24 Şubat 2021 Çarşamba

ÖMÜRLÜK AYRILIKTAN BİR GÜN ÇALMAK-MASUMLAR APARTMANI 23.BÖLÜM

 Hayat nedir?Görünürde cevabı son derece kolay olan bu sorunun,derinlerine indikçe cevap kişiselleşiyor.Ve aynı zamanda karmaşıklaşıyor.Ancak bana sorarsanız geçirdiğiniz mutlu anların toplamıdır. Bir ömrünün geneline bakılıp,bu anların süresi düşünüldüğünde kıymeti daha da artıyor.Eğer sanşlı iseniz bu anlarda, yanınızda kalbinizi emanet ettiğiniz insanda olur. Safiye Derenoğlu bu şansı kıyısından da olsa tekrar yakalayanlardan.Aslına bakarsanız, bu karakter aşkı, ve aşkın insan üzerinde yarattığı değişimleri en net görebileceğimiz karakter.Zirâ onun hayatı, ''Naciden önce'' ve ''Naciden sonra'' ikiye ayrılıyor. Naci,Safiye'nin yanına geldiğinde Hasibe' nin gölgesi bir anda yok oluyor. Safiye'nin yüzünde güneş açıyor ve  o,liseli cıvıl cıvıl kız geri geliyor sanki.İşte bu gerçek mucize.Bu bölüm boyunca Safiye ve Naci gözlerimden kalpler çıkarak izledim.Hele o sinema sahnesi...Uzun zamandır bu kadar incelikle her detayı düşünülerek yazılmış bir sahne görmemiştim.Naci ve Safiye sahnelerini izlerken,''Aşkın yüzde doksanı fedakârlıktır.'' Cümlesi geçiyor zihnimden.Düşünsenize, bu dünyada geçirecek çok az zamanınız kaldığını biliyorsunuz.Ve kalan zamanınızı sevdiğiniz insanın sizden sonra daha kaliteli ve mutlu bir hayat yaşaması için çabalıyorsunuz.Tıpkı Naci gibi.Hoş,  şartlar değişmiş olsa Safiye de aynı şeyi yapardı.Hiç şüphem yok.İşte gerçek aşk.Hiç umudum yok ama umarım bu çiftin hikayesi mutlu sonla biter.

Gelelim Gülben ve çocuk kalbine.Onun Esat'a sevgisi bir çocuğun sevgisi gibi saf ve temiz.Uzun zamandır bu sevgi böyle devam ediyordu.Ancak bu bölüm, önden bir spoiler yedik sanki. Bu çiftin geleceğiyle ilgili.Yani en azından ben öyle düşünüyorum.Gülben'in babasının hastalığı sayesinde,Gülben ve Esat'ın  hikayesinin şimdiye kadar ki en mükemmel parçasını izledik bence. İsteme sahnesi muhteşrmdi.Kahkahalarla izledim.Gülben'in gizlemeye çalıştığı sevinci ve Esat'ın pank anları tekrar tekrar izlemelik.Dilerim bu sahnelerin devamı gelir.
Her aşkın kendine göre bir hikayesi vardır.Kimi aşklar insanı özgürleştirir.kimi aşklar ise ne yazık ki insanın gözünü kör eder.Elbette bu kör oluş çok sevgidendir.Ve her aşkta belirli ölçülerde mevcuttur.Ancak asıl tehlike, bu durumun şiddetinin artarak sizin gerçeklikle aranıza perde çekmenizdir.İncİ de ne yazık ki böyle bir durumdaydı.Taa ki bölüm sonuna kadar.Son sahne itibariyle en sert haliyle gerçekle yüzleşti.Bakalım bundan sonra neler olacak?Emeklere Sağlık.

23 Şubat 2021 Salı

SOLAN ÇİÇEKLER-MARAŞLI 7BÖLÜM

 İnsanoğlu hayatı boyunca türlü türlü sınavlardan geçer.Ancak bu sınavların en zoru hiç kuşkusuz evlat ile sınanmaktır.Çünkü insan evlat sahibi olduğunda, tüm öncelikleri değişir.Kişi kendi yaşadığı zorlukların hiçbirini çocuğunun yaşamaması için çırpınır durur.Tüm bu hassasiyetler bir tarafa, evlat kaybıyla bir kez sınanmış ya da bu korkunun kenarından geçmiş bir ebeveyn hayatı boyunca eli yüreğinde yaşar.Ta ki bu bu cehennemin ortasına yeniden düşüne kadar...7. bölüm Maraşlı için tam olarak bu duygunun eşiğinde başladı.Savaş'ın Zeliş'in karşısına çıktığı anda,Zeliş'in verdiği tepki ile hem biz seyirciler,hem de Maraşlı o güne geri döndük.Zirâ,Burak Deniz o kadar yürekten oynuyor ki, ''beyaz cam''ın arkasındaki biz seyircilerde Maraşlı'nın hissettiklerini birebir hissediyoruz.Her bölüm olduğu gibi bu bölümde onlarca soru işareti oluştu kafamda. Bu sorulardan en ilginç olanı ise, Zeliş'in, Savaş'ı gördüğü anda yüzünde beliren o tanıdık korku ile ilgili.Tamam Zeliş'in yaşadığı durum başlı başına korkunç.Ancak Savaş'ı gördüğü andaki ifade,''tanıdık birinden korkma'' ifadesiydi sanki. Bundan ötürü Savaş'ın ilk olayda da parmağı olduğunu düşünüyorum.Kötülük potansiyelini düşününce bu ihtimal daha da güçleniyor.Maraşlı'nın hikayesini çözmeye çalışmak bir labirentte ilerlemek gibi. Tam çözdüm derken karşına yeni bir giriş ve hikaye çıkıyor.

Misal ben, Savaş'ın Ömer'in oğlu olduğundan son derece emindim.Ancak son bölümde Maraşlı'nın yapmış olduğu imadan sonra bundan bile şüphe duymaya başladım.O zaman kafamdaki hikayenin gidişatı şöyle:Necati, Ömer'in oğlu.Ve bunu baştan beri biliyor.Bu sebeple Aziz'den, yani babasının katilinden intikam alma peşinde.Ve Savaş ile işbirliği yapıyor bence.Tabii her zaman bir yanılma payı bırakıyorum kendime.Bölümü izlerken (özellikle bu bölüm) Maraşlı gerçekte kim diye sorduğum bile oluyor.Meşhur bankanın gizemi ortaya çıktı.Bakalım altından ne çıkacak.Emeklere Sağlık

17 Şubat 2021 Çarşamba

SEVDA YOLUNDA YÜRÜMEK-MASUMLAR APARTMANI 22.BÖLÜM

 ''Sevmek'' ne güzel,ne özel bir kelime.Dünya üzerindeki milyarca insanı ortak noktada buluşturabilme gücüne sahip tek duygu.Bu duygunun yaşanılması kadar anlatılmasının da değerli olduğunu  düşünenlerdenim.Çünkü sevgi de sevgisizlik gibi ışık hızı ile yayılır. Masumlar Apartmanı'nı ilk bölümden beri izleyen biri olarak şunu söyleyebilirim ki; daha ilk bölümün sonunda karakterlerin psikolojik derinliği ve hikâyenin anlatılış biçimi beni kendine çekmişti. Bugün itibariyle 22.bölümü geride bıraktık ve bende durum hiç değişmedi. Her bölümü aynı şaşkınlık ve zevkle izliyorum.Tüm karakterler ayrı ayrı son derece derin ve  kendine has özellikler taşıyor. Ama asla ayrım yapmak değil. Ama şunu da yazmazsam içimde kalır.Safiye ve Gülben'e ayrıca bayılıyorum. Her ikisi de başlı başına derin, uzunlu kısalı cümlelerle dolu çok sağlam hikaye.Safiye yıllarca kardeşlerini, annesinin sevgisizlik girdabından korumak için yıllarca savaşmış.Dıştan çok sert görünen ama kalbi yumuşacık biri.Gülben ile Safiye'nin birbirinden farklı pek çok kişiliği var.Ama bence bunlardan en keskin olanı Safiye'nin duygularını kendine saklayıp(özellikle iyi olanları)içinde yaşayarken, Gülben'in hissettiği tüm duyguların anında yüzünde beliriyor olması. Tıpkı dört mevsim gibi.Bu iki karakteri temizlik düşkünlüğü dışında birbirlerine ayna yapan bir başka konuda sevme biçimleri. Ki Gülben zaten malumunuz.


Ancak Safiye'nin değişimi beni her bölüm, daha fazla şaşırtıyor.Söz konusu Naci olduğunda tüm takıntı ve alışkanlıkları, onun açısından değerini kaybediyor.Bu bölümde izlemiş olduğumuz ''pansuman'' bunun en can alıcı örneklerinden.Naci ile Safiye'nin hikayesi, insanın gerçek aşka umuda inancını artırıyor.Kalbinde çiçekler açtırıyor.İşte tam da bu yüzden özellikle dün akşam izlemiş olduğumuz sahnelerden sonra insan düşünmeden edemiyor. Naci bir gün gitmek zorunda kaldığında Safiye bunun altından nasıl kalkacak? Çünkü dün izlemiş olduğumuz bölümde Naci'nin bayılıp ambulansla halini gördüğünde bunun küçük bir fragmanını gördük. Naci'yi gördüğü an, karanlığına gömüldü.Bu sebeple Han'ın tavrını kesinlikle doğru bulmasam da yine de anlıyorum. Kendince ablasını korumaya çalışıyor. Ancak bunu yaparken muhtemel konularda olduğu gibi hata yapıyor.Çünkü Han çok bencil ve sadece kendi düşüncelerinin doğru olduğunu düşünüyor.Gülben'e tavrı da aynı şekide.Bunca olaydan ve Gülben yaşadığı travmalardan sonra Esra'yı o apartmana taşımak hangi akla hizmet.İnsan biraz empati yapmaz mı? Bu durumun, hiçbir şey söylemese de Gülben'i ne kadar inciteceğini hiç düşünmüyor.Bakalım bu düşüncesizlik nelere varacak. Umarım, Gülben çok kırılmadan Esra bir şekilde gider apartmandan.Hoş, Safiye'nin hiddetine çok fazla dayanabileceğini düşünmüyorum.Ama diyelim dayandı.Bu defa da devreye Han girer.Ve getirdiği gibi göndermenin de bir yolunu bulur.Zirâ  son sahnedeki o karşılamadan sonra Esra'nın başına geleceklerden ürküyorum açıkcası.Bakılım neler olacak?Emeklere Sağlık. 

16 Şubat 2021 Salı

MUCİZESİNİ ARAYANLAR-MARAŞLI 6.BÖLÜM

 İnsan kalbi görünürde birçok odacıktan oluşan ve yaşam için temel fonksiyonları sağlayan bir organdır. Bunlar, kalbin bilinen özellikleri. Ancak bu bilinen özellikler yanında, en derinlerde bir  bilinmezlik deryası saklı. Kalbin bu saklı dünyasına ev sahipliği yapan yer  ise sır odalarıdır. Bu sır odalarında, çocukluk çağından itibaren binbir farklı duygu barınır. Yıllar geçip zaman ilerledikçe bu odalarda barınan kimi duygular,  kökleri toprakta olan bir ağaç gibi salınıp gittikçe yerleşirken kimi duygular ise bir kum tanesi gibi zamanla yok olur gider.Kalbin sır odalarında, yıllarca bizimle olan zaaflar ise bu duygular kümesindeki elemanların en köklü ve gizemli olanlarından bir tanesidir. İlk tohumları henüz çocukluk çağında atılır.Zamanla bizimle büyüyerek, biz her ne kadar inkar etsekte varlığını sürdürür.Zaafların neye veya kime olduğu elbette kişiden kişiye göre değişir.Ancak tüm zaafların tek bir ortak özelliği vardır:Kişiyi doğru olanı seçmekten alıkoymak...


Maraşlı'nın altıncı bölümü tam da bu noktadan başladı. Zirâ Savaş, Mahur'un en önemli zaafının annesine daha doğrusu ''kendi gerçeğini öğrenmek '' olduğunu bildiğinden,bu zaafı kullanarak hem Mahur'u tam anlamıyla avucuna hem de Maraşlı'yı ortadan kaldırmak için sıkı bir hamle yaptı.Fakat bu hamleyi yaparken gözden kaçırdığı iki şey vardı:Birincisi, Maraşlı'nın üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek müthişlikteki zekası, ikincisi ve bana göre en önemlisi Mahur'un, Maraşlı'dan vazgeçememe ihtimali. Eğer iki ateş arasındayken dahi zaaflarınızı değil de önemsediğiniz,sizin için değerli  olanı insanı seçiyorsanız, onun hayatınızdaki yeri sizin gördüğünüzden çok daha derindedir.Mahur'un,Maraşlı'nın hayatından endişe ettiği o anlar ve karşısında gördüğünde yüzündeki mutluluk bunun en net  kanatı.Ki bence her ikisi içinde aşk çoktan kapıyı çalmış, içeri girmek için fırsat kolluyor. Özellikle, Mahur cephesindeki, Maraşlı'nın dünyasına karşı duyulan yüksek düzeyli merak hep bundan. Hoş,Mahur şu  sıralar şiddetli bir inkar aşamasında ama olsun,inkar ne kadar şiddetli olursa, kabulleniş de o derece yürekten olur.Maraşlı Aziz'i oyuna getirerek gerçeklerin bir kısmını öğrendi.Bazen öğrendiğin gerçekler hem omzuna hem vicdanına yük olur.Bu dururumda tam manasıyla öyle.Ancak Maraşlı öğrendiği  gerçeği Mahur'u üzmemek adına söylemeyecek.Sonrası malum...

Hayatta hüzün ve sevinç hep yan yanadır.Son sahne bunun bir yansımasıydı. Mahur ve Maraşlı aynı acıda bir kez daha birleşecek ve Zeliş'i bulmalarıyla sonuçlanacak bu süreç onları birbirine daha sıkı bağlarla bağlayacak.Yeni bölümü şimdiden iple çekiyorum.Mükemmel bölümdü. EMEKLERE SAĞLIK.

10 Şubat 2021 Çarşamba

ÖZGÜRLÜĞÜ BEKLEMEK-MASUMLAR APARTMANI 21.BÖLÜM YORUMUM

 Hayattaki en zorlu sınav, insanın korkularının üzerine gitmesidir. Çünkü yaşam alışkanlıklarımız şu ya da bu şekilde, yeniliğe karşı atacağımız adımlara karşı ördüğümüz duvarlardır. İnsan zihni için her yenilik, belirli ölçülerde belirsizlik içerdiğinden korkutucudur. Tüm bu söylediklerim seçme şansı olup konfor alanından çıkmaktan korkup yeniliğe kalbinin, zihninin kapılarını kapatanlar için geçerli  Ancak bir de Safiye gibi farklı yaşam alışkanlıklarına çevresindeki insanlar tarafından mecbur bırakılmış insanlar var.Safiye yıllarca aynı rutini devam ettirdiğinden,  ''onun normali'' bizlerin  izlerken kimi zaman anlamlandırmakta güçlük çektiğimiz, o rutin olmuş. Bu davranış biçimlerinin Safiye tarafından öğrenilip bir yaşam biçimine dönüştürülmesinde elbette en etkili Hasibe. Bundan dolayıdır ki seyirci olarak Hasibe'den pek haz etmiyorum. Ancak Hasibe'ye kızarken unuttuğum, unuttuğumuz bir şey var:Hasibe'ye de bu sevgisizlik annesinden miras. Bunu dün akşam izlemiş olduğumuz sahnelerde tekrardan görmüş olduk. İnsan, '' yeni bir can''  dünyaya getiren kızına, o sözleri söyleyebiliyorsa diğer zamanlarda yaşanan sevgisizliğin boyutunu siz düşünün.  Sevgisizlikte tıpkı bir tohum gibi bulunduğu yere kök salar. Ve uzun süre orada kalır. Hasibe'nin durumu da tam manasıyla bu. Fakat tüm bu acı gerçekler kendisine yapılanların aynısını kızına yaşatıp, ona psikolojik şiddet uygulamasının korkunçluğunu ortadan  kaldırıyor mu? Tabii ki hayır.


Benim yapmaya çalıştığım şey Safiye'nin hikayesine yüzeysel değil derinlemesine bakmaya çalışmak. Bu sebepten Naci karakteri bir seyirci olarak benim nazarımda  hikayenin en önemli  kırılma noktalarından. Öyle ki Safiye'nin hayatı adeta Naci'den önce, Naci'den sonra olarak ikiye ayrılıyor. İlk gençlik zamanlarında yaşanılan aşklar, her birimiz için çok kıymetli ama onların hikayesi bunun çok ötesinde. Hiçbir kelimenin anlamının tam karşılamayacağı bir derinlikte. Düşünsenize, yıllardır kendi isteğiyle, apartmandan dışarı tek adım atmamış Safiye bunu başardı.Bu durum bile tek başına, Naci'nin Safiye'nin hayatındaki önemini net olarak gösteriyor bence.Bunu herkes anlamış ve kabul etmişken Han'ın, olanlara rağmen Naci'ye bu derece keskin bir ön yargı beslemesini anlamıyorum.Ablasını düşünüyor evet, ama bencillikle düşünüyor. Empati yeteneği  sıfır gerçekten.İyi ki İnci var da onun öfkesini biraz dizginliyor. Aksi durumu düşünmek istemiyorum. İnsan böyle bir duruma düştüğünde sevdiğini son bir kez görmek, son anlarını onunla geçirmek istemez mi? Belki Safiye'nin haberi olsa o, da yanında olmayı tercih edecek.Umarım Han Naci'ye bir şey yapmamıştır. Böyle düşünmek istiyorum. En büyük temennim,Naci'nin bir şekilde gelmeyi başarması.Zirâ tersi durum Safiye için üstesinden gelinmez hayal kırıklığı olur.İzleyip göreceğiz.Emeklere Sağlık.

9 Şubat 2021 Salı

SONLAR VE YENİ BAŞLANGIÇLAR-MARAŞLI 5.BÖLÜM YORUMUM

 İnsan hayat yolculuğunda yaşadığı zorlu durumlardan kolayca sıyrılabilmek için türlü türlü maskeler takar.Aynanın karşısına geçip kendimize sorarsak,alacağımız cevap nettir:''Hep en iyi biziz.'' Ancak iş gerçek yaşam pratiğine geldiğinde ne yazık ki, öyle değil. Her birimizin kendine bile itiraf edemediği defoları, bazen isteyerek bazen de istemeden taktığı maskeleri vardır. ''Türel'' ailesinin üyeleri arasında da dozu fazlasıyla arttırılmış olsa da buna benzer bir durum söz konusu. Her bölümde başka bir karakterin bilinmeyen, karanlık bir yönü çıkıyor ortaya. Mahur, Aziz'in  tavrıyla, hikayenin başından bu yana yaşadığı en net yüzleşmelerden biri ile sarsıldı.


Zirâ çocukluğundan beri kurmuş olduğu o masalsı dünyanın, adım adım yok olup gittiğini görmek bir insan için yeterince zor bir sınav. Bir de tüm bunların üstüne sorularına net cevaplar alabileceğin kimse yok.Yani en azından şimdilik. Şimdi diyorum çünkü ben, ''Ömer'' karakterinin yaşadığını ve belirli bir süre sonra hikayeye tam anlamıyla giriş yapacağını düşünüyorum.Bu girişin ya Maraşlı ya da Savaş üzerinden olacağı yönünde bir tahminim var. Yazımı okuyanlar arasından, ''Savaş ne alaka ,şimdi?'' diyenleriniz olacaktır. Hemen açıklayayım. Hikayenin gidişatına genel itibarıyla bakıldığında, Savaş'ın sıradan bir ''kötü karakter olmadığını gördük. Görüyoruz. Bence onun tek derdi, Mahur'un bir şey görmüş olması değil. Başka sebepleri de var. Mahur'un şahit oldukları ona bu yolu açan sebep sadece. ''Türel ailesinin bu derece karşısında olmak için daha sağlam bir sebebe ihtiyacı var. İşte o sebep,Ömer'in oğlu olması olması.Asıl amacı da Aziz'den intikam almak.Bu yüzden Mahur gerçeklerinin peşine düşsün, öğrensin istiyor. Tabii bunlar şu an sadece bir tahminden ibaret.Ne kadarı gerçeğe döner, onu hep birlikte izleyip göreceğiz.
İnsan, aynı dikenli yollardan geçmiş olanları daha derinlerden severmiş.Mahur ve Maraşlı'nın hayatları uzak bakıldığında siyah ve beyaz kadar farklı görünse de yakına geldikçe bunun net bir yanılgı olduğunu görüyoruz.Her şeyden önce her iki karakter de hayatlarında çok ciddi kayıplar yaşamış. Ve bu durumun insan yaşamı üzerinde yaratmış olduğu ağırlığını tecrübe etmek zorunda kalmış ya da zorunda bırakılmış iki karakter. Maraşlı'nın,  Mahur'dan ayrıca tecrübe etmek zorunda kaldığı bir diğer duygu durumu da belirsizliğin insan üzerindeki yıkıcı.Bu kadar çabalamasının altında yatan bir diğer etken de bu yıkıcı duyguyu Mahur'un tecrübe edip  daha fazla incinmesini istemeyişi. Aralarında yeni filizlenmeye başlayan bir duygu daha var. Ancak onu tam anlamıyla  izlemek için biraz daha zaman gerektiğini düşünüyorum.Aksiyon  filmi tadında bir bölümdü. EMEKLERE SAĞLIK.


3 Şubat 2021 Çarşamba

GEÇ HİÇTEN İYİDİR-MASUMLAR APARTMANI 20.BÖLÜM YORUMUM

 İlkler her zaman için özeldir.İnsan hafızasında mihenk atışı niteliğindedir.Ancak söz konusu ilk aşka geldiğinde önemi daha artar. Mevcut anılar her adımda peşinden gelir. Naci ve Safiye için durum tam böyle. Safiye'nin o karanlık evdeki tek ışığı Naci olmuş. Hasibe'nin o evdeki zorbalıklarına Naci sayesinde direnmiş. Ta ki o kaza olana kadar... İşte o günden adım adım karanlığa gömülerek, Hasibe'ye benzemiş. Ondan sonrası hepimizin malumu. Derin bir mutsuzluk ve sonsuz bir yalnızlık...İnsan hayatın rutin akışı içinde kendine çeşitli bahaneler bularak zamanı ve sahip olduğu sevgiyi hor kullanabiliyor.Hepimiz hatalarımızı telafi edebilmek için daha çok zamanımız olduğuna ve ikinci bir şansın her an kapımızı çalabileceğine inandırıyoruz.Çünkü ancak o zaman yaşanamamış anların pişmanlıkları kalbimizin en kuytu yerinde kapanmayan bir yara gibi sızlamayı bırakıyor. İnsan bu düşüncelerle gerçeklerden kaçıp kendini avutmaya devam ederken bir gün,bir anda yüzüne çarpılan gerçeklerle kendine geliyor.Sanırım Naci için de süreç tam olarak böyle işlemiş.Akıp giden zaman içinde anılarıyla,Safiye'ye olan hasretiyle yaşamaya alışmış,hep ikinci bir şansı olduğunu düşünürken, ona söylenen gerçeklerle hayatındaki eksik parçaları tamamlamaya karar vermiş.İzlemiş olduğumuz bölümün son sahnesinde bu hamlenin geç olsa işe yaradığını Safiye'nin gözünde yıllar sonra beliren ışıktan gördük.Umarım birbirlerine  doğru attıkları bu adım yarım kalmaz.Bizde yüzü güneşli Safiye'yi daha uzun zaman görürüz.


20.bölüm itibariyle ''Derenoğlu'' savaşlarını izlemeye başladık.Bir cephede İnci,bir cephede Safiye vardı. Bölüm  boyunca o kadar eğlendim ki anlatamam.İnci'nin yaptıkları bir insanın aşkı için neler yapabileceğinin en net göstergesi.Zirâ normal şartlarda bir insanın Safiye'nin keskin temizlik kuralları ile yaşaması pek mümkün değil. En azından gönüllü olarak.Safiiye İnci'nin sabrını temizlik kuralları haricinde de zorladı.İnci'nin sabır eşiği çok yüksekmiş, onu bir kez daha gördük. Safiye yıldırmak için her şeyi Han'a sevgisi o kadar çokmuş ki hiç renk vermedi.Sanırım gerçek aşk böyle bir şey.Bu haftaki bölümden çok keyif aldım.Soluksuz izledim.Emeklere Sağlık.

2 Şubat 2021 Salı

Güven Uçurumundan Düşenler-Maraşlı 4.bölüm

 Her hikayenin bir kazananı bir de kaybedeni vardır.Ancak ''Türel ailesinin hikayesine baktığımızda kazanandan çok kaybeden olduğunu görüyoruz. Uzaktan tüm pürüzlere rağmen mutlu bir yuva gibi görünen o evin, yakınına doğru attığımızda her yeni adımda başka bir şok edici gerçekle karşılaşıyor, Mahur'un kalelerinin tek tek düşüşünü izliyoruz. Çocuklar için ''anne'' güneş ise, ''baba'' gölgesinde dinlenilip huzur bulunan çınar ağacıdır. Bu öğelerden birinin yokluğu, diğer öğenin etkinliğini artırır.Mahur tam da böyle olmuş,ta ki o malum gün yaşanıp Maraşlı, Mahur'un hayatına bir daha çıkmamak üzere girene kadar.Şimdi, izlemiş olduğumuz dört bölüme bakıyorum da ne kadar çok sır perdesi kalkmış bu kadar kısa zamanda.Bu bölüm pek çok yüzleşmeye şahit olduk. Ama bunlardan en etkileyici olanları kesinlikle Mahur ve Aziz arasındaki yüzleşme ile Necati ve Aziz arasında yaşanan yüzleşmeydi.

Gerçekler en acı yol göstericilerdir.Bundan sonraki süreç Mahur,Maraşlı ve Necati için daha keskin yol ayrımlarına gebe.Mahur, 4.bölüm itibariyle ilk kez babasının ya da ''sözde babasının'' mı demeliyim bilemiyorum maskesinin düştüğünü gördü.'' Sözde'' diyorum, çünkü 4.bölüm ile birlikte Mahur ve Necati'nin babalarının, Aziz olmadığını düşünmeye başladım.Bence her ikisinin de babası Ömer.Ve Aziz de bunu bunu biliyor.Ve bir şekilde ikisinden de intikam almak istiyor. Aziz'in Necati'ye sevgisizliği zaten ortada ve görünen bir gerçek. Ancak konu Mahur olduğunda Aziz'in daha farklı bir strateji izlediğini düşünüyorum.Zirâ Mahur bir kadın.Sedef'i hatırlatan bir kadın...

Aziz, Mahur'dan ve dolayısıyla da Sedef'ten intikam almak istiyor olabilir.Netice bu tarz adamlar için Sedef'in dünyada olmayışı ufak bir ayrıntı olur.Onlar önemli olan tek şey alınması gereken intikam ve sonucunda ödenen bedellerdir. Bence bunların hepsi Maraşlı'nın işe alınması da dahil planlı hamlelerdi.Ancak hiç hesaba katmadığı bir şey vardı o da Maraşlı'nın üstün öngörü ve kimseye göstermediği empati yeteneği. Belki de Aziz sayesinde Mahur ve Maraşlı'nın aralarındaki bağ daha da kuvvetleniyor.İnsan,kendisiyle aynı dikenli yollardan geçmiş insanları daha derinden severmiş.Onların durumu da tam olarak böyle.Duyguların ortaya çıkması için elbette daha  zaman var ancak,esintilerini kıskançlık olarak bu hafta görmeye başladık.Bakalım haftaya neler olacak?Şahane bir bölümdü.EMEKLERE SAĞLIK.