7 Mart 2018 Çarşamba

Sevdiğine,Hemnefes Olabilmektir Bütün Mesele-Sen Anlat Karadeniz 7.bölüm

Yedi haftadır,hiç kaçırmadan her bölümü tekrar tekrar izlemiş birisi olarak ilk kez bir yazıya başlık seçerken zorlandım.Üstelik yazdıklarımın hiçbirini beğenmeyerek defalarca sildim,yeniden yazdım.Çünkü özellikle Sen Anlat Karadeniz için yorum yazarken ne kadar iyi yazarsam yazayım,hep bir şeyler eksik ve yetersiz kalıyor sanki bu güzelliği ifade ederken.Nitekim bu böüm yorumu da öyle olacak gibi bir his var içimde.Sen Anlat Karadeniz ,sevdiğimiz karakterleri şahane bir olay örgüsü içinde izlettirirken aynı zamanda da bize,kendimizi ve değer yargılarımızı sorgulatıp,bölüm sonunda kalplerimize kendisi gitse de etkisi, izi kalacak cümleler bırakıyor.
Dün akşam izlemiş olduğumuz bölümde,Yiğit bulunduğu vakit Tahir'in sesinin titreyerek,''Oğlum'' diye haykırışı bana şu soruyu sordurttu:Baba olmak için illa çocuğun gen havuzuna biyolojik olarak katkı da bulunmuş olmak gerekir mi ya da bu ''baba olmak'' için tek başına yeterli bir kriter mi?Bana sorarsanız,baba ya da anne olabilmek,bir çocuğu Dünya'ya getirmekle değil o,çocuğun tüm ihtiyaçlarını gözeterek onu kalbinde büyümekle alakalı.İşte tam da bu sebepten ötürü Tahir daha şimdiden benim gözümde Yiğ'in babası.
Ah,Asiye'm benim kalbi de en az kendi kadar güzel cesur Asiye'm...İçinize dönüp sorsanıza kendinize onda ki cesaret hangimizde var.Ölümüne sevdiği adamın hata ve kusurlarını onu kaybetmek pahasına eğip bükmeden yüzüne çatır çatır söyleyebilen kaç kadınız şu hayatta?Oysa iyi insan tam bu değil miydi.Kim olursa olsun,bir çocuğun gözyaşını tüm Dünya'dan hatta en sevdiklerinizden dahi üstün tutmak...
Sevda'nın en yakın arkadaşıdır cesaret.Cesaretin olmadığı bir kalpte tam manasıyla yaşanan bir sevdadan söz etmek mümkün değldir.Böyle yaşanmak zorunda bırakılan sevdalar hep yarım hep arazlı kalmaya mahkumdur.Tahir'in kalbinin kimin için attığı bu kadar apaçık ortadayken Mercan'ın bunu anlamak yerine hala boşa kürek çekmeye çalışması ne acı.Üstelik tüm engellere ve Vedat'ın bitmek tükenmek psikopatlıklarına rağmen Nefes bile sessiz sevdasında daha cesur.Çünkü cesaret,sevdanın sahibine karşı sana verilmiş olan sözü pranga gibi kullanmak değil aksine senden uzakta ona mutluluk varsa gitmesine izin verebilmektir.Nefes ile Tahir'in Karadeniz kadar hırçın ve bir o kadar da naif sevdasında,o kadar çok duygu muhteşem bir şekilde harmanlanmış ki sayelerinde Aşk'ın türlü türlü hallerini izliyoruz.Zaten hayat arkadaşlığı dediğin o uzun yolculuk, tam olarak bu.Sevdiğin senin kimin zaman dostun,sırdaşın,can yoldaşın kimin zaman da hemnefesin oluverir.Nefes ve Tahir için çok yakın zaman gerçekleşecek bir resmi nikah tahminim var.Bakalım gerçekleşecek mi?Meraktayım.Nefes gibi kadınların sadece kurgusal dünyada kalması dileklerimle,8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun.Emeklere Sağlık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder