13 Şubat 2019 Çarşamba

KAYIPLARIMIZ,BÜYÜTÜR BİZİ- KADIN 49.BöLÜM

Biz insanoğlu için bu yeryüzündeki en sarsıcı sınav, sevdiğimiz birini kaybetmektir.Bu kayıptan sonra kalplerimize kördüğüm atılır ve hayatımızın geri kalanını kalplerimizde bu düğümle yaşamaya devam ederiz.Kaybımızın acısını böyle derinden hissedebimek için o, kişi yaramızda bir kan bağı olmasına gerek yoktur.Aksine kan bağından çok daha güçlü olan 'can bağı''na ihtiyaç.Her salı akşamı evlerimize konuk ettiğimiz ''KADIN'' dizisini bu kadar sevip, benimsemiş olmamızın nedeni de bu.Çünkü, bizlere her hafta ''can bağı''nın da en az kan bağı kadar, hatta belki bazen ondan çok daha fazla önemli olduğunu bıkmadan, usanmadan hatırlatıyor. Özellikle son haftalarda yayınlanmış olan bölümlerde bunu çok daha net görüyoruz.Ceyda,Yeliz ve Bahar üçlüsünün yaşadığı ilişki, düşünüldüğünde ''kardeş'' olabilmek ''kan bağı'na ihtiyaç olduğu tezini tamamıyla çürüyor.Bir süredir Yeliz'in kaybının acısını ve bu acının insanlar üzerinde yaratmış oldğu etkiyi izliyoruz.Dün akşam izlemiş olduğumuz bölümde bu acıyla son yüzleşmek zorunda olan karakter de maalesef Bahar'dı. Bahar'ın bu acıyı yaşama ve onunla yüzleşme sürecini aşama, aşama göreceğiz zaten.
Benim, yaşanan bu kayıp ve ardından izlemiş olduğumuz yas dolu sahnelerden sonra en merak ettiğim nokta, Bahar'ın tüm bu yas sürecini geride bıraktıktan sonra, Sarp'a karşı takınacağı tutum...Zira, Bahar gibi (hayatta katı kuralları olan, kimi zaman sert ve dik başlı) bir karakterin, böyle bir durumu kolaylıkla sindirip, yoluna devam edebileceğini hiç düşünmüyorum.Benim bu dizi ilk başladığı günden bu yana gönlüm, Arif ve Bahar'ın çift olarak devam etmesinden yana.Tamam, geçmişte Bahar ve Sarp çok büyük yaşamış, orada bir sıkıntı yok. Ama şu aşamada, Bahar ile Sarp'ın bir arada mutlu olabileceklerine ben inanmıyorum. Aradan geçen yıllar bir çok şeyi ama en çok da, Sarp'ı değiştirmiş.Bu düşüncemin, Sarp'ın,Pırıl ile birlikte olmasından ya da iki çocuğunun daha olmasından(zaten o çocuklar Sarp'ın değil bence) kaynaklanmadığını söylemek isterim. Sadece, Arif'in sevgisi, aşk'ı çok daha gerçek geliyor bana.
''Arif'' gibi sevin...İnsanları görünüşleri üzerinden değerlendirmemeyi kendisine kural edinmiş biri olarak söylüyorum, ilk bölümlerde izlemiş olduğumuz o, ''ağır abi'' görünümlü adamın içinden böylesi naif sevecen ve iyi yürekli biri çıkacağını asla ama düşünmüyordum.Bir seyirci olarak, Arif'in Bahar'ı sevme biçimine hayran olduğumu söylemeliyim.''Hande Altaylı'' yazdığı tüm karakterlerde olduğu gibi ''Arif'' karakterini şahane betimlemiş.Bu şahane betimlenmiş karakter, Feyyaz Duman'ın olağanüstü oyunculuğu ile birleşince ortaya birbirinden özel sahneler çıkıyor.
Dünkü akşam izlemiş olduğumuz bölüm,en sağlam böşümlerden biriydi.Özellikle son sahnedeki muhteşem, ''Özge Özpirinçci performansı. İzlediğim,en sahici ve yalın oyunculuklardan biriydi.Saatler geçmesine rağmen hala sahnenin üzerimdeki etkisi geçmedi...Haftaya izleyeceğimiz bölümü iple çekiyorum.Emeklere Sağlık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder