

1 Ağustos 2017 Salı

Sen yeter ki sev-Dolunay 5. bölüm

Hani derler ya"Erkekler annelerine benzeyen kadınlara aşık olur"diye bu bence çok doğru bir tespit ancak; bunu söyleyenlerin kaçırdığı önemi hiç azımsanmayacak bir ayrıntı var ki, o da şu sadece annelerinden sevgi görmüş ve annelerine güven duygusunu yitirmemiş erkekler için geçerlidir bu. Aksi halde tıpkı Ferit'te olduğu gibi kötü genellemelerle kadınlara olan güvenin tümüyle yitiriliyor. Ferit karakterinin geçmişini öğrendikçe o derinlerinlerinde kabuk bağlamamış bir anne yarısının varlığını görüyoruz aslında. Bence annesiyle arasındaki bu problemi çözmeden yada en azından yaranın pansumanını yapmadan Nazlı ile aralarında sağlıklı bir ilişkinin yaşanmasını beklemek bana göre yalnış olur. Çünkü; ne zaman ona doğru bir adım atsam, geri dönüşü de o adımından çok daha keskin oluyor. Baksanıza Fatoş'un yaptığı hatanın bedelini de Nazlı'ya kesti; hem de en ufak etmeden. Sanırım Dolunay'da en sevdiğim şeylerden biri de Nazlı ve Fatoş arasındaki, kimi zaman kardeşlerin arasında bile bulunmayan gerçek dostluk. Bence Fatoş, Nazlı'ya Asuman'dan daha kardeş, Asuman gibi çıkarcı değil en azından. Fatoş karakterinin samimiyetini çok sevdim. Neden bilemiyorum ama Engin'i Fatoş'a göre fazla soğuk ve burnu havada buluyorum. Benim gözümde Fatoş ve Tarık daha sıcak ve samimi bir çift olur. Bence değerlerdirilmeli bu ikili enerjisi çok yüksek iki karakter Fatoş ve Tarık. Güzel bir olur onlardan. Son olarak gelelim kötücül çiftimiz Hakan ve Demet'e.Aslında onlarla ilgili olan hiçbir sahnede şaşırmam diyordum ama bu bölüm farkettim ki büyük konuşmuşum. Hakan'ın gözlerindeki öfke saçan kıvılcımlardan kötülükte bu kadar ileri gidebileceğini düşünüyordum. Hatta Demir ile Zeynep'in geçirdiği kazanın dolaylı da olsa sorumlusu olabileceğini de tahmin etmiştim. Ama Demet beni bile şaşırttı. Bakalım haftaya bizi neler bekler?

27 Temmuz 2017 Perşembe

Mutluluk Ve Hüzün Bir Aynanın İki Yüzü Gibidir Ateşbòceği 5.bölüm

Zamanın su misali akıp, giderken insanlar olarak biz de onun iplerinden olabildiğince tutmaya çalışırız çoğu zaman. Bu herşeyi kontrol altında tutabileceğimize olan inancımız, beraberinde birçok konuda hırslı olmayı da getirir. Ancak yaşacağınız bir tek duygu, sizi yeniden kendiniz ile tanıştırıp, sınırlarınızı görmenizi sağlar, ki sırf bu yönüyle bile insanoğluna bahşedilen en muhteşem duygu olduğunu düşünüyorum. İşte Ateşböceği'nde 5.bölüm itibariyle durum tam da bundan ibaret. Sayelerinde ''Aşk"ile yeniden tanıştık. Aşk insanda neleri değiştirir? Aslı ve Barış ilişkisinde Aşk gibi uzun ama bir o kadar da huzur dolu bu yolculuktaki tüm aşamaları göreceğiz. Yani en azından bu bölüm boyunca ben öyle hissettim.Daha şimdiden çok eğlenceli bir çift oldular. Şuanda böyleler ise ilerleyen bölümlerde ne tür şahanelikler izleriz bu ikili arasında tahmin edemiyorum doğrusu.Bu bölüm çok daha net gördük ki Ateşböceği'nden bahsederken özel olarak üzerinde konuşulması gereken bir diğer konuda bana göre partnerler arasındaki muhteşem uyum.Bence bir dizinin uzun soluklu olmasını sağlayan şey sağlam senaryosu yanında birbiriyle uyum içinde çalışabilecek bir oyuncu kadrosuna sahip olmasıdır. Bu anlamda Ateşböceği'nin cast direktörünü alkışlamak gerek. Muhteşem bir göze sahipmiş gerçekten. Seçkin Özdemir ve Nilay Deniz karşılıklı her sahnede hem kendilerinin hem de birbirlerinin oyunculuklarını adeta bir elmas gibi parlatıyorlar. Ústelik bunu yaparken de son derece doğallar. Ateşböceği'nde izlemekten en keyif aldığım sahneler, bu bölümde sıkça gördüğümüz;Aslı'nın Barış'ı gördüğü andaki şapşik halleri, Aslı tüm kadınlar olarak bize ayna oldu bu bölüm. Gül ve Teoman konusunda sağ gösterip sol vuran senaristimize teşekkür ederiz. Bugün hafiften çıtlatılan Metin ve Handan cephesinde güzel gelişmeler olacak bence. Bu şahane bölüm için emeklere sağlık.

26 Temmuz 2017 Çarşamba

Eski Defterler-No 309 58.bölüm

Sezon finaline 1 kala No 309'da etekteki tüm taşlar son hız dökülmesi başladı dersem dogru bir tespit yapmış olurum sanırım. İzleyen herkesin malumu olduğu gibi ''özge''karakterinin ismini çoğu yerde duymuş olmamıza rağmen hakkında,enteresan bir şekilde hakkında çok az şey biliyoruz. Aslı Zengin bu vakte kadar karakterin gizemini büyük bir ustalıkla korumayı başardı. Bu nedenle seyirciler ki bu gruba bende dahilim.Özge'yi hem bu kadar merak edip ama aynı zamanda da onun yapacaklarından da bir o kadar korkuyor. Pelinsu, Lale ve Onur ilişkisi açısından hiçbir zaman gerçek manada tehdit oluşturmadı. Çünkü; Onur Pelinsu arasındaki ilişkinin boyutu asla duygusal evreye geçmedi. Lakin Özge ile ilgili durum bundan çok başka ortada kırık bir aşk hikayesinden kalma, kabuk bağlasa dahi gelmediğini düşündüğüm yaralar var sanki. Bu söylediklerim Onur'un Lale'yi sevmediğini düşündüğüm şekilde anlaşılmasın, sadece o ismi duyduğu andaki yüzünün aldığı hal beni endişelendirdi.Geçmiş dönemlerde bu biçimde yarım kalan ,bir sonu olmayan ilişkiler benim gözümde her zaman tehlikelidir. Bakalım bu durum Lale ve Onur için nasıl sonuçlar doğuracak? Eğer 2.sezon da hikaye Özge karakterinin bu ilişkiye etkileri üzerine bina edilirse ki öyle olacağını düşünüyorum. Benim en merak ettiğim konulardan bir tanesi de Lâle'nin bu konuda takıncağı tavır açıkçası.Bir de Lale''nin derinin de herkesten, hatta bazen kendinden bile gizlediği; baba mevzusu var. Sezon finalinde karakterin diziye katılımını göreceğiz. Kimin canlandırdığını görmek için ise 2.sezonu bekleyeceğiz sanırım. Yani en azından fragmandan anladığım bu. Bu şahane bölüm için emeklere sağlık. Haftaya bu sezon için son durakta buluşmak üzere...

25 Temmuz 2017 Salı

Sadece Sevmek-Dolunay 4.bölüm

Türk dizi izleyicileri olarak birbirini çekmeyen,kıskançlık gibi belirli durumlarda hastalıklı bir hal alabilen duyguları kardeşler arasında görmeye alışığız. Hatta bazı dizilerde ana hikaye kardeşler arasında oluşturulan bu çatışmanın üzerine kurulur. Ve çoğu durumda da kardeşler biri iyilik kartlarını açarken, diğeri ruhunu çoktan şeytana satmıştır. Sırf bu sebepten bu tarzda yazılan karakterlere artık şaşırmıyorum; derken karşıma "Asuman"karakteri çıktı. Ve ne yalan söyleyeyim onu izlerken kötü dediğimiz karakterlerin her birinin içinde az da olsa bir iyilik kırıntısı olduğunu gördüm. Kendi hırsları yüzünden küçücük bir çocuğun hayatı dahil olmak üzere, insan için önemli olan pek çok şeyi pazarlık konusu yapabilecek çok tehlikeli bir karakter. Nazlı'nın Asuman hakkındaki hiçbir konuya objectif bakamamasını anlıyorum. Ancak Nazlı' nın Asuman'a karşı bu derece zaaflarının olması; onu ilerleyen bölümlerde şimdiki hâlinden çok daha fazla zorlayacak gibi hissettim. Òzellikle de Ferit ile olan ilişkisi bakımından.Zaten Demet'in, halinden ilk bakışta çocukları ne kadar sevdiği çok net bir şekilde anlaşılıyor! Geçmişte yaşadığı ve gelecekte de yaşacağını tahmin ettiğim hayal kırıklığının hıncını çıkarmak için küçük yaştaki bir çocuğu araç olarak kullanmak gördüğüm en zavallıca davranış dersem abartmış olmam sanırım. Üstelik burada bahsi geçen çocuk o, kişinin öz yeğeni ise durum daha vahim hal alıyor bana göre. Asuman ile ilgili gerçekler, Ferit tarafından öğrenildiğinde; Ferit yavaş yavaş yıkılmaya başlayan duvarlarının yerine daha da kalınlarını örecek. Bölüm sonunu oldukça başarılı buldum.Belirli duyguların süslü sözcükler aracılığı ile değil de metaforlar yoluyla açığa vurulmasını daha çok seviyorum. Şahane bir bölüm izledik yine emeklere sağlık.

20 Temmuz 2017 Perşembe

Aşk'a düşenler-Ateşböceği 4. bölüm

Bir ilişkide en önemli olan şeyin her zaman için güven olduğuna inanırım. Sadece ikili ilişkilerde değil,her tür ilişki açısından altın kural budur bence. Çünkü; güvenin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde de sağlıklı ve sağlam ilişkiler vardır. Bu yüzden Aslı'nın tepkisinin son derece haklı olduğunu düşünüyorum. Barış fazla sert çıktı bana göre. İlayda'ya olan bu sonsuz güvenini anlamak bazen oldukça zor oluyor bazen. Oysaki İlayda karakterindeki sivri tarafları saklamayı Barış'ın yanında iken dahi beceremiyor. Aslı ve Barış'ın arasına kısa sürede olsa mesafelerin girmesiyle birlikte özellikle Aslı cephesinde işler yavaş yavaş da olsa duyguların farkına varmaya kadar gitti dersek yalnış olmaz sanırım. En azından duyguların sorgulanması noktasına geldik.Ki bu henüz 4. bölümünde olduğumuz göz önüne alındığında bu son derece hızlı bir başlangıç oldu bana göre. Aslı ve Barış çok hoş bir çift oldular. Onlarda bu inatçılık olduğu sürece fazlaca bekleriz gibi geliyor.Üstelik Aslı bazı şeyleri duydu. Bundan sonrası Barış için çok daha zor olacak. Güvensizlik öylesine pis bir duygudur ki insanın içine bir kere yerleştiğinde kurtçuk gibi kemirir durur her şeyi. Duyduklarından Aslı nasıl bir yol haritası izleyecek, çok merak ediyorum doğrusu. Üstelik 1 gün önce yüreğinin kapılarını açmıştı Barışa. Bundan sonrası için neler olur bilinmez ama Aslı'nın kalbi fena halde kırıldı.Son olarak söylemeden geçemeyeceğim Nilay Deniz bölümün final sahnesinde giydiği o kırmızı elbiseyi ne kadar zarif bir şekilde taşıdı öyle. İzlerken hayran bıraktı beni kendine. Bu aksiyonu, eğlencesi, neşesi bol şahane bölüm için teşekkürler.

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Kıskançlık aşk ölçer gibidir_No 309 57.bölüm

Özellikle yaz aylarında mevsimlerin getirdiklerininden midir? Bilinmez ama ekranda tam olarak romantik komedi fırtınası yaşanıyor dersek yanlış olmaz sanırım. Geçtiğimiz sene bu zamanlarda samimi ve içten yazılmış hikayesi ile her seyirciye kendinden birşeyler buldurtacak olan"No 309 adında bir çiçek açtı. Daha ilk bölümü izlerken anlamıştım. Ekranda kalıcı olabilmek, bu yolculuğu  uzun soluklu kılabilmek göründüğü kadar kolay değil. Lakin No 309 ekibi bunu aslına bakarsanız çok da zorlanmadan başardı. Bu işin sırrı da bana göre seyircinin isteklerine olabildiğince kulak vermekten geçiyor. Bence romantik komedi yazan senaristler içinde bunu başaran nadir senaristlerden biridir Aslı Zengin. Tamam kabul ediyorum, bazı bölümlerin temposu düşüktü. Ancak şunu da unutmamak lazım ki her hafta iki buçuk saate ulaşan bölümler yazmak da hiç kolay değil. 57.bölüme gelirsek eğer benim açımdan gayet tatmin edici bir bölümdü.Özellikle Lale'yi kıskançlık sebebiyle Onur'a asistan yapma fikri sezon sonuna iki bölüm kala çok sağlam bir manevra olmuş. Demet Özdemir o şahane mimiklerini kullanarak bize "Lale"karakterinin her türlü duygusunu öyle yalın aktarıyor ki neticede bu beraberinde de inandırıcılığı getirigor. Evet dizilerde partnerlerin görsel manà uyumu çok önemli. Ama başarı için kesinlikle yeterli değil.Başarı îçin bir diğer önemli faktörde oyuncuların birbirleriyle ustaca paşlabilmeleri. Ve Furkan Palalı ve Demet Özdemir bu konuda son derece başarılı. Kim bilir belki de bu yüzden Onur ve Lale'nin hikayesi bize sahici gelip kendini sevdirmiştir. Şahsen No 309 ekibi arasındaki uyumu domino taşları arasındaki uyuma benzetiyorum. Nasıl ki o taşlar arasında ki denge her bir taşın ahenk içerisinde orada olması ile açıklanırsa burada da durum aynı aslında. Bu şahane bölüm için emeklere sağlık. Bu sezonun son iki bölümü de bitirerek yeni sezonda taptaze bölümler izlemek dileğiyle.

18 Temmuz 2017 Salı

Kalp Ağrısı_Dolunay 3.bölüm

Dolunay 3.bölüm bittikten sonra geçtim klavye başına. Üç haftadır olduğu gibi, bölüm son derece tatmin ediciydi. Ferit Nazlı'nın kapısına iş teklif etmek için geldiğinde cevabın olumlu olacağını tahmin etmiştik. Ama sanırım burada önemli olan bölüm sonunun şaşırtıcı olması değil, sahnelerin seyirci üzerinde bıraktığı olumlu veya olumsuz etkiler.Ki ben Özge Gürel ve Can Yaman'ın ekrandaki uyumlarını çok seviyorum. Ferit ve Nazlı'nın, Bulut'a destek olmak için aynı evde yaşamaya mecbur kalması aslında ikisi açısından bakıldığında da diğerinin iç dünyasına yapılan yoluculuk demek. Bu bölümde aklımıza takılan sorulardan birinin daha cevabını aldık. Demet ve eşinin Pusula ile eskiden kalma bir hesabının olması yanında Demet'in Ferit ile ilgili olarak geçmişten gelen kuyruk acısının olduğunu da öğrendik.Bazı insanlar söz konusu intikamları ise gerçekten gözlerini kör kulaklarını sağır etmişcesine kalplerini karartabiliyorlar. İşte Demet'in durumu da tam olarak bundan ibaret. Geçmişten gelen hırsları yüzünden küçük bir çocuğun hayatını çok ciddi şekilde sarsabilecek olan böyle bir davranışa kalkışabilmenin başka açıklaması olamaz. Yalnız şunu söylemek isterim Demet, Asuman ve Hakan üçlüsü tam manasıyla bir şer ittifakı.Hadi diğerlerini bir noktaya kadar anlayabilirim de insan öz kardeşine bunu nasıl yapar? Asu daha Úçüncú bölümde böyle ise ilerde Nazlı'ya neler yapar düşünemiyorum bile. Asu var iken Nazlı'nın başı beladan kurtulamaz. Velayetin Asu sayesinde Demet'e verilmesinden sonra ,Ferit ile Nazlı'nın velayeti alabilmek uğruna ilerleyen bölümlerde anlaşmalı bir evlilik yapabileceklerini düşünüyorum. Bakalım tahminim çıkacak mı izleyelim görelim. Altını kalın çizgiler ile defalarca çizerek söylemek istediğim bir şey var. O da şu ki Alihan Türkdemir çok yetenekli ve bence şimdi olduğu gibi ilerde de onun adını sıklıkla duyacağız. Bu şahane bölüm de emeği geçen herkese teşekkürler.

14 Temmuz 2017 Cuma

Gurur bazen kalplere çöken bir karabasan gibidir-Ateşböceği 3.bölüm

Hayatımızda yaşadığımız bazı problemlerın bizleri daha iyi anılara hazırlamak için gidilmesi gereken birer yol olabileceğini düşünmüşşümdür her zaman. Bu yüzden de "Ateşböceği henüz ilk bölümü izlediğimiz o akşam dikkatimi çekmişti. Ama haftalar ilerledikçe ve ben bir seyirci olarak karakterleri tanıdıkça durum dizinin daimi seyircisi olmama kadar gitti. Ve şunu söyleyebilirim ki her yeni bölümü bir önceki bölümden çok daha fazla beğeniyorum. Ama bu bölüm bence ayrıca güzeldi. Şimdiden en iyi bölümler arasına 3.bòlümü yazabiliri bana göre. Sanırım kişiliğinin en belirgin özelliklerinden biri umut veren her türlü şeyi çok sevmem, ve kolayca kabullenmemidir. Bu nedenle televizyon izlerken de seçtiğim yapımlar bir şekilde içinden umut geçen hikayeler oluyor. Ateşböceği'ne baktığım zaman da aşk hikayesi arasına gizlenmiş bir umut hikayesi görüyorum. Ki bu günümüzdeki televizyonculuk anlayışında pek sık rastlanan bir şey değil. Genel olarak televizyonda baskın olan yapımlar ağır dram türündeki işler oluyor. Aslı ve Barış  bana göre bu anlamda çok önemli iki karakter.Çünkü ikisi için de ailesi çok özel. Ama bir yandan da aşkın içine düştüler. Özellikle Barış için bundan sonraki süreç zor geçecek gibi hissettim bu bölüm.Daha şimdiden aşkı ve ailesi bocalamaya başladı bile. Yalnız belirtmek isterim ki Teoman karakterinin Aslı'ya olan  ilgisi, Barış'ın Teoman ile Aslı'nın da Gül ile arasının bozulmasına neden olacak sanki yada bu sadece benim düşünüyorum,benim düşüncem mi bilemiyorum. Umarım öyledir.Çünkü iki tarafta da çok güzel dostluklar var. Ve gerçekten bozulsun istemem. İlerleyen  bölümlerde neler olacağını çok merak ediyorum. Malumunuz bölüm fena bir yerde bitti. Bakalım Aslı işe geri nasıl dönecek?

12 Temmuz 2017 Çarşamba

Uzun Bir Yolculuktur Hayat-Dolunay 2.bölüm

Çocuktan gençliğe kadar geçen sürede kız çocukları hep beyaz bir gelinlik hayaliyle geçirir günlerini. Belki de bu yüzden yıllar sonra genç birer kadın olduklarında da televizyoda izleyecekleri yapımları seçerken tercihlerini çoğunlukla romantik komedi türündeki işlerden yana kullanırlar ki ben de bu gruba dahilim. Bu sebeple her sene yazın başlayacak işleri daha bir heyecan ve merakla bekliyoruz. Hele bir de projenin içinde tıpkı Dolunay'da olduğu gibi sevdiğim oyuncular varsa işte o zaman beklentim kat kat yükseliyor. Her zaman objectif bir göz olmaya çalışan biri olarak şu kadarını söyleyebilirim ki Dolunay beklentimin çok çok üstünde bir yapım oldu.Eğer akıcılıktan bahsediyorsak ikinci bölüm ilk bölüme oranla net bir şekilde daha akıcıydı. Can Yaman'a bu tarz karakterler fazlasıyla yakışıyor. Bana göre bir oyuncunun herhangi bir karakteri canlandırırken karakterin altında ezilmemesi ve onu tıpkı kıyafet gibi üzerinde belirli bir ahenk içerisinde taşıyabiliyor olması çok önemli ve ince bir detay. Bakıldığı zaman "Ferit Aslan"bu duruma son derece müsait bir karakter olmasına rağmen Can Yaman bunun dengesini başarılı bir şekilde kurabilmiş. Dolunay uzaktan bakıldığında salt bir romantik komedi  gibi gözükse de bence hiç öyle değil. Ki ikinci bölümü izledikten sonra bu düşünce kafamda netleşti. Çünkü Nazlı ilerleyen  haftalarda sadece Ferit'in değil aynı zamanda Bulut'unda ki bu bence çok daha zor. Ne yalan söyleyeyim henüz ikinci bölümünden bu derecede keskin bir atağı hiç beklemiyordum. Zeynep ve Demir'in ölümünden sonra Bulut'un Ferit'in yanına taşınması bir şekilde Nazlı ve Ferit arasında oluşan kalın duvarların bir şekilde yıkılimanına sebep olacak. Keşke Mert Yavuzcan ve Irmak Ünal bir süre daha dizide kalsalardı. Bence dizi için şahane renklerdi.Şimdiden 3. bölümü merakla bekliyorum. Emeklere sağlık.

8 Temmuz 2017 Cumartesi

Aşk Gerçek Bir Mucizedir-Kalp Atışı 2.bölüm

Eylül ve Ali Asaf'ın hikayesi ilk bakışta sıradan bir aşk olarak görünebilir ancak bu yolculuğun sonraki duraklarında hikayenin öyle zayıf temeller üzerinde değil,tam aksine güçlü,kendinden emin sağlam temeller üzerine bina edilen bir senaryosunun olduğunu sonraki bölümlerde çok daha net bir biçimde anlayacaksınız.Böyle kuvvetli ve derinliği olan bu işi izlemek seyirci için çok büyük bir rahatlık aslına bakarsanız.Çünkü sağlam bir şekilde temellendirilmiş olan senaryolar daha sonra rengarenk yaprakları  olan bir çiçek gibi farklı yerlerde filizlenerek seyirci ezberini bozar.Kalp atışı'da benim gözümden tam olarak böyle bir hikaye.İşlenebilecek olan birden fazla güzel hikayeye sahip ender işlerden.Birbirinin tamlayan bu hikayelerin beni en çok etkileyen kısmı Ali Asaf ve Eylül'ün henüz dillendirilmemiş ancak varlığı konusunda tereddüte düşülemeyecek kadar gerçek olan duyguları.Benşm açımdan Eylül ve Ali Asaf'ı özel kılan bir diğer sebep ise,ikisinin de birbirini zaman içerisinde hiç farketmeden dahi olsa iyi yönde değiştirmiş olmasıdır.Ki bana sorsanız  bu herhangi bir ilşkinin uzun soluklu olabilmesi için şartlardan bir tanesi bence.Ali Asaf,Eylül için sevdiği adam olmanın çok ötesinde özellikleri de taşıyor.Bir yandan idolü diğer yandan,belki de bu derece mükemmel olduğundan ona yaklaşmaktan her daim korktuğu biri.Ama zaman geçtikçe gizlemeye çalıştığı tüm duygularıyla bir bir yüzleşecek.Kalp Atışı'nın bu denli seviliyor ve izleniyor olması birşeyi tekrardan hatılatacak hepimize yeni sezonda:İyi bir senaryo ve oyunculara sahip kaliteli işler her zaman izlenir.Bu açıdan bakıldığında sevgili senaristlerimiz zoru başarmışlar dersek hiç abartmış olmayız aslında.Çünkü ortada daha önceden yapılmış bir işin uyarlaması durumu var ki bu her durumda kıyaslamayı beraberinde getirir.Lakin benim şahsi fikrim Kalp Atışı birçok yönden özgünleşmiş ve rakip kabul etmeyecek kadar akıcı bir iş olmuş.Bu yüzden tebriğin en büyüğü onlara gitmeli diye düşünüyorum.Bu şahane bölüm için emeklere sağlık.

7 Temmuz 2017 Cuma

İlk Görüşte Aşk-Ateşböceği 2. bölüm

Söz konusu birgün karşımıza çıkacağına inanıdığımız ruhu eşi olunca biz kadınlar gerçek manada rakipsiz oluyoruz.Hiçbir zaman genelleme yapmamaya çalışarak konuşmaya ve yazmaya çalışan biri olarak istisnalar kayideyi bozmaz diyorum.Tabii ki aramızda bu biçimde düşünmeyenler olacaktır.Bu söylediklerimi onları bir kenara koyarak söylüyorum.Bunları kendimize saklasak da bu tarz istekler ve düşünceler zaman zaman her birimizin kalbinin kapılarını bir şekilde çalıveriyor.Eğer benim fikrimi soracak olursanız,şahsen ruhu eşini kavramına inanan ama aynı zamanda ilk görüşte aşk kavramına hep mesafeli yaklaşan biri olarak beni de son derece etkileyen naif bir bölümdü.Sanırım Mia Yapımın işlerinin seyirci tarafından bu denli sevilip kabul görmesini sağlayan en önemli unsur samimiyet bana göre.Yapılmış bütün işlere baktğınızda ortak olan şey aynıdır.Ama bu kez çok daha fazlsını hissettim.Karakterleri içtenlikle benimseyip,abartısız oynamayı,başaran oyuncular hem seyirci hemde yapım adını büyük bir şans.Çünkü böyle bir durum olduğunda o isimleri daha önce kaç projede izlemiş olursanız olun,inandırıcılık konusunda en ufak bir sıkıntı duymuyorsunuz.İşte benim için durum Seçkin Özdemir ve Nilay Deniz'i seyrederken hissettiğim tam olarak bu.Ateşböceğinde henüz ikinci bölüm bitmiş olmasına rağmen aralarındaki henüz adı konulmamış bağ bence şimdiden kendini güçlü bir biçimde hissetiriyor.Bir projenin içindeki oyuncuların,oyunculukların  burdaki sağlam olmasının yanı sıra doğru role doğru oyuncu seçimi bence çok önemli bir diğer unsur.Ateşböceği'nde Aslı'nın o çıtıpı halleriNilay Deniz'e ne kadar uygunsa Barış karakteri Seçkin Özdemir'in o cool ama bir o kadar yakışmış.Son sahnenin üzerimdeki etkisine elirsek Aslı 'nın arabayı görmemesi gerekliliği işin birazcık bahanesi oldu gibi geldi bana..Aslı'nın son sahnedeki sevimli birazda şaşkın hali,ile Barış'ın son andaki hareketi birleşmiş ve ortaya tablo tadında görüntüler çıkmış ortaya.Bana göre oldukça dengeli ama bir o kadar da lezzetli bölüm olmuş.Emeklere sağlık

1 Temmuz 2017 Cumartesi

Birbirleri için atan iki kalp-Kalp Atışı 1.bölüm

Kore dizilerini izlemeyi gerçekten çok seven bir Türk seyircisi olarak ''Doctors'' dizisinin uyarlanacağı haberini ilk okuduğum bu yana büyük merak içinde beklediğim gün sonunda geldi.Kalp Atışı ilk bölümü izlemelere bir türlü doyamamışken,geçtim klavye başına.Dizinin başlayacağı haberini okuduğum zaman ön hazırlık olması açısından kore versiyonu izlemeye koyuldum ve bir kez daha kore dizilerinin  neden bu kadar çok sevildiğini anladım.Çünkü bu dizilerde anlatılan seyirciye umut aşılamaya çalışan hikayeler ve bana kalırsa bunda da son derece başarılılar.''Doctors'' dizisi de bu yazdıklarıma verebilecek olan en net örneklerden bir tanesi.Doctors'u izlerken aklımdan kadın ve erkek başroller için aklımdan çeşitli isimler geçiyordu.Ve inanır mısınız bilmem ama erlek başrol oyuncusu için aklımdan tam olarak geçen isim Gökhan Alkandı.Ve bu akşam bölümü izlemeyi bitirdiğimde tahminimin hedefi nasıl vurduğunu gördüğüm zaman ne sevindim anlatamam.Oyuncu seçimleri konusunda cast direktörünü alkışlamak lazım.Bu uyum kolay kolay yakalamaz çünkü.Kalp atışı ile ilgili olarak altını çizerek söylemek izlediğim şey sadece bir aşk hikayesi değildi.Biz daha il bölümden oldukça sağlam bir de başarı hikayesi izledik aslında.Eylül'ün o hırçınlığının altında yatan sebepleri ve Ali Asafla tanıştıktan sonraki değişimlerinin bir .kısmını gördük bir kısmını ise sonraki bölümlerde görmeye devam edeceğiz.Ama beni en çok etkileyen şey sanırım Ali Asaf'ın Eylül'ün hayatı için bir nevi pusula sanırım.Bana göre bu şekilde başlayan bir ilişki çok daha sağlam olur.Bana sorarsanız eğer böyle bir ilk,bölüm için ''su gibi"tabiri bile çok yetersiz kalır.Eğer tek kelime ile ifade edeceksem sadece mükemmel diyebilirim.Sevgili senaristlerimiz senarryoyu bir oya kusursuz işlemişler.Son olarak Öykü Karayel ve Gökhan Alkan uyum öylesine muazzam olmuş ki izlerken sanki yıllardır izliyor hissine kapıldım.Bu şahane bölüm iöçin çokca teşekkür.Emeklere sağlık.