22 Mart 2018 Perşembe

Nefes'in Tahir'i Mi Dediniz?-Sen Anlat Karadeniz 9.Bölüm

Özellikle kız çocuklarını bebeklikten itibaren bol kahramanlı masallar anlatarak büyütürüz.Beyaz atlı prens gelir,sırf prensese kavuşabilmek için başta ağızından ateş saçan ejderha olmak üzere binbir güçlükle mücadele eder.Ve er ya da geç mutluluğa ulaşırlar.Sen Anlat Karadeniz'i benim için bu derece özel kılan nedenlerin başında da onu çocukluğumda dinlemiş olduğum masallarla örtüştürmem geliyor sanırım.Ancak bizim hikayemizde ağızdan ateş ejderha yerine cehennem bekçisi Vedat ve onun biricik yardımcısı Eyşan, beyaz atlı prens yerine mavi gemili Deli Tahir,bu tip hikayelerin asla ama asla vazgeçilmeyen prensesi yerine bir Anka Kuşu misali her defasında yeniden doğan Nefes'im, prensin baş yardımcısı şovalye yerine iyi ve kötü taraflarıyla biricik ''abi'' Mustafa ve tabii ki iyilik perisi yerine kanatsız melek Asiye'm var.Kötü kalpli kraliçeyi kimin temsil ettiğini söylememe gerek yok sanırım.Hikayedeki karakterler o kadar gerçek ki günün belirli saatlerinde Karadeniz'in o enfes yaylalarında yürüyüş yaparken her an biriyle çarpışabilirmişsiniz gibi bir his doğuyor içinize diziyi izlerken.
Kalelilerin en sevdiğim özelliği ne olursa olsun yıkılmayan aile birliğiydi.Birliğiydi,diyorum çünkü Mustafa'nın yapmış olduğu son hamle ister kabul edelim, ister etmeyelim ama Tahir ile aralarındaki yıpransa bile asla kopmaz dedğim kardeşlik bağına öyle derin, öyle tamir edilemez bir hasar verdi ki bu bağ bir daha nasıl olup eski haline gelecek çok merak ediyorum.
Bu bölüm yorum için başlık bulmaya çalışırken ''merhametten maraz doğar'' yapsam mı diye uzunca bir süre düşündüm.Sonrasında çok iddialı buldum ve vazgeçtim.Ancak bana sorarsanız bölümün geneli tam manasıyla karşılardı.Aslında Vedat'tan uzun süredir bu tarzda bir hamle bekliyordum ama doğrusu bu derece sert ve kurnazca düşünülmüş bir şey ben bile beklemiyordum.Zira şiddet görmüş bir kadın hem Kaleliler'in hem de Nefes'in zayıf noktası.Karşılarına böyle biri çıktığı an kendileri de aynı yollardan geçtiği için en ufak şüphe duymadan kabul ettiler.Vedat,bu hamlesiyle Kalelilerin içinde olup bitenleri öğrenerek kozlarına yenilerini ekleyecektir.Uzaktan sevebilmek,dokunmadan,saçının kokusunu içine çekebilmek ne güzel,ne özel bir şey.Hele günümüzde insanların adına aşk dediği naylon duygular etrafımızı bir vürüs gibi sinsice sarmışken.Tahir'in Nefes'i sevme biçimini çok seviyorum.Bence bütün erkeklere örnek olmalı onun sevme biçimi.Nefes tarafından sevilmeye zorlamadan,her zor anında ilk yetişen,tüm yaralarını tedavi edebilmek için bıkmadan usanmadan uğraşan,sırf o mutlu olsun diye kendisi gurbetçi olmaya göze bir adam o.Sen ne güzel seviyisin be Tahir'im...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder