10 Şubat 2021 Çarşamba

ÖZGÜRLÜĞÜ BEKLEMEK-MASUMLAR APARTMANI 21.BÖLÜM YORUMUM

 Hayattaki en zorlu sınav, insanın korkularının üzerine gitmesidir. Çünkü yaşam alışkanlıklarımız şu ya da bu şekilde, yeniliğe karşı atacağımız adımlara karşı ördüğümüz duvarlardır. İnsan zihni için her yenilik, belirli ölçülerde belirsizlik içerdiğinden korkutucudur. Tüm bu söylediklerim seçme şansı olup konfor alanından çıkmaktan korkup yeniliğe kalbinin, zihninin kapılarını kapatanlar için geçerli  Ancak bir de Safiye gibi farklı yaşam alışkanlıklarına çevresindeki insanlar tarafından mecbur bırakılmış insanlar var.Safiye yıllarca aynı rutini devam ettirdiğinden,  ''onun normali'' bizlerin  izlerken kimi zaman anlamlandırmakta güçlük çektiğimiz, o rutin olmuş. Bu davranış biçimlerinin Safiye tarafından öğrenilip bir yaşam biçimine dönüştürülmesinde elbette en etkili Hasibe. Bundan dolayıdır ki seyirci olarak Hasibe'den pek haz etmiyorum. Ancak Hasibe'ye kızarken unuttuğum, unuttuğumuz bir şey var:Hasibe'ye de bu sevgisizlik annesinden miras. Bunu dün akşam izlemiş olduğumuz sahnelerde tekrardan görmüş olduk. İnsan, '' yeni bir can''  dünyaya getiren kızına, o sözleri söyleyebiliyorsa diğer zamanlarda yaşanan sevgisizliğin boyutunu siz düşünün.  Sevgisizlikte tıpkı bir tohum gibi bulunduğu yere kök salar. Ve uzun süre orada kalır. Hasibe'nin durumu da tam manasıyla bu. Fakat tüm bu acı gerçekler kendisine yapılanların aynısını kızına yaşatıp, ona psikolojik şiddet uygulamasının korkunçluğunu ortadan  kaldırıyor mu? Tabii ki hayır.


Benim yapmaya çalıştığım şey Safiye'nin hikayesine yüzeysel değil derinlemesine bakmaya çalışmak. Bu sebepten Naci karakteri bir seyirci olarak benim nazarımda  hikayenin en önemli  kırılma noktalarından. Öyle ki Safiye'nin hayatı adeta Naci'den önce, Naci'den sonra olarak ikiye ayrılıyor. İlk gençlik zamanlarında yaşanılan aşklar, her birimiz için çok kıymetli ama onların hikayesi bunun çok ötesinde. Hiçbir kelimenin anlamının tam karşılamayacağı bir derinlikte. Düşünsenize, yıllardır kendi isteğiyle, apartmandan dışarı tek adım atmamış Safiye bunu başardı.Bu durum bile tek başına, Naci'nin Safiye'nin hayatındaki önemini net olarak gösteriyor bence.Bunu herkes anlamış ve kabul etmişken Han'ın, olanlara rağmen Naci'ye bu derece keskin bir ön yargı beslemesini anlamıyorum.Ablasını düşünüyor evet, ama bencillikle düşünüyor. Empati yeteneği  sıfır gerçekten.İyi ki İnci var da onun öfkesini biraz dizginliyor. Aksi durumu düşünmek istemiyorum. İnsan böyle bir duruma düştüğünde sevdiğini son bir kez görmek, son anlarını onunla geçirmek istemez mi? Belki Safiye'nin haberi olsa o, da yanında olmayı tercih edecek.Umarım Han Naci'ye bir şey yapmamıştır. Böyle düşünmek istiyorum. En büyük temennim,Naci'nin bir şekilde gelmeyi başarması.Zirâ tersi durum Safiye için üstesinden gelinmez hayal kırıklığı olur.İzleyip göreceğiz.Emeklere Sağlık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder