1 Mart 2018 Perşembe

Sevda Dediğin Bir Derdi İki Kalpte Taşımaktır-Sen Anlat Karadeniz 6.bölüm

İnsan ne vakit kötü olur?İlk günahını işlediğinde mi yoksa ilk can yaktığında mı?Bana göre birinin ''kötü'' olarak anılması için bunlardan hiçbiri yeterli değil.İnsan asıl kötülük karşısında vicdanını suskun halde bırakabiliyorsa o zaman kötüdür.Sonuçta insan Dünya'ya ilk gönderildiğinde kalbinin içine iyilik ve kötülük tohumları eşit şekilde serpilmiştir.İlerleyen yıllarda hangi tohumu büyütüp çiçek açtıracağı ise tamamen kendi seçimidir.İşte bu yüzden Mustafa Kaleli'nin yapmış olduğu son hamle,kardeşini ve korumak adına yapılmış masum bir hareketin çok ötesinde benim için.Eyşan'ın cehennem meleği olduğu tezini göz önünde bulundursak eğer;bu resmen kendi paçanı kurtarmak için şeytan ile masaya oturmak,demek.Bu sebeple Mustafa'nın yapmış olduğu son hareketin anlaşılabilir ve affedilebilir hiçbir yanı yok.Ki,Asiye gibi kocasına kopmaz bağlarla bir kadının bile öğrendiği bu gerçek karşında susacağını düşünmüyorum.Haftaya Asiye-Mustafa Kaleli cephesinden büyük çaplı bir ters köşe bekliyorum.
Bazen düşünmeden edemiyorum;Dünya'yı çocukların yönetme şansı olsa nasıl bir yer olurdu,diye.Büyüklerin bitmek tükenmek bilmeyen hısları,öfkeleri Dünya'yı yaşanmaz hale getirken,çocukların kalbinin bunca pisliğe rağmen hala tertemiz kalabilmesi mucize gibi.Yiğit'in Vedat'ın her türlü kirli işini yaptırdığı Necip'e dahi yumuşacık yaklaşması kalbimi titretti,benim gözümde bölüm kısımlarındandı.Necip'in de ilerleyen böümlerde ilerleyen bölümlerde vicdanına yenilip Tahir'lerin safına geçeceğinin bir işaretiydi sanki.
Hayırlı olsun,yeni bir çiftimiz daha oldu.Ama ne çift! Evet, yalnış görmediniz.Nazar ve Vedat..İzleyip de gözlerime bir türlü inanamadığımdan,defalarca izledim o sahneyi.Yani ne yalan söyleyim daha önce bu gözler böyle bir uyum görmedi. :) Şaka bir yana birkaç haftadır bu ikili beraber olsa nasıl olur,diye düşünüyordum?Fakat uyumları beklentimin kat be kat üstünde.Üstelik sadece fiziken de ruhhen de tencere kapak gibiler.Kaleli'lerin işi artık eskiden de daha zor.Hele bir de Nazar,Vedat için muhbirlik yapmaya başlarsa ki şuan önümüzdeki manzara bunun hiç de uzak bir ihtimal olmadığını bize delilleriyle gösteriyor.İşte o zaman yandı gülüm keten helva...
Şimdi,size basit gibi görünen ama cevabı kendinden zor bir sorum var:Biz insanlar,hissettiklerimizin adını neye göre,nasıl bu kadar kolay koyabiliyoruz da her karşı cinse hissedilen duyguya kalbimizde,ölçmeden,tartmadan ''SEVDA''diyebiliyoruz.Ya da şöyle söylemek daha doğru olur,sevda dediğin,seni sevdiğini bile bile o adamın veya o kadının ruhunu, kendi ruhuna çeşitli şekilde zincirlemek mi?Mercan'ın Tahir'e olan hisleri gün geçtikçe daha da hastalıklı ve tehlikeli bir hal alıyor.Ve bana kalırsa bu henüz başlangıç.Mercan yüzünden daha çok başımız ağrayacak.Oysa; gerçek sevda Mercan'ın yaptığı gibi kendi bencilliklerinden dolayı sevdiğinin kalbine prangalar takmak değil aksine Nefes'in Tahir'in yokluğunda karanlığa düşeceğini çok iyi bilmesine rağmen; o, huzurlu bir hayat sürebilsin diye kendisiyle sonunda yenileceğini hepimizin adı kadar emin olduğu bir savaş vermesidir benim gözümde.Aksi durum, saplantılı,tek taraflı bir Aşk olmaktan öteye hiçbir zaman geçemez.
Bu şahane bölüm için sonsuz teşekkürler,emeklere sağlık...

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Yine çok güzel yorumlamışsınız. Ben Mustafayı Nefesin o halini gördükçe vicdan yapmasını izlerken tam affeder gibi oluyordum ki Mustafa ikinci hamlesini yaptı vazgeçtim. Aynen dediğiniz gibi insan kendini, ailesini korumak için bile olsa şeytanla masaya oturmamalı. Hele de masum bir çocuk üzerinden. Bana kalırsa Asiye bu sırrı bi süre kendine saklayacak gibi görünüyor. Çünkü öyle kolay söylenecek bi sır değil bu. Bütün aile bağlarını koparacak cinsten bir sır ama tabi uzun süre saklayabileceğini de düşünmüyorum. Tahir ve Nefes ahhhh çektim sürekli bu bölümde onları yan yana gördükçe. Daha herkesin ilk bölümde farkettikleri aşkı bu iki deli bu bölümde farkettiler gibi geldi bana. Ama senaristlerimiz bu noktada nefesi çok güzel bir mesafede tutuyorlar. Aşka kapılarını açmak için henüz hazır durumda değil. Tabi deli Tahirimiz de 'ben bana inananı yarı yolda bırakmam' felsefesiyle yaşamaya devam ediyor. Hali hazırda mercana sözü var ve onuda yarı yolda bırakmayı düşünmüyor. Tahire göre söz ağızdan çıktı bir kere. Ahhh Yiğit Ahh. Neciple olan sahneleri beni hayrete düşürdü. Nasıl masum , nasıl akıllı, nasıl korunmasız. Ne büyük dersler verdi o aklı kıt adama ama anlayana tabi vicdanı olana. Mercan'a gelirsek, psikolojik olarak inkar mekanizmasını devreye soktu ve dış dünya ya kendini kapattı. Hayal dünyasında yaşamaya başladı. Gerçekten çok hastalıklı bir duruma geldi. Saniye hanım nefese diyor ya ne kendi oğlunu nede benim oğlumu düşünüyorsun diye aslında şuan mercan ne kendini ne de tahiri düşünüyor varsa yoksa kurduğu hayal dünyası gerçek olsun. Bencillikte Nefes ve Mercanı kıyaslarsak mercan açık ara kaybeder. Nazar'a diyecek hiçbir sözüm yok bana değmeyen yılan bin yaşasın modunda ortalığı karıştırıyor. Yine umarım can yakmaya çalışırken kendi canı yanmaz diyip biz izleyiciler iyi niyetimizi koruyalım.

    YanıtlaSil