27 Mayıs 2017 Cumartesi

Zorlu Vedaya Yaklaşırken1 hayat şarkışı

Daha Hayat Şarkısı'nın ilk tanıtımını gördüğüm o gün hafızamda taptaze dururken şimdi kendimi bu güzel hikaye ile vedaya hazırlamak öyle zor ki.Sırf bu hoşçakal yazısını birkaç hafta önceden yazmak istedim.Bu şahane yolculuğa başlamadan önce hikayeye daha net bakabilmek için oturup orjinal(kore)versiyonu büyük bir merak içinde izledim.Ve şunu söylebilirim ki bugüne kadar izlediğim tüm uyarlama işler içerisinde izlediğim en farklı iş dersem hiç abartmış olmam sanırım.Tabiki bununla ilgili olarak ilk ve en büyük teşekkürü sevgili Senaristimiz Mahinur Ergun'un hak ettiğni düşünüyorum.Benim bakış açımdan bir senarist olarak sadece yazmış olmak için yazan bir senarist değil bununla birlikte özellikle kadın seyirciye ışık olacak,umut verecek başarı hikayeleri yazıyor ki bu bence çok ama çok önemli.Hayat şarkısı'nın gizli kahramanlarından bahsederken ondan bahsetmemek olmazdı.Kimden mi bahsediyorum?Hemen söyleyeyim tabiki Hayat Şarkısı'nın bir tanecik yönetmeni Cem Karcı'dan.Ezel dizisinde ismi hafızama kazınmış,Tatlı Küçük Yalancılar da ise ilk kez bir hikayeye onun gözünden bakıp yeteneğine hayran kalmıştım.Sonrasında ise Hayat Şarkısı geldi.Bana göre Cem Karcı Hayat Şarkısının bu derece sevilmesinde en büyük paya sahip olan kişilerden bir tanesi.Bir seyirci olarak hikayeleri onun gözünden izlemenin  büyük bir şans olduğunu düşünüyorum.Hayat Şarkısı tatlı bir esinti tadındaki şahane etkisiyle hayatımızdan usulca çıkmaya hazırlanırken ben şimdiden onun bir sonraki işini büyük merakla bekliyorum...Devamı gelelecek

18 Mayıs 2017 Perşembe

ELİNDEN KAYIP GİDEN BİR BALON MİSALİ MUTLULUK-söz 7.bölüm yorumu

Yedi haftadır Söz'ü gözünü kırpmadan izleyen biri olarak şunu açık bir şekilde ifade edebilirim ki şuana kadar yayınlanan bölümler içinde en çok bu bölümü sevdim.Ali Haydar'ın tüm yaşadıklarına rağmen yeniden hayata tutunup,arkadaşlarının arasına döndüğü sahnede hepimizin yüzüne incecik bir tebessüm oturdu.Eminim benim olduğu gibi sizin yüreğinize de serin sular serpildi.Gelgelelim yedinci bölüm,üçüncü fragmanında izlediğimiz ve izleyen çoğu kişi tarafından tepkiyle karşınan Yavuz ve Bahar sahnelerine...Fragmanı izleyen çoğu seyirci gibi bende ilk izlediğimde bende ufak çaplı bir şok yaşamadım dersem yalan söylemiş olurum.Hatta hiç abarmıyorum fragmanı defalarca izlemiş olmama rağmen Yavuz ve Bahar sahnelerinin olayların akışı bakımından bu derece hızlı akıttığını gördüğüm zaman:"Ne oluyoruz ya."Diye söylenirken bulduım kendimi.Çünkü sonuç itibariyle sevdiği kadın gözlerinin önünde çok kısa bir süre önce şehit edilmiş bir adam var.Ve onu bu kısa zaman zarfı içinde böyle görmek bir kadın olarak canımı acıttı.Bölümün tamamını izlediğimde ise tüm bu düşüncelerimin birer önyargıdan ibaret olduğunu anladım.Bu yazdıklarım yalnış anlaşılmasın lütfen,Bahar Yavuz çiftini seviyorum.Fakat benim anlamlandıramadığım konu olayların nasıl olyp da bu kadar hızlı bir şekilde gelişsbildiğiydi.Ki bölümde kafamdaki tüm sorunlara son derece doyurucu cevaplardan.Yavuz'un Bahar'a karşı yaptığı tüm hamlelerin altından malesef ki Çolak çıktı.Ve bunu gördüğümde Bahar adına o kadar üzüldüm ki size anlatamam.Tamam Yavuz içinde halen daha çok derin bir yas var tamam ama olaylara bir de Bahar tarafından bakmak lazım.Gerçekleri öğrendiği zaman çok büyük hayal kırıklığı yaşayacağını düşinüyorum.Yavuz durumu nasıl toparlayacak.Çok merak ediyorum doğrusu.Sonuçta onun kalbi YAVUZ için atıyor.Yavuz ve bahar için biraz daha zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.En azından Yavuz'un acısının üstünün biraz daha örtülmesi lazım.Yeni bölüm için şimdiden çok heyecan duyuyorum.Şahane bölüm için emeklere sağlık.Tüm şehitlerimize minnet ve saygıyla...

10 Mayıs 2017 Çarşamba

BİR BAYRAK SAHİBİ OLMAK-SÖZ 6.BÖLÜM

Dün akşam o kadar etkileyici bir bölüm izledik.Hala tam olarak bölümün etkisinden kurtulamamış bir halde geçtim klavye başına.Bugünkü yazımda müsadenizle bölümde olanlardan çok iki önemli karaktere büyük bir ustalıkla can veren Serhat Kılıç ve Tolga Sarıtaş'tan bahsetmek isterim.Kafanızı şişirirsem şimdiden af ola.Dün akşamki bölümde izlediğim şahane oyunculuk performanslardan  sonra özellikle onlardan bahsetmek isterim.Öncelikle biraz benim gözümdeki Çolak'tan ve Sehat Kılıç'tan bahsederek söze başlamak isterim.Çolak gibi  kötülük kelimesinin içini sonuna kadar dolduran bir karakteri bile gözünüzü kırpmadan izleyebiliyorsanız ki çoğu zaman yorum yapacak olmama rağmen bu derece kötülüğü izlemek benim bile sinirimi ayağa kaldırıyor doğrusu.Ama özellikle vurgulamak istediğim bir nokta var ki o da Serhat Kılıç'ın sahip olduğu inanılmaz yetenek.Ekran hafızası iyi olanlar çok iyi hatırlar bundan önceki tüm işlerinde de hiçbiri birbiriyle en ufak bir benzerlik göstermeyen karakterleri yine aynı ustalıkla canlandırdı.Canlandırdığı karekterler arasında benim Çolak'tan sonra favorimi sorarsanız Ergun Plak derim.Yüzümüzü her daim güldüren ve bence henüz izlememizin üzerinden çok zaman geçmemiş olmasına rağmen şimdiden Türk dizi tarihine geçmiş bir karakter oldu.Ve şimdiden efsaneleşti.Ama Çolak karakteri Serhat Kılıç'ın canlandırdığı bir önceki karakter olan Ergun karakterinden o kadar farklı ki,sanırım bu yüzden benim için izlemesi ayrıca çok keyifli.Ve bir de hepimizin hayranlıkla izlediği nam ı diğer sarı komutan Tolga Sarıtaş var ki gerçekten o muhteşem oyuncuğun karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor.Tolga Sarıtaş'ı ilk kez Muhteşem Yüzyıl'da Cihangir şehzade olarak izlemiştik.İzlerken içimden: Ne kadar yetenekli bir oyuncu kim acaba diyerek içimden geçirdiğimi çok net hatırlıyorum.Sonrasında Güneş'in Kızları geldi.Ve bu kez Yavuz Karasu olarak karşımızda.Ki benim açımdan görünen o ki Yavuz Karasu Tolga Sarıtaş tarafından o kadar benimsenmiş ki bu sizin seyirci olarak diziyi izlerken pürüzler veya hatalar bulabilmenizi imkansız hale getiriyor.Size sadece hayranlıkla izlemek kalıyor.Son olarak bu bölümde öyle anlamlı,öyle güzel bir sahne izledik ki etkisi hala üzerimde.Yavuz ile Çolak arasında geçen konuşma da ,Yavuz'un Türk Bayrağı ile ilgili söyledikleri,o sahnedeki oyunculuklar,jestler mimikler tek kelime ile şahaneydi.Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.Tüm şehitlerimize minnet ve saygıyla...

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Söz veriyorum herşey çok güzel olacak-söz 5.bölüm

Benim gibi düşünen var mı 5.bölümün ilk kırkbeş dakikasında birçok kez söylediğim gibi yine ''yerli dizi yersiz uzun''derken buldum kendimi.Süre uzunluğu sebebiyle bölüm gerektiğinden yavaş ilerledi malesef bana göre.Sakın yalnış anlaşılmasın bölümü beğenmediğimden değil ama bunu da belirtmeden geçersem içimde kalırdı.Senariste bu anlamda yorum yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum.Sonuçta onlarda kendilerinden istenen süreye uygun olarak yazmak zorundalar bölümleri Dördüncü bölüm son sahnede timi operasyona giderken,Hafız'ı ise elinde telefon kalakalmış halde bırakmış.Daha önceki yazılarımın  birinde söylemiştim sanırım.Tim içindeki askerlerden hikayesi ile beni en çok Hafız oldu diye.Hem Hafız'a hemde Fatma'ya sonuna kadar hak veriyordum ta ki bu bölüme kadar.Fatmanın yaptığı son hareket bence benciliğin dik alası.Tamam bir kadın için zor şeyler yaşıyor,yaşadı.Ama Hafız'ın durumu çok daha zor.Hep söylerim ağızdan çıkan bazı cümlerin geri dönüşü yoktur.Fatma içinde durum aynen böyle.Bölümde çiftlerden Ateş ve Nazlı'nın sahnelerini ayrı bir sevdim.Demedi demeyin büyük bir aşk doğuyor.Tabii arada bir de Erdem Yarbay gibi bir gerçek var.Olacakları şimdiden çok merak ediyorum.Çolak Eylem'in üzerinden planlarını o kadar ustalıkla uyguluyor ki Eylem'in bu saflığı karşısında edecek söz bulamıyorum.Sonunda beklenilen oldu Çolak ve Yavuz karşı karşıya geldi.TOLGA SARITAŞ ve SERHAT KILIÇ'IN karşılıklı sahnelerinde ortaya bir görsel şölen çıkacacağını tahmin ediyordum ama benim beklentimin çok üstünde sahneler ortaya çıkmış gerçekten.Yavuz zor bir seçin tam ortasında bakalım neler.Bu şahane bölüm için emeklere sağlık.
Tüm şehitlerimize minnet ve saygıyla...