21 Şubat 2019 Perşembe

AVCI İKEN, AV OLMAK-Kuzgun 2.bölüm

Çocukluk, insanın sevmeyi ve sevilmeyi öğrendiği; adeta filiz verildiği bir çağdır.Bu sebeple, o yıllarda yaşanan travmalar pranga misali ömür boyunca yakasını brakmaz insanın. Kuzgun'un hikayesini doğru anlayabilmek için, bu çağa objectif bakabilmek çok önemli.Bir çocuk düşünün; henüz oyun çağındayken, önce annesi sonra hayat ondan vazgeçerek almış masumiyetini elinden.Sokaktaki tehlikelerle mücadele ederken döndüğü her sapakta bırakmış, masumiyetinin bir parçasını.Bu ruh haliyle yıllar geçirmiş birinden sağduyulu davranışlar beklemek son derece anlamsız ve yersiz bir durum.Bu tarz insanların düşündükleri tek şey,çok  haklı bir refleksle bunlara sebep olarak gördükleri insanlardan, intikam almak.Kuzgun'un çocukluğunun mezarı olarak gördüğü yere tam da bu sebepten geldi.Çocukluğunun katili olan, en sevdiklerinden intikam almaya...Normal şartlarda kin ve öfkenin, insanı bir yere götürmeyeceğine inan, her daim sevgiden taraf biriyimdir.Ama ilk kez, bir dizi karakterinin öfkesine ve nefretine bu derece hak verdim.Böyle hissetmemin, elbette pek çok sebebi var.Ama beni en çok etkileyen şey; Kuzgun'un karakterinin hikayesinin, sağlam ve acıtıcı oluşu ile Barış Arduç'un efsane oyunculuğu.Bir oyuncunun, canlandığı karakteri, bu derece muazzam çıkarabilmesi; ancak ve ancak ,karaktere inanması ile mümkün olur.Belli ki; Barış Arduç  hem karaktere, hem onun hikayesine çok inanmış.Bunu, dün akşam izlediğimiz ikinci bölümde; Kuzgun'un karşı camdan ailesini izlerken ve annesi ile karşılaştığı anda gözlerinde beliren,'' öfke ile karışık hayal kırıklığında; bir kez daha gördüm.
'Kuzgun'' karakterinin yaraları o kadar fazla ve derin ki, geleceğe doğru her adım atmaya yeltenişinde o yaraların sızısıyla olduğu yere çakılıyor.Dila karakterine karşı takınmaya çalıştığı sert tavrı da bu yüzden.Ne yaşamış olurlarsa olsunlar; Dila, onun geçmişi ve hikayesinin masum kalan tarafı, en azından onun için.Sırf bu yüzden, ona yaklaşmaktan, ona ruhunu açmaktan kaçıyor.Çünkü, ona iyi duygularla attığı her adımda;o, yapayalnız kalmış çocuk hesap sorar gibi karşşısına dikiliyor.Ama fazla dayanamaz, yakında düşer. İkisinin arasında, küllenmemiş bir ''AŞK'' var.O bütün, engelleri zamanla aşar. Sizi bilmem ama, ben Dila-Kuzgun(KuzDil) sahnelerinden aşırı keyif alıyorum.
Burcu Biricik&Barış Arduç iyi ki partner olmuş. Ben bu bölümü çok sevdim.3.bölümü sabırsızla bekliyorum.Dilerim, yolculuğun uzun olur.EMEKLERE SAĞLIK.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder