4 Mayıs 2019 Cumartesi

AYRILIK SEVDALI YÜREKLERİN HAZAN MEVSİMİDİR-HERCAİ 8.BÖLÜM

İnsan bir kere sevdaya düştüğünde;yeryüzünde yalnız o ve sevdasının sahibi kalmış gibi hisseder.Ondan ayrı kalmak kalbine,ruhuna hazan mevsimini getirir.Şu gök kubbe altında nefes alacak yer bırakmaz insana.Hele ki bu ayrılığın sebebi,sevda yarasını kalbinde bir mühür misali taşıyan sevdalı kalplerden bir tanesi ise.İşte o zaman yüreklere hiç dinmeyecek bir hazan çöker.Bundan sonra nereye gitsen,ne yapsan boştur.Sevdalı yüreklere,tekrardan ilkbaharı,yazı getirecek olan yalnızca sevdiğine kavuşmaktır.İnsan hayatı boyunca,ona öğretilen davranışlar ve sevdiklerinden ona miras kalan hatıralar ile bir yol çizer kendine.İşte bu sebepten çocukluk yıllarında öğrendiği iyi veya kötü her duygu ve davranış,o insan için çok önemlidir.Bakınız,Miran...Yıllar boyu Azize'nin kötülük ve nefret tohumlarını düşüncesizce savurduğu,hunharca nefret ektiği bir kalp ile büyümek zorunda bırakılmış bir adam.Üstelik,Azize'nin anlattığı masal baştan aşağa kurgu ne yazık ki.Yani yaptığı tüm kötüler bir tarafa,Miran'ı yıllarca koskocaman bir yalan ile büyütmüş.Miran'ın da Reyhan'ın da içine düştüğü bu dipsiz çukurun en büyük sorumlusu Azize.İnce ince işlediği intikam planı ile hem Dilşah ve Hazar'dan hemde doğduğu için Miran'dan intikam almış olacak.Üstelik kendisi hiçbir şey yapmamış olacak.Hep söylüyorum,''Çocuklar ebevenylerinin aynasıdır''diye.Bu yüzden onlara ne söylediğiniz ve neler öğretiğiniz hayati öneme sahiptir.Önmüzde bununla ilgili çok şahane iki örnek var.Miran ve Gül Hanım...
Aslında her ikisi de aynı soydan.Ama hayata karşı duruşları birbirinden ne kadar farklı.Elbete bunda Gül'ün yaşının henüz çok küçük olmasının  etkisi var. Ama benim kastetmek isteğim o değil.Şöyle ki Miran'da bir zamanlar tıpkı Gül gibi masum bir çocuktu.Tamam yaptıklarından çok pişman oldu.Lâkin bu pişmanlık yaptıklarının ve Reyyan'ın yaşadıklarının etkisini azaltmıyor maalesef.Dünyayı ve insana dair tüm duyguları çocukların gözünden görebilmeyi çok isterim.Çünkü çocuklar insanları ve olayları perdesiz ve en berrak hali ile görüyor.Büyüklerin ise sahibi olduğu ön yargılar ve hırs, kin gibi çeşitli duygular gözlerine perde çekip,gerçeklerin görülmesini engelliyor.Aslında Miran,Gül ile biraz daha fazla geçirse Azize'nin tüm yaptıkları boşa çıkar.Ben bu ekibi sevdim.İşbirliklerini sonuna kadar destekliyorum.
Sevdiğinden ayrı düşmek,çıkmaz sokaklarda yolunu kaybetmek gibidir.Kimsesizliktir.Derin bir yalnızlıktır.Ancak ayrılık sevdalarında en hakiki ilacıdır.Zira ayrılık zamanında, insan ne kadar uğraşırsa uğraşsın,ne kedinden ne de hissettiklerinden kaçamaz.Çünkü,sahibi sevdiği olan,o kalp,içinde atmaya devam eder.Ve her gittiği yere kendinden daha doğrusu sevdiğinden bir şeyler götürür.Her nefes alışında,sevdiğini hatırlatacak bir neden bulur.Ve kader eninde sonunda seni olman gereken yere,sevdalının yanına geri getirir.Bu süreç sevdalıları da sevdayı da olgunlaştırır ve büyütür.Tıpkı Miran ve Reyyan'ın hikayesinde olduğu gibi.Miran bu azimle giderse,Reyyan'a çok yakında affettirir kendini.Ama tabii öncelikle,şu Gönül mevzusunu eğrisi ve doğrusu ile anlatmalı.Olabilecek tüm güzellikler ancak ondan sonra gelir.Şahane bir bölümdü,emeklere sağlık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder