26 Nisan 2017 Çarşamba

UMUT TÜM KAPILARI AÇAR -SÖZ 4.BÖLÜM

Her hafta olduğu gibi nefeslerimizi tutarak izledik bölümü.Ve bir kere daha SÖZ dizisini izlediğim için iyki dedim.Benim dikkatimi özellikle çeken şeylerden bir tanesi senaryoda anlatılan olayları izlerken birçok yönü görebilme şansı buluyorsunuz.Gelelim bu bölümde yaşananlara...Aksiyon sahnelerini izlemeyi sevdiğim doğrudur.Evet ama en az o sahneler kadar Yavuz ve tim arasında komik dialogların yaşandığı sahneleri de izlemeyi seviyorum.Sanırım tim de en çok güldüğüm karakter Feyzullah.Aytaç Şaşmaz Feyzullah karakterinin sahip oduğu tertemiz yüreğini o kadar güzel yansıtıyor ki izlerken içimi bir huzur kaplıyor.İlk oyunculuk deneyimi sanırım ama o kadar doğal bir oyunculuğu var ki daha dakikadan dikkatimi eminim bundan sonrası içinde yolu çok açık olacak.Timdeki askerlerden yaşadıkları ile baş etme konusunda görünen o ki en çok zorlanan ve bundan sonrada zorlanacak Ali haydar.Tamam sizde benim gibi bazı sahnelerde Fatma'ya kızıyor olabilirsinz ki haklısınızda ama olaylara bir kadın olarak baktığımda da onun isyanının ne kadar haklı olduğunu da net bir şekilde görüyorum.Söz'den bahsederken Tolga Sarıtaş ve Serhat Kılıç'tan bahsetmemek olmazdı.Özellikle bu iki ismin yer aldığı sahneleri izlerken deyim tam yerinden mest oluyurum.Şimdiden karşılıklı sahnelerini izlemek için sabırsızlandığımı söylersem abartmış olmam.Aslına bakarsanız Çolak ve Yavuz arasındaki mücadeleyi izlerken temelde kötülük ve iyiliğin mücadelesini izliyoruz.İki tarafı temsil eden karakterleri bu derece yetenekli oyuncular canlandırdığında sahnelerde görsel açıdan bir ziyafet karşılıyor sizi.Bir an önce bu ikl Bu şahane bölümde emeği geçen herkesin emeğine sağlık.Tüm şehitlerimize minnet ve saygıyla...

21 Nisan 2017 Cuma

Güvenmek-Cesur Ve Güzel 23.bölüm

Salih'in ölümüne şaşırmadığım kadar cesetin Cesur'un arabasının bagajından çıkmış olmasına şaşırdım.Kurnaz tilki Tahsin yine şahane oynadı oyununu.Ne de olsa beklediği fırsat ayağına kadar geldi.Bu bölüm Cesur yine zekasını konuşturdu.Zaten dizide zeka konusunda Rıza ve Cesur fana kapışır.Rıza'ya sinir olsam da bu rekabeti izlemek benim için büyük keyif gerçekten.Ayrıca şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.Yiğit Özşener'e kötü adamı oynamak inanılmaz yakışıyor.Kimi zaman Cesur'a karşı gösterdiği tavır ve davranışlardan dolayı Sühan'a çok kızsam da,aralarındaki tüm sorunları,soru işaretlerini bir tarafa koyup var gücüyle Cesur'a yardım etmesi son derece anlamlı aynı zamanda Cesur'un Sühan'nın kendisine hissettikleriyle olarak alakalı aklında oluşan soru işaretlerine  mükemmel bir cevap oldu bana göre.Bu olay sonucunda Cesur ve Sühan arasındaki buzların nihayet eriyip Cesur'un bebeğin yaşadığı andaki mutluluğunu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.Bu arada Cesur Ve Güzel'i sevme nedenlerimden biri de beni bir seyirci olarak Irmak Örnek gibi pırıl pırıl bir oyuncu ile tanıştırmış olmasıdır.Öyle sıcacık bir oyunculuğu var ki daha ilk bölümünden beni Şirin'in saf ve temiz kalbine öyle bir inandırdı ki Salih'in ölümüyle ilgili olarak en çok Şirin'e üzüldüm sanırım.Bölüm gayet güzeldi;ben izlerken bir tatmin oldum.Cesur ve Sühan sahnelerine yazılan replikler,sahnelerin benim üzerimdeki etkisini kat be kat artıyor.Her bir kelime inci misali o kadar derin ve o kadar anlamlı ki izlerken gözlerim şenleniyor adeta.EMEKLERE SAĞLIK

20 Nisan 2017 Perşembe

''Sözler bazen düğüm olup takılır boğazına.'' Söz 3. bölüm

Benim için bazı diziler yıllar geçse bile hep akılımda,kalbimde kalır.Arada durduğu yerden çıkarır,ilk günkü heycanla yeniden başlarım izlemeye.Sanırım daha yeni paylamış olmasına rağmen Söz benim kalbimde böyle bir yer edindi.Çok fazla aksiyon içeren işleri kişileri kişilik olarak sevmeyen biri olarak şunu söylemeliyim ki hikayesi her anlamda bana çok dokunuyor.İzlerken beni görebilmenizi gerçekten çok isterim.
Gözler buğulanır.Sözler boğazda düğüm olur.Dizi izlerken kolay kolay dolmaz gözlerim.Ama gelin görün ki Söz'ü izlerken böyle olmuyor.Tıpkı ilk iki bölüm gibi 3. bölüme de bayıldım.ETHEM ÖZIŞIK ve ekibi şahane cümlelerle bizi o dünyaya öyle güzel sokuyorlar ki mükemmel.Evet ama oyunculara da ayrı bir parantez açmak isterim.Çünkü gerçekten her biri muhteşemler.İlk bölümde Aybüke Pusat'ı biraz soğuk bulmuştum.Ama bölümler ilerledikçe oyunculuğu açılıyor.Hele 3. bölümdeki oyunculuk performansı benim için gayet tatmin ediciydi.İlerleyen haftalarda çok çok daha iyi olacağına inanıyorum.Bu haftaki bölümü izlerken Bahar'ın Karabayır'a geliş sebeplerinden birinin de Yavuz olabileğini sinyalini aldım.Belki aranızda benim gibi düşünenler olabilir.İlerleyen bölümlerde Yavuz ve Çolak arasında Bahar üzerinden giden yeni bir rekabetin başlayabileceğini düşündüm.Bu arada şehit aileriyle alakalı olarak yazılan her bir sahnedeki ince ince düşünülüp verilen mesajlar üstüne o sahnedeki içten, abartısız şahane oyuncuklar benim gözümde o sahneyi bölümün en iyi sahnesi yaptı.Daha şimdiden yeni bölümü iple çekiyorum.Yazana,çekene,oynayana,kurgulayana teşekkürlerin en büyüğü...
Tüm şehitlerimize minnet ve saygıyla...

14 Nisan 2017 Cuma

Baharın Ayak Sesleri Bunlar-Cesur ve Güzel 22.bölüm

Geçen haftaki bölüm ile ilgili yazıyı okuyanlar zaten fikir sahibidirler ancak okumayanlar için şu kadarını söyleyim geçen haftaki bölümü hiç ama hiç beğenmemiştim.Gidişat olarak çok durağan bir bölümdü benim gözümde.Ama 22.bölüme gelince başından sonuna kadar beğenmediğim tek bir sahne bile yoktu.Deyim tam yerinde su gibi aktı bölüm.Ne yalan söyleyeyim Cesur Ve Güzel'i böyle heyecan içinde izlemeyeli epeyce uzun zaman olmuştu.Bölümün ilk sahnesinde benimle aynı tepkiyi veren olmuştur mutlaka.Dedimki:''Fügen rüyada bile ne kadar güzel:''Aslında Fügen'in, Sühan için büyük bir işaret keşke görebilseydi.Neyse benim hala umudum var.Haftadır aynı şeyi düşünüyorum Rıza karakteri diziye girdiğinden bu yana Cesur'u dizinin en zeki karakteri tahtından indirdi.Resmen herkesi parmağında oynatıyor.Yalnız şu da yadsınamayacak bir gerçek ki Yiğit Özşener'e kötü karakterleri oynamak inanılmaz yakışıyor.İzlemesi seyirciye büyük bir zevk veriyor gerçekten.Bu bölüm itibariyle dedektifçilikte yeni bir çığır açan çiftimiz cesur sühan yeniden sahalara indi.Her zamanki gibi gerçeğin peşine birlikte düştüler.Tabiki beraberinde bir takım didişmeler,kıskançlıklar,laf sokmalar geldi.Bence bu olaylar çözümü kavuştuğunda Korludağ'da bir dedektiflik bürosu açsınlar.Bence savcıdan daha iyi bir iş çıkarırlar.Malum olay da hiç eksik olmuyor Korludağ'da.Bu çifte en çok kavga etmek yakışıyor.Sizi bilmem ama ben izlerken büyük zevk duyuyorum.Türk dizi tarihinin gördüğü en karizmatik çift bence.Ve sonunda Tahsin Salih'in gerçek yüzünü gördü.Salih'in ölümüyle sonuçlanan bu durumda kabak nasıl oldu da Cesur'un başına patladı.O ceset,Cesur'un arabasının bagajına ya Rıza yada Tahsin'in adamları tarafından konuldu orası kesin.Ama esas soru şu Cesur bu nasıl fark etmez.Haftaya gelsin flashbackler... Emeklere sağlık

13 Nisan 2017 Perşembe

AŞK VE GURURUN SAVAŞI-NO 309 43.BÖLÜM

Farklı düşünenlere de saygı duyuyorum.Tabii ama ben no 309'un şuan ki gidişatından sonra derece mennunum.İzlerken inanılmaz eğleniyorum.Üstelik sadece bir,iki karakterleri değil tüm karakterleri bir kore uyarlaması olarak başlayıp bambaşka bir yere geldi bana göre.Evet kabul bazen senaryo durağanlaşıyor.Sonuçta 150 dakika bir iş yazılıyor her hafta.Bir de bu açıdan bakmak lazım diye düşünüyorum.Biliyorum siz de benim gibi bu aralar Lale'ye kızıyorsunuz.Özellikle bu bölüm inatçılıkta zirve noktasına ulaştı gerçekten.Onur gibi sabırlı birini bile sonunda ''pes ediyorum''dedirti ya başka birşey demiyorum.Bence bu inatlaşmanın sonu bir şekilde boşanma ile sonuçlanacak.No 309 bahsedip de erol-filiz-betül üçlüsünden bahsetmeden olmaz.Oyunculuklar zaten muhteşem hiç abartısız söylüyorum.Kahkahalarla gülüyorum.Oyunculuklarına bereket.Filiz ve Erol  Lale ve Onur'dan sonraki favori çiftim.Erol ve Betül Lale ve Onur'un kuyusunu kazmaya çalışırken her seferinde kendi kazdıkları kuyuya düşüyorlar.Ki bu seferde öyle oldu.Gazete haberi Filiz'in yüzünde patladı resmen.Bana benim tanıdım Filiz bunun acısını Erol'dan çok fena çıkarttır.Beklentim büyük onu da söyleyim.Oyunculuğu sıcakkanlığı ile beni her hafta daha da büyüleyen canım Demet Özdemir'den söz etmezsem çok fena içimde kalır.Sana Bir Sır Vereceğim'den bu yana en sadık izleyicilerinden bir tanesi benim.Ve şunu görüyorum kariyerine başladığı ilk günden bu güne kadar onunla ilgili düşüncelerimde en bir değişme olmadı.Lale karakteri ile birlikte bize olağanüstü bir süpriz yaptı.İçindeki cevheri çıkartıp kendisinden şahane bir komedi oyuncusu olabileceğini herkese gösterdi.Onu izlemek benim içinde büyük zevk.Daha nice başarılara.EMEKLERE SAĞLIK.ÇOK GÜZEL BÖLÜMDÜ

11 Nisan 2017 Salı

AL BAYRAK UĞRUNA-SÖZ 2.BÖLÜM

Geçen haftaki olağanüstü mükkemmellikteki ilk bölümden sonra Söz 2.bölümle ile ilgili beklenti düzeyim oldukça yüksekti.Nitekim 2.bölümü izlerken hissetiğim heyecandan sonra yanılmadığımı anladım.Bana göre 1.bölümden kat be kat iyi bir 2.bölüm izledik.Bölüme izlerken hepinizin yüreğini burkan Şehit cenazesi sahnesiyle başladık.Sanırım bu tarz sahneleri izlerken canımı en çok yakan durum,dizide bu sahneler kurgu olsa bile gerçek hayatta bu ve buna benzer acılarla sınanmak durumda kalmış olan insanların var olduğunu bilmek.Yavuz bir taraftan ekibiyle birlikte mücadelesini sürdürürken bir taraftanda içini yakıp küle çeviren acıyla baş etmeye çalışırken hissetiği bütün duyguları yüzünden okuyabilme fırsatı verdiği için Tolga Sarıtaş'a kocaman alkışlar.Geçtiğimiz bölümde sinyalleri verildiği üzere Bahar'ın Yavuz ve ekibinin görev yaptığı bölgeye gönüllü doktor gideceğini tahmin etmiştim ama daha şehre adımını atar atmaz Çolak'ın adamları tarafından saldırıya uğrabileceğini hiç düşünmemiştim.İlerleyen bölümlerde önceleri ne kadar kabul etmeyi istemeyecek dahi olsa Yavuz'un yüreğine yeniden ''Bahar'' gelecek.Timdeki askerlerin her birinin hikayesi çok etkileyici ama içlerinde biri var ki o ayrıca içimi acıdı.Asker olmak demek gerektiği zaman en büyük mutluluğunun önüne VATAN sevdasını koyabilmekmiş ya hani,işte Ali Haydar'da bu durumun çok bir örneğini gördük.En özel anında karısının anında olmadı ve malesef bir kez daha evlat acısıyla sınanacak yüreğiYarbay Erdem,Çolak'tan bahsederken gösterilen flashbacklerde karakteri izlerken onun acizliğinden,kötülüğünden tiksinmek ama aynı dakikalarda onu canlardıran oyuncuya da bir kere daha hayran olmak, işte dün akşam bölümdeki Çolak sahnelerini izlerken Serhat Kılıç'ın muhteşem oyunculuğu sayesinde bir ikilemin tam da orta yerine düştüm.Ve hala bu ikilemden tam olarak çıkabilmiş değilim.Tek kelime ile pürüzsüz bir oyuculuk izledik dün akşam.Tolga Sarıtaş her bölüm çıtayı biraz daha yükseltecek sanırım dün akşamda hem aksiyon sahnelerinde hem duygusal sahnelerde olağanüstü bir performans izledik.Belli ki candırdığı karaktere çok inanmış bu sebeple biz de seyirci olarak gözümü bile kırpmadan izliyoruz sahnelerini.Söz'ü bu kadar etkileyici kılan nedenlerden bir tanesi olağanüstü oyunculuklar ise hiç tartışmasız su gibi akan,dupduru bir senaryoya sahip olmasıdır.Eğer aranızda Poyraz Karayel'i izlemiş olanlar var ise zaten ETHEM ÖZIŞIK'IN benzersiz kalemine aşinadır ama izlememiş olanlara sadece şu kadarını söyleyeyim bundan sonraki böümler çok daha olağanüstü olacak.Emeği geçen herkesin gönlüne bereket.Yolu hep açık olsun.

Tüm şehitlerimize minnet ve saygıyla...

6 Nisan 2017 Perşembe

Bazı Cümleler Kurşun Misali Deler Geçer İnsanın Yüreğini-Cesur ve Güzel 21.bölüm

Şu sıralar dizi setöründe en çok yakınılan
durum son derece haklı olarak yine yeni yeniden bitmek bilmeyen uzunluktaki dizi süreleri ki evet bende tam olarak bu şekilde düşünüyorum.Çünkü gerçekten yerli dizi yersiz uzun.Ama bu kadar olumsuz çalışma şartlarına rağmen(hala)sektörde su gibi akan bölüm yazan senaristler var demekki tek sorun dizi sürelerinin uzunluğu değil.21 haftadır hiçbir bölümü kaçırmayan bir cesur ve güzel seyircisi olarak şunu itiraf etmeliyim.Bölümü izlerken ilk kez sıkıldım.Yalnış anlaşılmasın Elif Usman Ergüden kalemini ve zekasını en çok sevdiğim senaristlerden Türkiye'de ama Cesur ve Güzel bu bölüm sıkıcı denebilecek derecede durağandı doğrusunu söylemek gerekirse.Karakterler bir anda kendisiyle çelişen davranışlar sergilemeye başladı.Misal sühan bu kadar egosuna düşkün bir karakter hiçbir zaman olmadı benim bildiğim.Dizinin başından sonuna kadar atmadığı tripi attı,bölüm boyunca olan 10 sahnenin 9tanesinde Cesur'a trip vallahi izlerken ben daraldım.Cesur'da peygamber sabrı var doğrusu.Ama şimdi Sezar'ın hakkı Sezar'a Cesur'un Rıza'yı ters köşe olmalara doyurduğu sahneleri izlerken inceden inceden içimin yağları eridi.Artık Rıza Bakır için oyun bitti.Dizideki bütün aksaklıklar bir an evvel çözülsün.Ben böyle mükkemmel ötesi bir işi izlerken sıkılmak istemiyorum.Lütfen,lütfen,lütfen.Herşeye rağmen emeklere sağlık...

4 Nisan 2017 Salı

Söz'ümüz söz-Söz 1.bölüm yorumum

Benim için bir diziyi izlenebilir kılan iki en önemli neden senaryo ve oyuncular(oyunculardır).Eğer bir projede bu iki etken güçlü ise hem dizi ekipi hem seyirci yepyeni uzun soluklu bir yolculuk başlar.İşte Söz bu yolculuğa şahane bir başlangıçla merhaba dedi.En azından kendi adıma bir seyirci olarak bölüm bittiğinde inanılmaz derecede bir tatminkarlıkla kalktım televizyonun başından.Misafir oyuncu olması sebebiyle ilk olarak lafa Su Kutlu"nun son derece doğal ama bir o kadar da gerçekci olan oyunculuğuyla ruhumuza nasıl dokunduğundan bahsetmek isterim.Hani bazı oyuncular vardır,size o duyguyu hissettirmek büyük sözcüklere yada mimiklere ihtiyaç duymaz.Bazen bir bakışı yeterli olur,ki öyle oldu.Su Kutlu daha ilk sahnesinde Merve'nin Yavuz'a olan aşkına hepimizi tereddütsüz inandırdı. sonraki süreçlerde Yavuz"un Merve'nin yokluğunda geçeceği çetin sınavlar sırasında ara ara flashbackler aracılığıyla görmek isteriz.Gelelim bu hikayenin kahramanlarından birine muhteşem oyunluğuyla can veren Tolga Sarıtaş nam-ı diğer Yavuz Karasu'ya.bir oyuncu canladırdığı karakteri ancak bu kadar inanarak canlandırabilirdi.Tolga Sarıtaş,Yavuz'un sevdiğini kaybetmekle sınanfığı o kara gün sonrasında geçirdiği pskolojik tramvaları o etkileyici,pürüzsüz oyuncuğuyla o kadar derinden yaşattı ki o sahneleri izlerken gözümün yaşını zor tuttum akıtmamak için.Bütün oyuncular şahane oyunculuklar içlerinden bir tanesinden de ayrıca bahsetmek isterim.müsadenizle.Bir çoğunuzun tahmin edebileceği üzere çok sevgili oyuncu Serhat Kılıç'tan bahsediyorum evet.Dün akşam bende dahil olmak üzere izleyiciyi muazzam oyunculuğuyla büyüledi resmen.Hayran kaldım dersem hiç abartmış olmam sanırım.Hala hatırladıkça tüylerim ürperiyor.Oyunculuğuna sağlık.Ve tabiki en büyük teşekkürlerden bir tanesi de onun yarattığı karakterleri sorgusuz sualsiz kendi hayal dünyama kabul ettiğim,aynı zamanda bitmesi üzerinden çok kısa bir zaman geçmesine rağmen şimdiden efsaneleşen Poyraz Karayel dizisininde senaristliğini yapan Ethem Özışık'a.Asker olmak ne demek,Asker ailesi olmak ne demek bize tekrar hatırlattı.Hem de dupduru bir dille...
Emeklere sağlık,bol reytingler.Tüm şehitlerimize minnet ve saygı ile..