28 Ocak 2021 Perşembe

KADERİNİ YENİDEN YAZMA ZAMANI-DOĞDUĞUN EV KADERİNDİR 29.BÖlÜM YORUMUM

 Doğduğun Ev Kaderindir'in 29.haftadır süren ekran yolculuğunu her haftasına şahitlik etmiş biri olarak ilk kez bu kadar şaşırdım.Tamam kabul, Doğduğun Ev Kaderindir seyircileri olarak; Zeynep'in içine doğduğu hayat ile yaşamak istediği hayat arasında savruluşunu daha önce de pek çok defa izledik. Ve  savruluşlarına kimi zaman hak da verdik. Ama bu sefer ne yazık ki aynı fikirde değilim. Evet, hepimiz biliyoruz, Zeynep çok iyi ve merhametli bir karakter. Fakat bu son davranışına gerçekten anlam veremedim. Ne yalan söyleyeyim. Tamam, her suçlunun savunulma hakkı vardır. Ancak Zeynep Mehdi ile arasında bunca olay yaşanmış, yetmemiş konu şiddet göstermeye kadar gitmişken, Zeynep'in Mehdi'nin avukatlığını yapmasını ne kafamda ne de kalbimde hiçbir yere oturtamadım. Üstelik Mehdi'nin, Zeynep'in bu durumdan başka anlamlar çıkarıp, ilerleyen zamanlarda aynı türden davranışlara başvurmayacağının ne yazık ki hiçbir garantisi yok.


Emine bölüm boyu söylediklerinde o kadar haklıydı ki. Zeynep'in gerçek anlamda kendini bulup, kendi gücünün farkına varabilmesi için önce suçluluk duygusu bataklığından çıkarak kendine dışarıdan bakabilmeyi öğrenmesi gerek. Ancak o zaman gerçekten mutlu olabilir. Zirâ bu duygu durumu içerisindeyken yaşaması muhtemel mutlulukları da ya erteliyor ya da onlardan kaçıyor. Bana kalırsa, Zeynep de bu durumun farkında ama bunu kendine itiraf edebilmesi için biraz daha zaman gerekecek. Umarım, yaşadığı halihazırdaki süreç, Barış ile sert bir şekilde kopmalarına neden olmaz. Çünkü uzun zaman sonra Zeynep, gerçekten mutlu.Dilerim,bunu kaybetmez.
29.bölümle birlikte hikayemize yeni bir karakter dahil oldu. Özlem...Hikayeye dahil olduğu ilk dakikadan kişiliğine dair birçok ipucu verdi Özlem, bize ama doğrusunu söylemem gerekirse bu derece soğuk ve mesafeli bir karakter beklemiyorum. Kişiliğinin bu özelliği öyle ustaca yansıtılmış ki seyirciye, karakterin ağzından çıkan her kelimede bunu tekrar tekrar hissediyorsun.Elbette bunda Ebru Cündübeyoğlu'nun şahane oyunculuğunun etkisi var.Benim anladığım Zeynep'i oldukça zorlayacak bir karakter Özlem.Bundan sonrasını izleyip hep birlikte göreceğiz. Her şeye rağmen seyir zevki yüksek bir bölümdü.Emeklere Sağlık

27 Ocak 2021 Çarşamba

İlk Aşk, Son Söz-Masumlar Apartmanı 19.bölüm yorumum

 İnsan bir ömre kaç hayâl kırıklığı sığdırır? Kaç umudunu gömer toprağın altına? Bu sorunun cevabının, Derenoğlu ailesi açısından ''sayısız'' olduğunu görüyoruz ne yazık ki. Seyirci olarak hangi karaktere yönelirsen yönel, bu hiç değişmiyor. Bu mutsuzluk Derenoğlu ailesine anne mirası. Hiç sevilmemiş biri çocuklarına sevmeyi nasıl öğretsin. Bu sevgisiz kara bulutundan en fazla etkilenen kişi hiç kuşkusuz Safiye olmuş.


Kardeşlerini, annesi Hasibe'nin sevgisizlik çukuruna düşmekten korumak için çabalarken, hayat yolunda kendine yabancılaşmış kalbinin çevresine kalın duvarlar örmüş. Tüm bu yaşadığı kötü anların yanında Naci'yi kaybetmek son kalp çırpınışlarını da durdurmuş, onu karanlıklara hapsetmiş maalesef.Çünkü Safiye için iyliğe dair tüm umutlar,onun tek ihtimali Naci olmuş. Hikaye ilerledikçe Naci'nin yokluğunun onu nasıl derinden etkilediğini ve bu durumu evdekilerden saklamak için çırpındığını gördük. Belki bu yüzden Naci'yi bu kadar sevdik, benimsedik.19.bölümü izlerken çok etkilenmiş biri olarak söylüyorum, sanırım yavaş yavaş Naci'nin vedasına hazırlanıyoruz. Safiye bunca kalp kırıklığının üzerine bir de sevdasına hasretle devam edecek hayatına.
Masumlar apartmanını gülen yüzü: Gülben. Seni, hayata bakışını, içine düştüğün o yalnızlıkta masallara sığınmanı o kadar seviyorum ki. Sırf Han mutlu olsun kendi gururundan ödün veren bir kardeş o.Yeri geldiğinden hayalperest,yeri geldiğinde saf realist olan gökkuşağı Gülben,Seninle kahkaha atmak mükemmel.İyi ki Merve Dizdar, ''Gülben'' olmuş. Sayesinde İnci ve Han yeniden beraber.Bundan sonra İnci, Derenoğluların evinde.Son sahneyle birlikte 20.bölümü daha bir merak ediyorum.Emeklere Sağlık.

26 Ocak 2021 Salı

ŞÜPHE-MARAŞLI 3.BÖLÜM YORUMUM

 İnsan ailesiyle var olur, köklerini bir ağaç gibi başka topraklara salmayı öğrenir. İşte bu yüzden her ilişki türü için olduğu gibi aile ilişkilerinde de en önemli duygu güven duygusudur. Eğer bu duygu başlangıçta sağlam kurulmamış ya da sonrasında bir biçimde zedelenmişse insan hayatına dair tüm basamakları, anıları sorgulamaya girişiyor.Mahur'un içinde bulunduğu durum tam da böyle.Belki bu yüzden Maraşlı ile aralarındaki bağ bu derece derin ve kuvvetli. Mahur,olayların öznesi olduğundan ve bu kişiler ailesindeki bireyler olduğundan bunun için ne  kadar uğraşırsa uğraşsın soğukkanlı bakamıyor. Bakamaz da zaten. Ancak Maraşlı bu durumların hiçbiri geçerli değil. O, dışarıdan bakabildiğinden hem son derece soğukkanlı hem de eski asker olmanın kazandırdığı yeteneklerle ''Türel'' ailesinin, üyelerinin karanlık yönleri olabileceğini rahatlıkla çözdü.Savaş ile işbirliği yapan kişiyi de çok kısa zamanda bulacaktır.

Savaş ile işbirliği yapan kişi ile ilgili herkesin olduğu gibi benimde bir fikrim var.Ancak söz konusu ''Ethem Özışık'' senaryosu olduğunda kendime her zaman bir yanılma payı bırakırım.Daha önce Ethem Bey'in işlerini izlemiş,takip olanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.Zirâ kendisi seyirciyi ters köşeye yatırmayı çok sever.Ama ben yine de şüphelendiğim isimleri paylaşacağım.Bence 3 isim Savaş ile işbirliği yapmış olabilir:Aziz, Firuzan ve Necati...

Bu üç kişiden Necati'nin,Savaş'a yardım eden kişi çıkmasını hiç istemem.Çünkü şu anki konumuyla o evden farklı dünyalara açılan bir  kapı gibi.Mutfak ekibiyle yapmış olduğu sohbetler eğlenirken düşündüren cinsten.Hikâyedeki varlığıyla Türk dizi tarihinin en farklı karakterlerinden.Serhat Kılıç'ın oyunculuğu ile bir yorum yapabilme haddini kendimde görmüyorum zaten.Tek kelime ile muhteşem.

İlk dakikasından son dakikasına kadar soluksuz izlediğim şahane bir bölümdü.4.bölümü  sabırsızlıkla bekliyorum.Emeklere Sağlık.