12 Ocak 2017 Perşembe

Hayatın tüm renklerini içinde barındıran bir gökkuşağıdır ;hayat şarkısı 37.bölüm

Ben küçüklüğümden beri telvizyonlarla ilgili işlerde çalışmak istemiştim.Ama malesef şartlar buna imkan vermedi.İşletme okumak zorunda kaldım.Okul bitip de işler yoluna girince kendimi mutlu edecek birşey yapmak adına bu bloğu açtım.Bu sebeple tvde başlayan her işle ilgili fikir sahibi olmak adına elimden geldiğince her işe bakmaya çalışıyorum.Ama eğer benim gibi değil süre uzunluklarını da göz önüne alarak bu kadar çok dizi izlemek istemiyorsanız size hayat şarkısı izlemenizi şiddetle tavsiye ederim;çünkü içerisinde dram,romantik komedi,aile,gerilim tüm türler mevcut hiç yormayın kendinizi.Ve işin tuhaf tarafı şu diziler genelde 2.sezona hikaye ve senaryo açısından yorulmuş senaristin anlatacak şeyleri tükenmiştir artık.HAYAT ŞARKISI bu durumun çok net bir istinası olarak çoktan TÜRK TV tarihine geçti diyebiliriz.Üstelik bence 2.sezon 1.sezondan çok daha heycanlı devam ediyor.Tabi bunda mahinur ergunun şahane senaryosu ve müthiş ötesi oyunculuklar kadar yönetmen cem karcının efsane bir duruluk ve doğallıkla çektiği sahnelerinde etkisi tartışılmaz.Bölümün ilk sahnesini birçoğunuz gibi yüreğim ağzımda izledim düğme düştü düşecek diye ama korkulan olmadı.Düğmede tıpkı annesi gibi sıkı sıkı tutunmuş annesine.Hülya bunları yaşarken meleğin süheyla-bayram cevher 40.evlilik yıl dönümü yemeğinin ortasına bomba gibi düşmesinin şokunu henüz üstümüzden atmıştık ki ceren'in sebep olduğu ufak bir kaza yüzünden bebeğin düştüğünü öğrendik ama bana sorarsanız ortada bebek filan da yok.Bu sadece meleğin hüseyini yanında tutmak için kullandığı bir koz sadece.Ama hiçbir şekilde başarılı olamayacağını düşünüyorum.Hatta ilerleyen haftalarda bu konuyla ilgili olarak çok eğlenceli sahneler izleyeceğiz bence mahir zeynep hüseyin arasında.Üstelik mahirin babasından kalan miras sebebiyle zengin olacağını bunun sonucunda mahir ile zeynep arasındaki uçurumun kapanacağını düşünüyorum.Mahirle ilgili kafamda şüpheler oluşmaya başladı yavaştan yavaştan bu sadece bir teori ve umarım öyle de kalır çünkü mahir-hülya dostluğunu çok seviyorum dostken birlikte çok güzeller ama ben mahirin hülyaya karşı kendine bile itiraf edemediği duygular beslemeye başladığını düşündüm bir an umarım sadece bir yanılgı olarak kalır bu.CEM'İN ölmediğini ve hülya ve kerimin kaçırılmasının altından da cemin çıkacağını ve bu sayede kerimin gerçekleri bir şekilde öğreneeğini düşünüyorum(en azından umuyorum diyelim) ama başarışma hemen olmaz diyorum hülya kolay affetmez sanki.Bu bölümün en güzel sahnesi bana süheylanın bayram cevhere 40. evlilik yıl dönümü hediyesini verdiği sahnedir.Yazılan metne zaten diyecek söz yok.Ama şunu söylemeden geçmeyi haksızlık sayarım TANYAÇ AYAYDIN'IN metni seslendirirken kullandığı ses tonu, mimikleri,vurguları oyunculuk dersi niteliğndeydi benim için.Çok kıymetli sahne hatta en güzellerinden bana göre heycanla yeni bölümü beklerken yazana, çekene oynayana kocaman alkış

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder